KIZILIRMAK Devlet Projesi Olmalı

KIZILIRMAK Devlet Projesi Olmalı

CUMHURBAŞKANI Erdoğan´ın talimatı üzerine ÇORUH NEHRİ Projesi hayata geçiyor. Sivas KIZILIRMAK´ın da Devlet Projesi olarak hayata geçmesi durumunda, PARİS´e hayat veren SEN NEHRİ gibi, KIZILIRMAK´ın da SİVAS´a hayat vereceği belirtiliyor.

 SPHM ÖZEL HABER

Göç vererek tükenen SİVAS, çıkış noktaları arıyor. MARAMARAY, KANAL İSTANBUL gibi dev hayallerin TÜRKİYE gündemine gelmesi akabinde gözler KIZILIRMAK Projesine odaklandı.

Yakın zamanda ÇORUH NEHRİ PROJESİ´nin de Cumhurbaşkanı ERDOĞAN´ın talimatı ile hayata geçmek üzere olması akıllara yeniden KIZILIRMAK PROJESİNİ getirdi.

Sivas Belediyesi´nin Kızılırmak ile ilgili projesinin olduğu lakin bunun zayıf olduğu vurgulanırken, Belediye bütçesi ile bu devasa ırmağın elden geçirilemeyeceği belirtiliyor.

KIZILIRMAK´ın, mutlaka ama mutlaka Cumhurbaşkanı ERDOĞAN´a anlatılarak MARMARAY gibi devlet projesi olmasının sağlanması gerektiğini dile getiren duyarlı Sivaslılar, bu ırmağın elden geçirilip dizginlenmesi durumunda, SEN NEHRİ Paris´e nasıl hayat veriyorsa Kızılırmak´ın da SİVAS´a hayat vereceğini dillendiriyorlar.

OSMANLI döneminde de Kızılırmak ile proje çalışmalarının olduğu lakin günümüzdeki teknolojik imkanlarla bunun şimdi daha kolay mümkün olabileceği biliniyor. SİVAS´ın Orta Anadolu´da ikinci bir İstanbul olup, çevre illerin çekim merkezi haline dönüşebilmesi için Kızılırmak´ın devlet projesi olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.



Anonim
22.09.2016 16:33:42
Soylulaştırma, İngilizce "gentrification" kelimesinin karşılığı olan ve Türkçede mutenalaştırma, seçkinleştirme, burjuvalaştırma, nezihleştirme, kibarlaştırma, centrifikasyon, jantileşme vb. kullanımları da olan "soylulaştırma", kısaca orta ve üst sınıfların dar gelirlilerin yaşadığı, kent merkezlerindeki semtlere yerleşme süreci olarak tanımlanmaktadır. Soylulaştırma, en basit ve sınırlı tanımıyla, dar gelirlilerin yaşadığı, kent içerisindeki köhneleşmekte olan konut alanlarına, daha üst sınıfların yerleşmeye başlaması süreci olarak tanımlanmaktadır. Değişimin gerçekleştiği mahallelerde, bir taraftan eski ve bakımsız kalmış konutların yenilenmesiyle gözle görülür fiziksel iyileşmeler yaşanırken; diğer taraftan eski sakinlerin, yerlerini biraz da gönülsüz olarak sonradan gelenlere bıraktığı, literatürde yerinden edilme (displacement) olarak adlandırılan bir süreç yaşanıyor. Bu süreç ile birlikte kentsel fiziki alt yapı ne kadar sabit kalırsa kalsın el, işlev ve tip değiştirilmiş olmaktadır. "Soylulaştırma" ile ilgili semtlerde varolan mahalle kültürü farklı grupların varlığıyla giderek değişime uğruyor. Başlangıç aşamasında eski sakinlerin, güvendikleri "güçlü" komşularının varlığıyla yaşam alanlarına olan aidiyet duyguları güçleniyor. Ancak zamanla yaşadıkları semtler üst gelir gruplarının tercih ettiği yerler haline geliyor ve dolayısıyla emlak yatırımcılarının ilgisini çekiyor ve çoğunlukla spekülatif bir biçimde bu semtlerdeki emlak fiyatları artıyor. Bu evreden sonra mahallenin dokusunda yaşanan ciddi değişimler sonucunda, genellikle kiracılardan oluşan eski sakinler gönülsüz de olsa yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalıyorlar. Soylulaştırma ilk olarak, 1950´li ve 1960´lı yıllarda Londra ve New York gibi merkez ülke şehirlerinde karşımıza çıkıyor. İstanbul ise soylulaştırmayla 1970´li yılların sonlarına doğru tanışıyor. Dolayısıyla soylulaştırma İstanbul´da en az 25 senedir gerçekleşiyor. Süreç, İstanbul içerisinde on senelik aralıklarla yeni bölgelere sıçrayarak ilerliyor: 1980´lerde Boğaziçi (Arnavuktöy, Ortaköy ve Kuzguncuk), 1990´larda Beyoğlu (Cihangir, Galata ve Asmalımescit) ve 2000´lerde Haliç (Fener ve Balat) bu şekilde soylulaşıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde ise Süleymaniye, Tarlabaşı, Tophane ve Sulukule gibi kentsel dönüşüm projeleri ile gündeme gelen bölgeler soylulaştırma tartışmalarına konu oluyor. YANİ KIZILIRMAKTA NEDEN BÖYLE BİR ÇALIŞMA YAPILIYOR TARİHİ SÜRECİNİ BİLİN İSTEDİM..