ZARA12 MART Cumartesi 2016
Zaman neyi anımsatır? Hatıraları mı? Yaşanmışlıkları mı? Hüzünleri mi, sevinçleri mi?
Gecenin enöte anında, tozlu hatıralardan sızan birkaç fotoğraf karesinin eşliğinde, zamana kayıt düşülen gizemler değil midir her şey? Her şey vakti zamanı gelince, seyri sülük etmez mi zaman ve mekân bilmez kelimeler kelimesinden?
Yıllara meydan okuyan dostluklar, adımlarımı yeniden ZARA´da bulmama neden oldu. Beş koca yıla kayıt düşülen anlar anı ve hatıraların giz seyrangahı davetinde ısrar edince, gönlümüzün estiği yerlere adımlarımız yöneldi anı anına?
KÖSEDAĞ
12 MART Cumartesi 2016Zara demek Kösedağ demek. ZARA demek KIRKGÖZE´den sızım sızım akan dereler demek. Zara demek, şen şakrak düğünler demek, hareket demek, rüya demek, sevda demek?
İlkbahar´ın bu narin mevsimi MART´ta yolumuz ZARA´ya düşer de, zamana ve mekâna meydan okuyan o giz seyrangı KÖSEDAĞ´a hiç uğranmaz mı?
Dostlarımız bizim KÖSEDAĞ´a aşkımız bildiğinden, onun yüce bağrında bir geceyi geçirip, Süreyya yıldızlarının arzı endamına hiç vasıl olunmaz mı?
Dağların dağıdır KÖSEDAĞ. Derin bir siluet arzı endam ediyor asilce. Dağların dağı diyebileceğimiz bir siluet karşılıyor ötelerde bizi. Yarım bir hikâyenin, gönüllere seyri suluk eden endamı Kösedağ gibi asude zamanları çağrıştırıyor insana.
Karşı taraftaki güzellikler geçidi, zamana meydan okuyan bir endam ile duruyor öylece?
KÖSEDAĞ YÜCEDİR?
?Kösedağ yücedir Zara engini
Yaylaya çıkarlar fakiri zengini
O güzel çiçekler dökmez rengini
Durup eylenmeli orda bir zaman
Kösedağı derler büyük manzara
Bir yanı SUŞEHRİ bir yanı ZARA
Otur Çiçekli´ye zülfünü tara
Durup eylenmeli orda bir zaman
ZARA Ütükyurdu Köyü´nde ilk öğretmenlik görevine başladığımda görmüştüm bu yüceler yücesi dağı. İlk gördüğümde, KAF DAĞI´na en benzeyen dağ diye geçirmiştim aklımdan.
Bir yerlerinde belki SİMURG ANKA yoktu fakat, insanoğlunu hayalden hayale salıveren bir endamı olmalıydı.
İlk aşk gibi bir şeydi KÖSEDAĞ. O günden bu yana ne zaman aklıma dağ gelse, ne zaman aklıma dağ gibi insanlar gelse KÖSEDAĞ içime düşer. Sanki demir kazıklarla insanı kendine bağlayan bir çekim kuvveti var.
İçinde bulunduğumuz toplumda pek çoğunu gördüğümüz nice ?omurgasız, kişiliksiz ve kimliksiz? insandan uzaklaşmak için dağlara yönelmek ve onların insana sunduğu, ruhuna zerk ettiği ?omurgalı, dik duruşu olan, kişilikli? bir endam için KÖSEDAĞ çok ideal.
Ütükyurdu Köyünde öğretmen iken, arif bir ?kuyu ustası? demirlemişti lojmanın hemen yanı başına. İlk defa o anlatmıştı bana.
?Bilir misin hocam? demişti. ?Kuşların sultanı Zümrüdü Anka, Dağların Sultanı da Kaf Dağı´dır?. ?Bütün dağlar Kaf Dağına bağlıdır.? ?Bizim buraların sultanı da KÖSEDAĞ? demişti.
Belki o arif sözlerden olsa gerek, KÖSEDAĞ içimde derin bir sevdayı hep dillendire gelmiştir.
KÖSEDAĞ AKŞAMI12 MART Cumartesi 2016Akşam dünyanın neresinde güzel olursa olsun, bu güzelliğin bin katı KÖSEDAĞ doruklarında yaşanandır. Ip ıssız otlakların, çayır kuşlarının adam gibi adamlıklarına kattıkları ötüşleri ve zamana meydan okuyan yüceliği ile bu dağ akşamı, insanın içine eritiyor adeta.
Derin bir hüzün ve derin bir mutluluk arası bir duygu sarıyor, yıllar sonra bedenimi. Bir zamanlar burada 5 koca yıl öğretmenlik yapmış ve de pek çok defa bu esrarlı dağ ile söyleşmiş biri olarak, her gördüğümde sanki ilk defa bu dağı görüyormuşum gibi bir kıvanç kaplıyor içimi. Yüce bir dağ ve o dağın içleri aydınlatan rayihasına meftun biri..
Kösedağ´ın bağrında, zamanı soluklarken demli çaylar eşliğinde, beni bilinmez zamanlar heyulasına atan tebessümler geliyor aklıma. Nerede ve nasıl olduğu meçhul onca kekremsi hatıra, Kösedağ´ın yanından yöresinden akan sular ile hemhal mıdır bilinmez ama, böyle yüce bir dağdan belki görünür diye bakıyorum sağa sola.
Belki de telli turnaların sulandığı, azıcık eğlenip öte diyarlara bağırlarından yol aldıkları nice esrik rüya, Kösedağ´a varınca bir hasret gibi oturuyor adam yüreğine.
KÖSEDAĞ GECESİ12 Mart CUMARTESİ 2016Gece nasıl bir duygu salar insan ruhuna. Yalnızlık, hüzün, hatıralar, keşkeler, yanılgılar?
Dostluklar, kayıplar, kazançlar, yanılgılar üstü yanılgılar.
Bunların hepsi kapkaranlık bir gecede sökün edip iniverirler yüreğinden ellerine.
Gecenin sükûnetini, hüznünü, aşkını, yağmur şiirlerini kaç kişi bilir?
Yada gece kuşlarının bir birlerinin sesini incitmeden şakımalarını kaç kişi dinledi?
Suyu, hasreti, bulutla zamanın söyleşmesini kaç kişi bilir?
KÖSEDAĞ´ın eteğinde bir YAYLA EVİNDE, dağ gecesini soluklayıp, huzuru ve sevinci bir arada yaşamayı, şehrin başıboş zavallı insanlarının boş gündemi, boş sohbetleri ve boş hayatları anlayabilir mi?
Çağıl çağıl çağıldayan suların, ?kırk gözeden? aldıkları bereketi öte diyarlara iletmesini kim içine indirebilir? Şişe içine saklanmış düşünceler misali, suyun yüzüne söylenen onca şiir yana yakıla, döne döne arşı ala ile bir anı sonsuza değin götürüp, sunar mı acep dağlar içindeki en özge dağa?
Gece, yıldızlar ve Kösedağ?
Gök kubbenin şiiri âdete her şey?
Taze MART çimeni kokuları, geceyi yaran kuş sesleri, ateşin çıngısında deryalar gören birkaç şair yürek ve ötelerde hikâyelerini yüreklerinde yaşayan ölgün ışıklı köyler?
Kösedağ´a doğru ağır bir zaman? Yüreğe, şiire ve hayallere rehin verilmiş duygular geçidinin, dağların sultanı olan Kösedağ´da geceye emanet edilmiş birkaç gün?
Kuzine SOBADA ÇAY Faslı12 Mart CUMARTESİ 2016 ( Gece yarısı Saat: 22:40)Gece yarısı, kuzine soba şenliği. İçinde mis gibi kokan patatesler serisi..
Nefes almadan konuşulan onca yitik zaman.Unutulmamış anılar, sadakatler, dostluklar?
Köy ekmeği arasına ?dürüm? yapılmış, yarı yanmış patatesler?
Zifiri karanlığın etrafa salıverdiği sükûnet, ötelerde tek tük parlayan ölgün köy ışıkları, köpek havlamaları?
Gece veasude? Gece ve huzur? Gece ve sükunet?Gece ve dostluklar?
Rüzgarla söyleşen selvi ağaçları?Keskin rüzgarın kapıya pencereye her daim aman vermemesi?
Kuzine sobanın üzerinde saatlerce ateşle söyleşen ?küçük güğümde kaynayan su? birazdan ince belli bardaklarda çaya dönüşmek üzere?
Gece çay ve muhabbet?
Gece çay ve anılar?
GECE YARISI (Saat: 03:30)
Derin bir sessizlik film şeridi gibi... Geniş bir huzur... Asude bir güven...
El ayak çekildi... Kurt kuş uykuda...
OSMAN ÇELİK