NASIL BİR BELEDİYE? NASIL BİR BELEDİYE BAŞKANI?
Dünyanın bütünüyle güzelleşmesi birer insan oğlu olarak en büyük dileğimiz olmalıdır.. Bu güzelleşme sürecinde insanlara, yöneticilere, belediye başkanlarına büyük sorumluluklar, görevler düşmektedir. Bize lazım olan belediye başkanları öncelikle çağın ruhunu okuyabilmeli. Felsefeleri olmalı. İddiaları, hayalleri olmalı. Bunun için önce kendini, ne olduğunu bilmeli. Haddini ve hakkını bilmeli. Nereye kadar gideceğini, nerede duracağını bilmeli. Vatan dediği, doğduğu, doyduğu toprakları okuyabilmeli. İnsanı ve insanın yüreğini okuyabilmeli.
Fikirden ziyade temelsiz, şuursuz, ruhsuz, haksız vaatler ve üstünkörü sözde projeler, yalan ve riya bugünün Türkiye´sine yakışmayan çıkışlardır. Topyekun şehir halkı ile birlikte yükselme, birlikte var olma adına Türkiye için bir değer olan, kaybedilmemesi gereken bir şans olan insanlar aranıp bulunmalıdır. Yanında yöresinde, sağında solunda, önünde arkasında, ötesinde berisinde olan insanlara, aday gösterildiği siyasi partiye, ününe, unvanına bakmadan öncelikle bir insanın değer olup olmadığına bakmak gerek. Bu da ancak akıl, bilgi, vicdan ölçüsüne göre belirlenebilir.
Şehirleri ve kurumları gerçek anlamda engelsizlestiren, gösteri ve gösterişlere, populist ve Makyevelist yaklaşımlara, kısa vadeli sözde kazanımlara uzak, şehirleri yalansız bilim ve sanatla buluşturan, şehirlerde hayatla eğitimi birleştiren, şehirlerde fikir ile yatırımı buluşturan, şehirlerde teknoloji ve yenilikçiliği birleştiren, şehirlerde üretici ile pazarı buluşturan, şehirlerle ile sağlığı buluşturan, şehirleri sağlıklı çevre ile buluşturan, şehirlerde her türlü afete karşı tedbir üreten, şehirlerde aile ile konutu birleştiren, şehirlerde dürüstlük ile çalışkanlığı birleştiren, şehirlerde estetik ile doğallığı buluşturan, şehirlerde geçmiş ile geleceği birleştiren, şehirlerde hizmet ile toplumsal faydayı buluşturan, şehirlerde iş ile aşı buluşturan, kaş yapayım derken göz çıkarmayan, planlama ile uygulamayı birleştiren, şehirlerde devletle vatandaşı buluşturan, ayrıştıran değil birleştiren bir belediyecilik anlayışına bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız bulunmaktadır.
Şehirlerimizde bu tür bir belediyecilik inşa edeceğine, doğru kararlar alacağına ve doğru duracağına inandığımız insanlar var olmalıdır. Varlık göstermelidir. Bu yüzden hangi siyasi parti ve görüşe mensup olursak olalım şark kurnazlığının devlete, kurumlarımıza, millete ve şehirlerimize fayda getirmeyeceğini idrak etmeliyiz. Bu noktada yüksek ruhlar ve karakterler inşa etmeliyiz. Bize devleti ve milleti temsil noktasında, insanın ve bütün bir tabiatın farkında ruhu yüksek belediye başkanları, kurum yöneticileri gerek. Bize samimiyetten uzak, içi boş rantçı-çıkarcı milliyetçiler, samimiyetten uzak içi boş rantçı-çıkarcı muhafazakarlar, samimiyetten uzak içi boş solcular, sözde Atatürkçüler, samimiyetten uzak iyiler kötüler, samimiyetten uzak, durduğu yeri bilmeyen sözde aydınlar da, dalkavuklar da lazım değil. Bize samimiyet lazım. Samimiyetin lisanı yoktur. Bize insan lazım.
Güçlü ve müreffeh bir Türkiye, daha güzel, daha yaşanabilir, insanla ve tabiatla bir bütün olan şehirler temennisiyle?
Selim YILDIZ