Kırmızı Şarkı
sen şarkının
en güzel sesiyle
kuşlara yer açan sine
kaç kanatlı ırmak akar
gözlerini sürsen gözüme
sen denizin mavi sularını saran kırmızı
dönerek düşen serçenin kızı
ateşe koşan kelebekler iflah olmadan daha
kartalın cennetine giren efsun
düşecek meyveler bir gün dalından
ellerini yazacak belki ellerim
her şey gözlerinin önünde
umudu anlatacağım, çizgilerin izinde
sesimiz saracak dağları, yankısı d a ğ ı l a c a k
uzaklarda bir şarkı duyulacak
bir yolcu gitmeden karanlığa kalacak
bir yolcu, atla geceye revan olacak
sen göğe bakacaksın sadece
gök yarılacak, içinden adın çıkacak
sessizce nefesinden sana sığınacak
bir çığlık, seraba elini uzatacak
yüreğimin düğümünden çalınan
bir ok savrulacak, ok kirpiğinden olacak
acı üstüne, sevgi üstüne ve boşluk
yok olmanın neticesinde
büyük savaşa doğrulacak
bıçaktan yaratılan sırat köprüsünden
benim için geçmek kolay olacak…
kaybetmek acıdır, bilirim kendini
susup kaldığım öylece
biz yokuz…
işte…
değişen pervanede
hep kan rengiyiz, şiir denizinde
yapraklarından dökülen
pigmentlerin evreninde
is kokusuyla karışık nemde
buğulu nefesine gömülmek için
bekleyen sızı
mavi suları sarsan kırmızı
terkedilmiş notalardan üç yapraklı hatırayla
düşüyorum kaç mevsim bitti, kaçıncı baharız şimdi
Yusuf BAL