Okçular Tepesini Terk Edenlere
Uzun bir nöbetti bizimkisi?
Ümmetin umudu olmak için çıkılan uzun ve zorlu bir yolculuğun nöbeti? Şehir şehir, mahalle mahalle, ev ev tutulacak bir nöbet...
Kimimiz terk etti tepeyi, ganimetlerin peşinden koşup gittik. Ne zafere ulaşabildik, ne de ganimet toplayabildik? Ne evlerimizi koruyabildik, ne şehirlerimizi, ne de nesillerimizi... Tüm tepeleri kaybettik?
Kimimiz karaya çıkınca Allah´ı unuttu... Ne gemide verdiğimiz sözü tutabildik ne de karada adam gibi durabildik?
Kimimiz bahçe sahiplerinin imtihanına tutuldu? Kimse görmeden toplayacaktık mahsulümüzü. Büyük bir musibete duçar olduk. Ne mahsul toplayabildik, ne de kimse gördü bizi? Her şeyimizi kaybettik?
Kimimiz amansız bir ?vehn? hastalığına yakalandı bu yolda? Dünya sevgisi ve ölüm korkusu kapladı yüreklerimizi. Yürürken mal, makam, şan, şöhret, güç, kuvvet ne varsa topladık yoldan. AVM´lerin, lüks İslami otellerin, milyarlık iftar sofralarının pençesinde tükenip gittik? Dünya selinin önünde sürüklenen çer çöp gibi olduk? Allah düşmanımızın kalbinden söküp aldı korkumuzu?
Dünyalık kazanımlarımızı kaybetmeme adına, ahiretimizi kaybettik?
Kimimiz Tâlut ordusunun imtihan edildiği nehirle imtihan edildi yolda? Bir avuç içmemiz gereken nehirden kana kana, tıksıra tıksıra içtik...
Ne sabit kalabildi ayaklarımız, ne de gökten sabır yağdı üzerimize? Dizlerimizin bağı çözüldü? Bizim bu zalimlerle, bu kalabalıklarla başa çıkacak takatimiz yok, biz bu medeniyet karşısında yenildik demekten başka bir şey gelmedi elimizden?
İzzetimizi kaybettik? Onurumuzu kaybettik?
Kimimiz Samiri´lerle karşılaştı yolda? Buzağıların peşine takılıp gittik? Sahte böğürtülerin, göz kamaştıran parıltıların büyüsüyle yoldan çıktık. Yola çıktıklarımızı, yolda bulduklarımızla değiştirdik. Düşmanlarımızı yakın, dostlarımızı uzak tuttuk. Yakınlaşan düşman dost olmadı amma uzaklaşan dostlarımızı düşman ettik sonunda?
Kardeşliğimizi kaybettik?
Abdülaziz KIRANŞAL / Milli Gazete