?KOYUN CAN DERDİNDE, KASAP ET DERDİNDE?
Demokrasiler de ülke idaresine talip olan ve seçilme hakkını kullanmak isteyen, acele seçimin milletvekili aday adayları,başvurularını yaptılar.
Bunların bir kısmı daha önce milletvekili olmuş veya hali hazırda milletvekili olanlar.
Bir kısmıdaha önce listeye girmiş, seçilememiş veyalisteye girememiş olsa da bir sonra ki seçime kadar devlet kadrolarında ballı maaşlarla koruma altına alınmış olanlar.
Bir kısmı ise icazet almış havasında olanlar yani il başkanlığı ve belediye başkanlığı makamlarından istifa edip milletvekili aday adayı olanlar.
Ve büyük bir kısmı da, inanmış hayalperestler, kendilerini tescil ettirmek isteyen uyanıklar ve egosunu tatmin edenler.
Yani işin bu tarafından bakınca?Koyun can derdinde, kasap et derdinde? iken, bütün bunların hepsi bir yana bu seçime damgasını vuracak asıl konu ekonomik vaatler ve gelişmeler olacağa benziyor.
24 Haziran seçimleri, yönetim sisteminin değişeceği, ülkenin yeni bir yola gireceği,tarihibir seçim olacak. Ancak bu seçimde, seçim önü gelişmelerdiğerlerinden çok farklı seyrediyor.
Farkında mısınız? Hükümet ekonomik anlamda,önlem üzerine önlem, paket üzerine paket açıklıyor.Yaşanan ekonomik kriz yetmezmiş gibi bir de cumhuriyet tarihinin en önemli seçiminin kazanılması lazım. Ne de olsa bu yolu kendileri açtılar.
Emekliye ikramiye, imar barışı (affı), öğrenci affı, yaşlılık aylığının iki katına çıkarılması, yeni üniversiteler açılması, vergi ve bazı alacakların yeniden yapılandırılmasıderken,zorlu bir seçim ekonomisisürecinegirmiş durumdayız.
Halbuki, önce ki seçimlerde AK parti, seçim ekonomisi uygulamaz veya benimsemezdi.
Muhalefet de, durumu okuyor ve sesini çıkarmıyor yani tuzağa düşmüyorlar. Daha fazlasına zorluyorlar. Zaten hükümetin açıkladığı ve şu ana kadar verdikleri milleti tatmin etmiş gibi görünmüyor. Daha ileri adımlar atılmasını bekliyor. Bu sayede, hiç değilse bu güne kadar düzeltilemeyen gelir dağılımı,belki bir nebze düzeltilebilir.
Ancak, hiçbir cumhurbaşkanı adayı?kaşıkla verip kepçeyle alırım, nasılsa!? Diye, yanlış bir düşünceye de kapılmamalıdır.
Seçilecek Cumhurbaşkanı, aynı zamanda yıllık enflasyonu en fazla %5´te tutmalı, kişi başı milli geliri on beş bin dolara çıkarabilecek politikalar geliştirmeli, cari açığı sıfıra çekebilmeli, Yıllık büyüme oranını %6´nın altına düşürmemelidir.
İşte bu seçimde, bunları yapabileceğini gözü kesen, projesi, bilgisi , ekibi ve inancı olan kazanmalıdır.
Çünkü, son yıllarda toplumun değer yargıları ve hayata bakışı özellikle kadınlarda ve gençlerde oldukça değişti. ?Bu devirde paran oldu mu;adamsın, saygı görürsün, bütün kapılar açılır, işin yürür, her şeye sahip olursun vs. vs. ? kanaati, bir değer yargısı olarak artık topluma yerleşti. Bu olgu, on altı yıllık AK parti iktidarınınbirçok hayırlı işinin ve eserinin yanında,olumsuz anlamda ki eserlerinden biri oldu.
Seçim önü gelişmeleri analiz edince, liderlerin de bunu gördüğünü ve bu realiteye göre politika ürettiklerini düşünüyorum.Ancak kim kazanırsa kazansın bu işin arkası daha da zor görünüyor.
Tacettin KEPENEK