/O İYİ İNSANLAR,O GÜZEL ATLARA BİNİP GİTTİLER/

/O İYİ İNSANLAR,O GÜZEL ATLARA BİNİP GİTTİLER/

OSMAN ÇELİK Yazdı...

EVVEL ZAMAN İÇİNDE…

Evvel zaman içinde devinip durur hayatın hay huyu. Yarım bir umut, sonsuza uzanan bir kanaat uzanıp iner öte öte dağ yamaçlarına. Bozkırın suretleri karaya çalan endamı, bir masal gibi inip genizleri yaksa da, bir varmış bir yokmuş diye yarım bir hikayeyi indirir yüreklere…

Alaca bir düşle irkilme gibidir, sarımtırak ışıklı evlerde zamanı yudumlamak. Alaca bir kanaat, alaca bir cömertlik…

Alaca bir sükût. Ayazın yürekleri yakan dinginliğini aza indirmek için, pencerelere çekilen umutların ardında yaşanan sukut. Şerha şerha paralanan ellerde, yarınlara umut uzanır mı bilinmez ama, umut işte.

SİVAS'ın bitmeyen umudu. Bitmeyen yarım bir şarkı gibi. Bitmeyen her şey gibi.  Anaların yavrucuklarını bağırlarına bastıkları umut. Gecenin en yaralı anında, dudaklardan dökülen ninniler ve zamanı arşınlayan kış huzmesi misali…

Sabahın kör karanlığında, taze simit taze simit diye şehrin her zerresini adımlayan şafak görmüş yüzlerin aydınlığına meftun zamanlar. Anadolu kadınlarının, alınlarında bulgur bulgur süzülen emekle birlike, evlerinin,ekmeklerinin, emeklerinin sağlayıcısı eşlerini işe gönderircesine umuttur her şey.

***

Yarım bir hüzün, biteviye bir duruluk akıp gider öteler ötesine… Bir güz düşü görürcesine, sıralı bir dost gurubu dizilirler, siyah beyaz bir camekan karşısına?

Yarım bir hikaye gibi… Yarım bir şiir, yarım bir masal gibi… Evvel zaman içinde başlayan nice hayat, toprağın bağrında sonlansa a geriye kalan geniz yakan fotoğraflara düşer belki de masumiyet nişaneleri…

***

Sonra ama çok sonra, birkaç geniz yakan fotoğraf kalır geriye…Genizleri yakan hatıralar, genizleri yakan düşler… 

İşte bir gün, sıra sıra “İYİ İNSANLAR, BİR BİR, YILKI ATLARINA BİNİP SIRRA KADEM BASARLAR”…

(OSMAN ÇELİK)