Bir zamanlar şehrin birine bir Vali Yardımcısı tayin olmuş. Vali Yardımcısı, vatandaş odaklı bir düşünceyi benimsemesi gerekirken, tam tersine günün büyük bir bölümünü eş dost sohbeti ile geçirirmiş.
Devlette çalışma esas iken bu Vali Yardımcısı, kendisi ile görüşmeye gelen vatandaşları ?tesbih sallayarak? karşılarmış.
DEVLET ADABI ve örf adetlerin öngördüğü ?misafiri karşılama? nezihliğine pek aldırış etmeyen Vali Yardımcısı´nın, misafirin karşısında ?fır fır tesbih sallaması? ise vatandaşlar tarafından hakaret olarak algılanırmış.
VATANDAŞ odaklı çalışıp, DEVLETİ TEMSİL ETMESİ GEREKEN NEZAKET VE TEVAZU ile vatandaşı karşılaması gereken VALİ YARDIMCISI´nın ?SİYASETNAMEYİ? okuyup okumadığı merak edilirmiş.
Kadim bilgelik olan ?İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN? felsefesini hayata geçirilmesi gerekirken bunu yapmayan Vali Yardımcısının tesbih sallamasının kültürdeki yeri ise merak edilirmiş.
Sonra bir BİLGE KİŞİ gelip onun kulağına demiş ki; ?MİSAFİRİ TEBİH SALLAMA İLE KARŞILAMAK, MİSAFİRE SAYGISIZLIK DEĞİL DEVLETE SAYGISIZLIKTIR. ÇÜNKÜ İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN?