"MANDA VE HİMAYE KABUL OLUNMAZ"

OLCAYTO ŞAHİN Yazdı...

Sivas Kongresinde “Manda ve Himaye Kabul Olunmaz” Kararı Alındı mı ?!!!!!!!!

I. Dünya Savaşından Almanya ile birlikte yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu, 30 Ekim 1918’de çok ağır şartlar içeren Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştı. Bu ateşkes antlaşması sonucunda Türkiye’nin parçalanacağını düşünen bazı aydınlar, bu durumdan kurtuluşun ancak ABD gibi her bakımdan güçlü bir ülkenin himayesi ve gözetimi altında mümkün olabileceğini düşünüyorlardı. Bu görüşleri savunan kişiler “Wilson Prensipleri Cemiyetini” kurarlar. Bu aydınlar, 5 Aralık 1918 tarihinde Dönemin ABD başkanı Wilson’a Halide Edip (Adıvar), Yunus Nadi (Abalıoğlu), Ahmet Emin (Yalman), Dr. Celal Muhtar, Velit Ebüzziya, Ali Kemal, Celal Nuri, Necmettin Sadık (Sadak), Mahmut Sadık gibi aydınların imzalarını taşıyan bir mektup yazarak “ABD mandası” isteminde bulunurlar. Manda terimi; “Birinci Dünya Savaşından sonra bazı azgelişmiş ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek bir düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Milletler Cemiyeti (Cemiyeti Akvam-şimdiki Birleşmiş Milletler) adına yönetmek için bazı büyük devletlere Wilson prensipleri uyarınca verilen vekillik” anlamına geliyordu.

Mektupta; “önemli bakanlıklara birer Amerikalı müsteşar atanması, yine bir Amerikalı baş müsteşar başkanlığında toplanacak bu Müsteşarlar kurulu’nun ülkeyi geliştirecek, kalkındıracak reformları saptayıp uygulamaya koyması, polis ve jandarmanın bir Amerikalı genel müfettişe bağlanması” gibi taleplerde bulunuluyordu. İsmet (İnönü), Saffet (Arıkan), Kara Vasıf beyler gibi ileride Kurtuluş Savaşı’na önemli katkılarda bulunacak olan kişiler bile bu aşamada, ABD mandasını memleketin kurtuluşu için tek çıkar yol olarak görüyorlardı.

23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum’da toplanan Erzurum Kongresi’nde yayınlanan beyanname’de “himaye ve mandanın” kabul edilmeyeceği (7.madde) açık ve kesin bir dille belirtilmişti. 4 Eylül-11 Eylül 1919 tarihleri arasında yurdun çeşitli yerlerinden gelen 34 delegenin katılımıyla ( Ahmet Necip Günaydın, Milli Mücadelede Sivas 108 Gün (2 Eylül-18 Aralık 1919), Sivas, 1000 Temel Eser, Sivas, 2019, s.93) gerçekleştirilen Sivas Kongresine de asıl olarak bu “manda” tartışmaları damgasını vurur.

Türk milletinin bir “var olma/yok olma” savaşımı verdiği bu tarihimizin en zor ve karanlık zamanlarından birinde “Amerikan Mandacılığı” ve “zamanın süper gücü olan devletlerinden birisinin yardımını alarak içine düşülen bu çok kötü durumdan kurtulma” görüşü, Kongre’ye katılan üyeler arasında çok yaygın ve güçlüydü. Kongre’nin geneline hâkim olan hava, güçlü bir devletin (özellikle ABD) desteğini alma yönündeydi. Örneğin, İsmail Fazıl Paşa (Ali Fuad Cebesoy’un babası), İsmail Hami Danişment gibi delegeler bu görüşü kongre esnasında çok güçlü bir şekilde savunmuşlardı. Kongre’de (bağımsızlığımızı korumak kaydıyla !!!) Amerikan mandasını savunanlar oldukça baskın konumdadırlar. Kongrenin 8 ve 9 Eylül tarihlerindeki oturumları bu konuda oldukça hararetli ve heyecanlı tartışmalara sahne olur.

Kongre’nin 8 Eylül 1919’daki oturumu saat 14: 30’da Mustafa Kemal Paşa başkanlığında başlar. İsmail Hami Danişment; İsmail Fazıl Paşa, Bekir Sami ve kendisi tarafından hazırlanan ve “Amerikan mandasının kabulü” konulu 25 imzalı bir muhtırayı okur. Amerikan Mandası’nın Kongre’deki en ateşli savunucuların İsmail Hami Bey söz alır ve “varlığımızın korunması için Amerikan Mandası’nın şart olduğunu ve İstanbul Hükümeti’nin de aynı fikirde olduğunu” savunur. Meselenin, kongre genel kurulunda

görüşülmesi uygun görülür. “Manda” fikrine, Hoca Raif Efendi ve bazı üyeler şiddetle karşı çıkarlar. Hatta, o esnada salonda bulunan delegelerden birisinin “İstanbul’dan mandayı mı bize hediye getirdiniz” şeklinde bağırdığı duyulur.

Bütün bu şiddetli karşı çıkışlar üzerine “manda önerisi” kongre gündemine alınmadan geri çekilir. Muhtıranın geri çekilmiş olmasına rağmen Refet Paşa, manda lehine uzun bir konuşma yapar. Bu konuşma, kongre üyeleri üzerinde “manda” fikri lehine o kadar etkili olur ki !!!! oylama yapılması durumunda “manda kararı” çıkacağını sezen Mustafa Kemal Paşa, bu atmosferi bozmak için oturuma kısa süreli ara vermek zorunda kalır!!!!!!! Aradan sonra görüşmelere yeniden geçilir. Fakat, Bursa Delegesi Ahmet Nuri Bey’in ateşli konuşması, Kongre’deki “manda yanlısı” bu havayı dağıtır. Bütün bu tartışmalardan sonra, 9 Eylül saat 14:00’de toplanılmak üzere oturum sona erer.

8 Eylül 1919 akşamı Mustafa Kemal Paşa’nın odasında kongreye Askeri Tıbbiye öğrencileri adına katılan Hikmet (Boran) Bey (Hikmet Boran, 80’li yıllardaki ünlü spiker Ayhan Boran’ın babasıdır), çok heyecanlı bir şekilde Paşa’ya;

“Paşam, delegesi bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklal davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olursa olsun şiddetle red ve takbih ederiz (çirkin görürüz).Farzı Muhal (var sayalım), manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder, Mustafa Kemal’i “vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı” olarak adlandırır ve tel’in (protesto) ederiz” diye seslenir. Hikmet Bey’in bu şekildeki heyecanlı seslenişi Mustafa Kemal Paşa’yı da duygulandırmış ve heyecan dolu bir sesle:

“Arkadaşlar gençliğe, Türk milli bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin” der. Sonra Hikmet Bey’e dönerek:

“Evlat müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz, ekalliyette (azınlıkta) kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: ya istiklal, ya ölüm.” Hikmet (Boran) Bey hemen yerinden fırlar ve “var ol paşam” diyerek Mustafa Kemal Paşa’nın elini öper.

9 Eylül’deki oturuma, Rauf Bey’in konuşması damgasını vurur. Rauf Bey “Amerikan Kongresi’nden incelemelerde bulunmak üzere bir heyet davet edilmesi” yönündeki önerisiyle Kongre’deki gergin hava dağılır.

Sivas Kongresindeki manda tartışmaları, şehrin gündemine de oturmuş durumdaydı. Mandayı savunan delegelerden birisi şehirde gezerken, Sivaslılar onu birbirlerine göstererek “mandacı geçiyor” diyerek gülüşüyorlardı. Kongre’deki en ısrarlı “manda” savunucularından olan Tokat’lı Bekir Sami Bey’in hemşehrileri “Ne ki tutturmuş bir manda! Sulak yerlerde bir sürü mandamız var. Kaç tane istiyorlarsa kendilerine verelim” şeklinde konuşuyorlardı!!!!! (Ahmet Necip Günaydın, Milli Mücadelede Sivas 108 Gün (2 Eylül-18 Aralık 1919), s.153)

Kongre bitiminde, Sivas Kongresi Başkanlığından ( Başkan Mustafa Kemal, yardımcısı Rauf (Orbay) Bey, İsmail Fazıl Paşa, İsmail Hami (Danişmend) ve M. Şükrü isimli diğer bir katibin imzalarını taşıyan ve “tarafsız bir devlet gözüyle, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki durumları oldukları gibi incelemek amacıyla Amerikan Kongre üyelerinden oluşan bir komitenin Osmanlı İmparatorluğu’nun bütün topraklarını ziyaret etmek üzere gönderilmesini isteyen” 9 Eylül 1919 tarihli bir mektup Amerikan

Senatosu’na gönderilir. (Fethi Tevetoğlu, Milli Mücadele Yıllarındaki Kuruluşlar, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1988, s.32-33) .

Mustafa Kemal Paşa, 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleştirilen Sivas Kongresi bitiminde yazılan ve Amerikan Kongresine gönderilen bu mektuba, 4 Eylül kongre üyeleri arasında çok güçlü olan “Amerikan Mandacılığı” eğilimlerini bertaraf etmek ve “orta bir yol” bulmak amacıyla rıza göstermiştir. Mektup, kongre üyeleri tarafından alınan ortak karar sonrasında kaleme alınmıştı ve kongre’nin ortak görüşünü yansıtıyordu. Bazı kongre üyeleri “Amerikan Mandacılığı” konusunda o kadar ısrarcı olmuşlardı ki, Mustafa Kemal Paşa’nın bile ancak bu kadarını gerçekleştirmeye gücü yetmişti.!!!!!

ABD’den talep edilen inceleme heyeti “Harbord Heyeti” olup, bu heyet Sivas’ta Mustafa Kemal Paşa ile görüşür. Mustafa Kemal Atatürk’ün siyasal dehasını burada çok parlak bir şekilde gösterdiğini görebiliriz.Bu hareket, zamanın süper gücü İngiltere, Fransa, İtalya dahil pek çok devletin düşmanca tavır aldığı Milli Mücadele hareketi karşısında, ABD’nin en azından “tarafsız” kalabilmesini sağlamaya yönelik çok parlak bir politik hamle olarak değerlendirilebilir.

Günümüzde yakın tarihimize ilişkin pek çok insan tarafından en çok tekrarlanan ve yanlışa düşülen “şehir efsanelerinden” birisi; 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleştirilen “Sivas Kongresi” esnasında “Manda ve himaye asla kabul olunmaz” şeklinde bir karar alındığına yönelik yanlış bilgilenmedir. Bu ifadelerin Sivas Kongresi’nin sonuç bildirgesinde yer aldığını iddia eden hiçbir bilimsel esaslara dayalı olarak yazılmış kaynak eser yoktur.!!!! Hiçbir ciddi kaynakta “Manda ve himaye asla kabul olunamaz” şeklindeki ilkenin, Sivas Kongresi’nin bitiminde yayımlanan “Umumi Kongre Beyannamesindeki 5 No’lu karar olduğu” şeklinde bir ifadeye kesinlikle rastlanmamaktadır.

Sivas Kongresi tutanaklarının eski yazılı orijinal metinlerinin günümüz alfabesiyle birlikte yayımlayan Uluğ İğdemir’in “Sivas Kongresi Tutanakları” adıyla 1999 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan temel eserinde de böylesi ifadelere rastlanmamaktadır. (Uluğ İğdemir, Sivas Kongresi Tutanakları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,1999 ) Uluğ İğdemir, eserin “önsözünde” şunları söylemektedir:

Türk Tarih Kurumu kitaplığında F 65 sayıda kayıtlı fotokopisinden Türk harflerine çevirerek yayınladığımız “Sivas Kongresi Tutanaklarının” aslı Cumhurbaşkanlığı kitaplığında Sivas Kongresine ait bir dosya içinde öteki belgelerle birlikte ve iki defter halinde bulunmaktadır. Uluğ İğdemir’in eserinin (II. Ek) kısmında yer alan “Umumi Kongre Beyannamesidir” başlığını taşıyan Kongre sonuç bildirgesinin 5. Maddesi şöyledir:

5-Hükumet-i Osmaniye bir tazyik-i harici karşısında memleketimizin herhangi bir cüz’ünü terk ve ihmal etmek ıztırarında bulunduğu takdirde makamı hilafet ve saltanatla vatan ve milletin masuniyet ve tamamiyetini kafil ve her türlü tedabir ve mukarrerat ittihaz olunmuştur. Günümüz Türkçesiyle: “Osmanlı Hükümeti bir dış baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk ve ihmal etmek zorunda kalırsa, Hilafet ve saltanat makamı ile vatan ve milletin dokunulmazlığını ve bütünlüğünü sağlayacak her türlü tedbir ve kararlar alınmıştır.” (Uluğ İğdemir, Sivas Kongresi Tutanakları, Sayfa 114)

Atatürk; “kurtuluş için ABD ve Britanya gibi büyük devletlere sığıntılığı!!!!! savunan” bu görüşleri savunanları şu olağanüstü nefis cümlelerle eleştiriyordu:

“Ahmaklar, memleketi Amerikan mandasına, İngiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını temin etmek için bütün bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk istiklalini feda ediyorlar!”!!!!!!! (Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, C.I, Ankara, 1966, s.171’den aktaran Ahmet Necip Günaydın, Milli Mücadelede Sivas 108 Gün (2 Eylül-18 Aralık 1919), s.145)

 

Kaynak: Ahmet Necip Günaydın, Milli Mücadelede Sivas 108 Gün (2 Eylül-18 Aralık 1919), Sivas, 1000 Temel Eser, Sivas, 2019. Bu eser, 4 Eylül 1919 Sivas Kongresi konusunda yazılmış en bilimsel, akıcı bir dile sahip ve “derli-toplu-kapsamlı” eser durumundadır. Okuyucularımıza, bu konularda bilgilenmeleri için hararetle tavsiye ederiz….



Anahtar Kelimeler: "MANDA HİMAYE KABUL OLUNMAZ"
Suat Türkay
21.01.2024 21:31:14
tarihin karanlık sayfalarına ışık tutan bir yazı daha .....