Taaa başkanlık sistemi konuşulurken; ?Meclise getirin desteğiz?den bu tarafa, AK Parti içerisinde bile MHP ne derse o oluyor. Sert sözler sarf ediliyor, gürültü çıkıyor ama MHP´nin dediği yere geliyoruz. Her ?istemezük´ sözünden sonraki gelmelerde, ilk istenilen şeyden az daha fazla vererek tabi ki!
Yerelde; ilk ittifak çeyizinde istenen Osmaniye, Mersin ve Adana iken. Şimdi İstanbul´da ve Ankara´da bir iki ilçe Anadolu´da orta ölçekli bir şehir konuşuluyor.
Tabi bütün bunlar, basın üzerinden başlayan diyaloglar. MHP, AK Parti´de kendileri ile müzakere edecek isimleri bile belirliyor. Hatta desteklenecek büyük şehir başkan adaylarını da tercih ediyor. AK Parti idaresinde bir zafiyet, bir teslimiyet söz konusu gibi. Nerede, o rüzgar? Kimi koysam o kazanır edasından, kendi adamlarını başka bir partiye seçtirme evresi!
AK Parti genel merkezi, MYK´sı iki dönemdir özellikle başka hesaplar içinde gibi. Bu evreye Sayın Erdoğan nasıl getiriliyor?
***
MHP, AK Parti´nin İstanbul adayı için özellikle isim bildirdi. Önündeki anketlerde riskli bir İstanbul gören Binali Bey ve AK Parti genel merkezi; yüzde 9-11 arası gelecek ek oyla rahat nefes alacak gibi. MHP´nin, AK Parti genel merkezine ?Binali Beyi severiz´ diyerek isim beyanı, Sayın Binali Beyin elini güçlendirerek İstanbul´u isteğine göre dizayn etmesini sağlayacak gibi. Hatta, Meclis Başkanlığı ve Başbakanlık yapmış Binali Bey için devlet protokolünde gerilerde kalmasın diye Devlet Başkan yardımcılığı gibi ikinci bir vazife bile konuşulmakta.
Binali Beyin mülayim kişiliği, en belirgin yumuşak gücüdür. Bana göre en belirgin özelliği; müzakere yürütme kabiliyetidir.
***
Sivas´a bakarsak!
Her şeye rağmen, genelde bazı adaylık süreçleri tartışmalı oldu. Sivas mesela bu şehirlerden birisi. Kimsenin içini açıp kalbine bakamayız ve halinden niyette okuyamayız. Siyasi yorum veya öngörü yapabiliriz. Hilmi Bilgin; kendisi her platform veya görüşmelerinde aday değilim diye beyan etti. Ben beyanı esas alarak şu soruyu soruyorum, AK Parti genel merkezi, ne oldu da Hilmi Bilgin ismini masaya getirdi?
Şehirde yapılan anketler kamuoyuna açıklanmadı. Diğer taraftan, her adayın Ankara´da var olan gücü ile rakiplerini ekarte etmek için neler ve hangi argümanları kullandı bilmem. Ama bana ulaşan, Sivas´ta oluşan karmaşayı bu formülle aşmış olmaları.
Yerele bakarsak...
Sami Aydın, Sivas´ı ilk 40´da görmeyince ve basına sızan haberlerde kuvvetli bir şekilde Hilmi Bilgin ismi zikredilince! Aylardır bölmediği uykusunu, birden bire; kalabalıklarla anket ve temayül isteğine, muhtarlarla Ankara´ya baskı kurmaya çevirdi.
Arkadaşlar, az gerçekçi olalım. Ankara, her ili ve ilçeleri o kadar zor bir süreçle tamamlıyor ki; ama yanlış, ama doğru. Haklı olarak işte bundan sonra oluşacak tepkiler; kişiler adına mevzi kaybetme, kazanma tepkileri olarak okunuyor. Bu pencereden bakınca, Hilmi Bilgin de istese, genel merkeze yüzlerce faks ve telefon açtırabilir.
Az sakin düşünüp; kar, zarar hesabı yapmak lazım.
Ne il başkanı, ne de Sami Aydın, bu kararı geri aldıramaz demiyorum. İlk temayül iptali ile sanki eğreti tutulmuş gibi taleplerinin ve isteklerinin ardına düşmeyen aday adaylarımızın bu ertelenme sürecini umutlu bekleyişten bir tık ileri götürmesi, tartışmayı alta yansıtarak yapması partiye zarar verebilir. Şimdi yapılanlar düne ait olmalı idi. İstenilen bir seçim olmamış olabilir. Ama eğri oturup doğru konuşalım. Son 15 yılda hangi Sivas seçimi, şimdiki dillendirdiğimiz gibi belirlendi. Baştan oturtmadığın geleneği, şimdi istemek çare vermez gibime geliyor.
Vesselam
