?MADIMAK?bir ?OD ? dur?
2 Temmuz 1993.
O akşam, TVhaberleriniizleyen bütün dünya ve hatta olaylara şahit olan bizler bile şoka girmiştik. Hiç kimse böyle bir sonucu beklemiyordu.Olaylar sırasında5-10 kişilik bir provokatör bir grup ve40-50 kişilik gözü dönmüş bir çekirdek kitle bunu nasıl yapabilmişti? Otel önünde ki kalabalığın tamamına yakını, hepimiz biliyoruz ki meraklı seyircilerdi. Ancak görüntüleri izleyince gördük ki yarattığı algı çok farklıydı. O günden sonra, bu olay şehrimizin boynuna asılmış bir utanç belgesi olduve aslında Sivas´ı her geçen gün, yedi bitirdi.
Yıl 2018,aradan 25 yıl geçti. Son zamanlarda, şehir yöneticilerimizin özellikle tayin olarak gelip gidenlerin ve milletvekillerinin bazı davranışlarından, Sivas olaylarını ve şehrin hassasiyetlerini tam olarak anlamadıkları kanaati bende oluşmaya başladı.
Çünkü devlet eliyle yapılmak istenen bir camii ve camii yapılacak bölgede bulunan devlet hastanesinin yıkılmak istenmesi konusu,bir anda ?camii isteyenler? ve?camii istemeyenler? karşıtlığına dönüşmüş durumdadır.
Numune hastanesi üzerinden, kent konseyinde başlayan tartışmalar, SRT televizyonunun sahibi arkadaşımızın ?bu binayı fareler bastı yıkılsın ve hatta bu binayı Almanlar yapmış,öyleyse hemen yıkılsın? sözleri ile nezih bir şekilde devam ederken, tartışmalar bir anda yön ve boyut değiştirdi.
Bir yerden düğmeye basılmış gibi,İslami referanslı 44 adet cemaat, cemiyet, dernek, vakıf, sendika ve platform adı altındaki birileri aniden ortaya çıktı ve bu konuda bir bildiri yayınladı.
Bildirilerinde, özetle şunları söylüyorlardı.
Diyorlar ki, ?Numune hastanesi binası çürük ve etrafına tehlike saçıyor.?
Diyorlar ki, ?Bu binanın hiçbir tarihi ve estetik özelliği yoktur.?
Diyorlar ki, ?ihtiyaçtan dolayı burada camii ve külliye yapılması gerekiyor, burası şehrin meydanı vasfında , hastane engel oluyor.?
Bunların hiç birine katılmıyorum. Söylediklerini de, sırasıyla ?yalan, riya, hülle ve bilgisizlik? olarak niteliyor ve lafı da fazla uzatmak istemiyorum.
?Numune hastanesi üzerinden camii karşıtlığı yaratarak, camii ve külliye yapımı için kamuoyu oluşturmaya çalışmak doğru bir şey değildir.?
Bakın, camii-külliye yapımını savunayım derken, iş nerelere kadar gidebiliyor? Bu bildiride imzası bulunan derneklerden birinin başında ki hoca efendi, rüyasını anlatarakdiyor ki, ? ?peygamber efendimiz ile okul masalarımız gibi karşılıklı olarak oturmuştuk, siz (peygamber)bembeyaz kağıtlara yüzlerce belki binlerce isim yazmış, onları onlarca zarfa katlayıp koymuş ve bana uzatıp vermiştiniz, gönlüme gelen ise o yazdığınız isimlerin imanına vesile olacaklarımızın müjdesiydi??diyor. Bu anlatıma göre, bu hoca efendi özellikle peygamberimiz tarafından görevlendirilmiş, memleketi hidayete erdirmeye azmetmiş ve kendini camii ve külliye yapımına adamış bir muhteremdir. Ancak bu muhteremin, Sayın Cumhurbaşkanının karşısına çıkartılarak, kafasında takkesi ile camii-külliye proje sunumunun yaptırılması dikkatlerden de kaçmamıştır.
Fetullah Gülen´in rüyalı anlatımlarına ne kadar da benziyor? Bu hoca efendinin hitabetinde ağlama, zırlama var mı?Onu bilemiyorum.
Hastane yıkılmasın derken, nerden girdik, nereye geldik?
İster komplo teorisi deyin, ister eyyam, yaşadığımız bu olay ve bu kişiler ile oluşturulan hava, bana Madımağı anımsatmaktadır.
Madımak senaryosu şöyle değil miydi?
Önce birileri çıkıp dinsizliğe-imansızlığa karşıprovokasyon altyapısınıoluşturur. Somut bir nesne hedef gösterilerek, meyilli insanlar güdülenir ve o nesnel hedef imha ettirilir. Son hamlede ise hedef ile özdeşleştirilen insanlarsuçlu ilan edilip, kargaşaortamında ve kim vurdu ya gitti şeklinde, halli sağlanır.
Şimdi hatırladınız değil mi?
Bu şehir için o tarihten sonra artık, madımak sadece bir ?ot? değildir, bu şehrin hafızasında ki, bir ?od? tur.Onun için şehri yönetenlerin ve milletvekillerimizin, Sivas olaylarını yeniden okumalarını ve aklı yetenlerle yeniden analiz yapmalarını öneriyorum.
Tacettin KEPENEK