Türkiye Kamu – Sen Sivas İl Temsilcisi, Türk Ulaşım – Sen Şube Başkanı M. Nurullah ALBAYRAK, “Diyarbakır`da İndirilen TÜRK Bayrağı Ve Yaşanan Olaylara İlişkin” 10.06.2014 salı günü sendika binasında bir açıklama yaptı.
Nuri ALBAYRAK yaptığı açıklamada; “Geçtiğimiz gün, PKK’lı teröristler Diyarbakır’ın Lice ilçesindeki 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’nda asılı bulunan Türk bayrağını indirmişlerdir. Askeri bölgenin içine girip bayrağımızı indiren hainlere güvenlik güçlerimiz herhangi bir müdahalede bulunmamıştır.
Bayrak, bir milletin varlığının ve bağımsızlığının sembolü, tarihinin hatırasıdır. Bayrağın değeri, yapıldığı kumaşla değil, dalgalanması için ödenen bedelle ölçülür. Türk bayrağı dışında rengini, milletinin kanından almış başka bir bayrak yoktur. Tarihte bayrağa hakaret, padişaha ve devlete hakaret suçu ile ayni derecede tutulmuştur. Bayrağın kutsallığı, savaş meydanında en yüksek derecesini bulur, bayrağı yere düşürmemek için en yüksek rütbeli askerlerin dahi en küçük bir tereddüt göstermeden şehitliği göze aldıkları görülürdü. Zira bayrağın düşmesi, mağlubiyetle eş değerdir.
Malazgirt’te, Kosova’da, Mohaç’ta, Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da bayrak yere düşmesin diye nice yiğitler canlarını seve seve vermişlerdir. 1984 yılından beri PKK terör örgütünün eli kanlı canileri, bayrağımızı indirmesinler, ülkemizi bölmesinler diye kuş uçmaz kervan geçmez dağlardaki karakollarda on binlerce evladımız toprağa düştüler ve bu kutsal bayrağı şimdiki nesillere, bugünkü iktidara selametle teslim ettiler.
Biz, bayrak denince Ulubatlı Hasan’ı biliriz; kınalı kuzularımızı biliriz. Kurtuluş Savaşı’nda “Ölürsem kefenim olur” diyerek göğsünde bayrak taşıyan kahramanlarımızı hatırlarız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nde bayrağımızı indirmek isteyen Rum`a haddini bildiren Türk askeriyle gurur duyarız. “Bayrak inmez, ezan dinmez” diye şehit olan yavrularımıza ağlarız. Bu millet, tarihin var olduğu günden bugüne değin kendisini, varlığını ve bağımsızlığını sembolleştirdiği ve kutsal bildiği bayrağı dalgalansın diye sayısız şehit vermiş, kan dökmüştür. Siyasi iktidarın yıllardır “Analar ağlamasın” palavrasıyla devleti değersizleştirme; şehitlik, gazilik, bağımsızlık gibi kavramları milletimizin dimağından söküp atma, teröristle aleni, gizli pazarlık yapmak suretiyle, devletimizin varlığına kast edenlere itibar kazandırma politikası, sonunda bayrağımızın indirilmesi noktasına kadar gelmiştir.
Bugün gördük ki, bayrağı yükseklerde tutmak için söz vermek değil can vermek gerekiyor.
Devletin bayrağı; azdırılan, semirtilen, şımartılan, sırtı sıvazlanan terörist çapulcuların ayaklanma provası ile vatanı korumakla görevli askeri birliğe girilerek indirilmiştir. Askeri gözetleme kulesi darmadağın edilmiştir. Açılım sürecinde gelinen noktada tek bir silahlı kuvvetler mensubu bu menfur saldırıya cevap verememiştir. Teröristler askeri birliğimizden zafer işaretleri ile inlerine dönerken, milletimizin yüreğine kan damlamıştır. Gelinen durumun şerefi Başbakan’a, bakanlarına, hükümetin ve iktidar partisinin tüm yöneticilerine, Genel Kurmay Başkanı’na, açılım düzeni içinde yer alan başta malum sendikacılar ve onların üyeleri ile olan biteni görmezden gelip iktidara güç ve kuvvet sağlamaya devam eden halkımıza aittir. Rengini sayısız şehidimizin kanından alan, varlığımızın ve bağımsızlığımızın sembolü bayrağımıza yapılan bu saldırıyı lanetliyor, bu rezalete seyirci kalan tüm kişi, kurum ve kuruluşları kınıyorum” dedi.