Tarih: 07.04.2022 00:41

"KURTLAR SÜRÜYE DALMIŞ"

Facebook Twitter Linked-in

“KURTLAR SÜRÜYE DALMIŞ...”

İnsanoğlu, yaratıcısının kim olduğunu, nasıl yaratıldığını, ölünce ne olacağını her zaman sorguladı. Binlerce yıldır, bilemediği soruların cevaplarını ararken, önce tabiatta ki farklı canlıları, sonra güneşi, ayı, ateşi ve hayal dünyaları geliştikçe de, soyut mitolojik tanrıları keşfetti...

Hz. İbrahim’in neslinden itibaren son dört bin yıl içinde ise tek Allah, tek Allah’ın peygamberleri ve o peygamberlere vahiy edilen kutsal kitaplarla sistematik hale gelen hak dinler... Ve sonunda, İslamiyet’in gelişi ile ilahi nizam...

Batıl inançlar ya da hak dinler, bir yandan insanoğlunun manevi inanç ihtiyacını karşılarken diğer yandan da toplumları, kitleleri yönetmenin yani sosyal ve idari düzenin yasaları oldu...

Bununla birlikte, bilinen tarih sürecinde ister batıl, ister hak dinler olsun, ister tek tanrı, ister sayısız tanrılar olsun, insanoğlu hiçbir zaman şamansız, rahipsiz, hahamsız, imamsız kalmadı...

Ruhban sınıflar için kendileri her daim çoban, halk ise sürü idi... Çünkü sürü yönetimi, insanoğlunun bilinçaltına yerleşmiş, genetik olarak kodlanmış, yönetme ve yönetilme alışkanlıklarının temel kaynağı... Bu ruhban sınıflar, tarih boyunca ülkelerin yönetimini, hak-batıl, hangi dinden olursa olsun, açık ya da örtülü bir şekilde, şeklen seçilenlerle, diktatörlerle, hanedanlarla paylaştı...

Ülkemizin yakın geçmişinde de, buna benzer bir örtülü yönetim paylaşımının, nelere yol açtığına hep birlikte şahit olduk. Devletin şeklen demokrasi olmasının, anayasal, lâik bir hukuk devleti olmasının yetmediğini yaşayarak gördük...

Halkın seçici çoğunluğunun ve seçtiği yöneticilerin, akıllarının ve vicdanlarının özgür, genetiklerinin demokrasiye ve lâik hukuk devletine uygun olması gerektiğini anladık...

Zamanında, Sivas’tan kalkıp Pensilvanya’ya kadar, o zamanki adıyla Fettullah hoca efendinin elini öpmeye gidenler vardı. Yine aynı dönemlerde, birçok siyasetçi bu zata, methiyeler düzüyor, insanlar bu zatın kasetlerini dinleyip hep birlikte ağlıyordu... Milyonlarca inanmış, teslim olmuş ve çobanını bulmuş, homo sapiens...

Şimdi ise aldatıldık diyenler, Allah affetsin diyenler, saklananlar, saklandığını zanneden angutlar var...

Allah’ın kitabı, peygamberin sünneti ne derse desin, ancak hoca efendilerinin ağzından çıkana inananlara ve zaten inanmak isteyenlere, hoca efendiye hizmet ettikçe (!) siyaseten, iktisaden ve bürokratik olarak her kademede kapılar ardına kadar açıldı ve açıldıkça da gözleri karardı.

FETÖ’nün giyilmiş fanilasına, hırka-i şerif muamelesi çeken, FETÖ adına okul, dershane, dernek, vakıf kurup örgütlenen, milletin hakkını gasp eden, ülkenin vatansever evlatlarına kumpas kuran, devletin imkânları ile servetine servet katan, devletin makamlarını kendi aralarında paylaşan, paylaştıran, hainlerin bir kısmı bu gün olmuş hala ortalıkta dolaşıyor...

Bütün bunlara rağmen, bir türlü aklı başına gelmeyen “her şeyhi, her cemaati, aynı kefeye koymayalım, hepsi aynı değil caaanım” diyen, homo sapiensler o kadar çok ki... Çobanından ayrılmak istemeyen bu homo sapiensler, sürü düzeninin hala aynı şekilde devam etmesini istiyorlar...

Olmaz mirim. Olmaz. Bu kafayla olmaz... Bu homo sapiensler, var olduğu müddetçe, siyaset, ticaret ve tarikat organizasyonu sanki hiç bitmeyecek...

Ancak mızrağın, çuvala sığmadığı da artık ortada, bunların hesabı görülmek zorunda... Bu hesap görülmeden, bu ülke de huzur olmaz... Devleti yönetmek için demokrasiyi araç olarak kullananlarla, Allah’ın dinini alet edip cemaatlerle el ele seçime gidenlerle ya da iktidar olmak için ABD’nin arkasına saklananlarla, ülkenin bekasından söz edilemez...

Sırf, tek başına iktidarda kalabilmek için ülkenin yönetim yapısını değiştirenlerle, işlemeyen bir sistem ile ülkenin batağa düştüğünü algılayamayanlarla, bu iş yürümez...

Ekonomisttim diyerek, faizi sebep enflasyonu sonuç ilan edenlerle, faizin nas olduğunu söyleyip, devlet hazinesinden, parası olanlara örtülü yüksek faiz dağıtanlarla, bu ekonomi yönetilmez... Devletin kasasından bir kuruş çıkmadan, köprü, yol, hastane yaptık deyip, milleti boğazına kadar döviz borcuna batıranlarla, bu hesabın içinden çıkılmaz...

Olmaz mirim... Olmaz... Bu kafayla, bu işin sonu olmaz...

Kurtlar, sürüye dalmış bir kere...

Tacettin KEPENEK




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —