Tarih: 09.07.2022 22:22

"NEME LAZIM SULTANIM!"

Facebook Twitter Linked-in

“NEME LAZIM SULTANIM !”

Devletin en güçlü olduğu zamanda bile, devletin geleceği hakkında endişe duyan Kanuni Sultan Süleyman, dönemin ünlü âlimi Yahya Efendiye bir mektup yazar. “...

Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur? Bir gün izmihlale (yıkıma) uğrar mı? “ Diye sorar.

Mektubu okuyan Yahya Efendi, aynı kâğıdın arkasına; “Neme lazım Sultanım! “ diye, yazar ve mektubu geri gönderir. Kanuni, Yahya efendinin bu cevabından tatmin olmaz ve bizzat yanına giderek tekrar sorar. Yahya Efendi, cevabında ki maksadı padişaha izah eder. “Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şayi olsa, işitenlerde “neme lazım” deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa, bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür.

Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir...” Yahya Efendi, bir devletin nasıl yıkıma uğrayabileceğini, Kanuni'ye işte böyle tarif eder...

Sedat Peker, zamanın başbakanlarından “Mesut Yılmaz’a şantaj yaptım, 5 milyon dolarını aldım” der. Bu gün, beni sorgulayacak savcı yok mu diye sorar... Devlet işitmez, görmez! Eski bakan, siyasetçi, gazeteci, iş insanı görünümlü karanlık adamların, birbirlerine çökme hikâyelerini anlatır. Adeta koyunları kurtlar değil, çobanlar yemiştir...

Devlet işitmez, görmez! Bir milletvekilini, özel rica üzerine, devletin karakolunda dövdüm der... Devlet işitmez, görmez! İçişleri bakanı, bir siyasetçiye, çantalarla para verilmiş der... Devletin kendisi söyler, kendisi işitmez! İşsizler, emekliler ve dar gelirli milyonlar, geçinemiyoruz diye feryat eder... Devlet işitmez, görmez ve hatta inanmaz! Adalet düzeni, hukukun üstünlüğüne değil, güçlünün hukukunu gözetir duruma dönüşür...

Devlet görmez, bilmez! Devletin hazinesi boşalır, borç gırtlağa dayanır, israf ve yolsuzluk ayyuka çıkar... Devlet önemsemez! Siyasetçiler, milletvekilleri dün söylediklerini bugün unutur, yönetenlere itimat ve hürmet duygusu yok olur... Devlet umursamaz! İşinin başında ki bir doktor şuursuzca katledilir, bir avukat işini yaptığı için öldürülür, acil servislerde sağlık çalışanları darp edilir, bir mühendis haksız kazanca engel olduğu için tehdit edilir...

Devlet işitir, görür ama elinden bir şey gelmez! Devlet dediğin cansız bir varlık. Bu gün, devlet görmez, işitmez, bilmez, umursamaz, elinden bir şey gelmez durumda ise bunların müsebbibi, algılama yeteneklerini kaybetmiş yöneticilerdir...

Yahya Efendi, devletin geleceğini düşünen ve endişelenen, cihan padişahı Kanuni’ye “neme lazım” diyen bir milletin, akıbeti bellidir demiş. İş işten geçmeden bunların gereği umarım yapılır... Aksi taktirde, akıbet gerçekten bellidir...

Bu hafta Kurban bayramı;

Üstadım dedim, “ bayrama ne keseyim?” Dedi; Kurbanda ne keseceğinden önce Gıybeti kes Kul hakkı yemeyi kes Yalan söylemeyi kes Haram yemeyi kes Mukaddes kitabımızla insanları kandırmayı kes İsrafı kes İnsanı insandan ayırmayı kes Kısacası tüm kötülüklerle irtibatını kes...

Bunları kesmezsen, ne kesersen kes; nasıl kesersen kes, beyhude... (Cahit ZARİFOĞLU)

Kestiğiniz kurbanların, Allah katında kabulünü ve hayırlara vesile olmasını diliyorum...

Tacettin KEPENEK




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —