Ak Parti, Cemaat mensuplarının yöneticiliklerine son vermeye devam ederken, Milli Gençlik Vakfı kökenli idarecileri tercih etmeye başladı. 90’lı yıllarda etkin olan MGV’ye mesafeli duran devlet, ilk defa MGV kökenlileri tercih etmeye başladı.
Ak Parti’nin cemaati derdest etme çalışmaları son sürat devam ediyor. Cemaatin yetişmiş elemanlarını 17 Aralık öncesi yöneticilik kadrolarında istihdam eden Ak Parti hükümeti, yaşanana gerginlikler sonrasında cemaat mensuplarının yöneticiliklerine bir bir son vermeye başladı. Cemaat mensuplarının idarecilik kadrolarından alınmaları sonrasında, ortaya çıkan yönetici açığını Milli Gençlik Vakfı kökenlilerinden karşılamaya çalışan Ak Partinin, zaman zaman kendini yetiştirmiş nitelikli yönetici bulmada ise sıkıntılar yaşadığı gözlemleniyor.
90’lı yılların en etkin sivil toplum kuruluşlarından olan Milli Gençlik Vakfının mensuplarını, o yıllarda yöneticilik anlayışı dışında pek çoğunu sloganik olarak yetiştirdiği biliniyor. Kendini yetiştirenlerin çok az olduğu dile getirilirken, “Mücahit Erbakan” sloganı haricinde başkaca yeteneği olmayanların da azımsanmayacak oranda olduğu ifade ediliyor.
Cemaat mensuplarının ayıklanması akabinde kıymete binen MGV kökenliler, eski MGV etkinlik katılım belgelerini tozlu raflardan indirerek bir hazine hükmünde baş üstü tutmaya başladıkları alınan bilgiler arasında. 90’lı yılların MGV anlayışının da değiştiğine vurgu yapan gözlemciler, o yıllarda sloganik de olsa bir ideal ve hayalin olduğu lakin zamanla bu hayalin sekülere edildiğine parmak basıyorlar.
Tora Bora,Hindikuş Dağları, Keşmir, Bosna, Karabağ, Doğu Türkistan, Kudüs gibi cihanşümul hayallerini 90’lı yıllarda içselleştiren pek çok MGV li gencin, zamanla sekülere olup, dünyevi varlıkları kutsadıkları yorumları yapılıyor.Eşlerinin de dahili ile muhafazakar gettolarda çekirdek çitletip, dünyadaki olaylara televizyondan yorum yaparak tarafsız durmaya çalışan bir çok eski köken “mücahitin!” şimdilerde 4 ve 5 odalı evleri hayal ettikleri üstüne üstlük bir de her buldukları makamı özledikleri vurgulanıyor.
Sade yaşayıp, “hiç var olmayacak bir dünyanın hayalini kurmaları” gereken pek çok milli ve manevi geçmişi olanların, “Allah nimetini kulu üzerinde görmek ister” sözünü dillendirip kapitalizmin tuzağına düştükleri belirtiliyor.
Cemaat mensubu yöneticilerin görevden alınmaları kamuoyunda memnuniyet ile karşılanırken, onların yerine atanmaya başlayan eski MGV kökenlilerde kendini yetiştirmiş ve kaliteli olanların tercih edilmesi umuluyor.
Bir zamanların meydanlarda polis coplarına gögüs geren gerçek MGV zihniyetine mensup olanların yine kıyıda köşede kalacağı sanılırken, yüce mefkure ideallerini bir kenara bırakıp, eşleriyle birlikte gözleri vitrinlerde asılı kalanların yine öne koşup makam ve mevkiye saldırmalarından korkuluyor.
