Tarih: 29.10.2023 23:46

KURTLUKAYA

Facebook Twitter Linked-in

"ULAŞ’tan o muhite gidecek kızaklar sıralanmış idi. Birinde yer vardı bizde bindik. Beş tane atlı kızak yola düştüler ardı ardına.

Bizim kızağı çeken iki kır at bir motor gibi Çiftliğin yamacı çıktılar hemen. Diğerleri de ardımızda. .

Köye vardık. Alevi komşularımızın köyü idiydi. Babamın ahbapları idi.

Diğer dört kızak varıp gittiler öte köylere biz kaldık. Bizi getiren kızakçı ile vardık DÖŞÜAÇIK’ların hanesine.

İsmi hatrımdan çıkmadıysa DÖŞÜAÇIK SÜLEYMAN EFENDİ derler bir insan evladı idi.

Hanesine vardık. Babam ile kucaklaşıp hal hatır ettiler. Bizi getiren kızakçı Mustafa ile de hal hatır ettiler.

Hemen sofra kuruldu ki hepimiz çok acıkmıştık. Sofraya oturduk. Haneleri şen olsun, çok alakadar oldular.

Kızaklarla bizi köye getiren MUSTAFA AMCA, “yekindi” kalktı gitmek için ama DÖŞÜAÇIK  izin vermedi.

“Akşam üstü seni koyuvermem. İki köy öte değil mi sabah yola çıkarsın” dedi.

Gece olunca köyden de gelenler oldu. Sohbetler yapıldı.

Ben ise teyip gibi kaydediyordum konuşulanları.

El ayak çekilip de döşekler serilmeye başlayınca, kurban olduğum babam BEDROS USTA, Döşüaçıka borcu uzattı.

DÖŞÜAÇIK “acelesi neydi kışta kıyamette” diye sitem etti.

Kızakçı Mustafa AMCA da yatsı namazını kıldı ve yeniden sohbete dahil oldu.

Şöyle bir baktım da bir yanda ERMENİ, bir yanda ALEVİ bir yanda SÜNNİ..

Hemşerilerim zannederim ki ANADOLU bu işte.

Sabah oldu. Mustafa AMCA, benim kulağımdan çekerek “gel buraya kerik” diyip öptü. Babamla da ısmarlaşıp iki köy öteye doğru yola çıktı.

Bizde babam ile sabah ısmarlaştık. Süleyman Efendi gitmeyin diye ısrarlar ettiyse de babam ile yola çıktık."

Kirkor DEĞİRMENCİYAN/ Ezdim Eledim Çözdüm Beledim




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —