OLA BİLİR!

OLA BİLİR!

...

Ola bilir!

Kanlı Arap Baharı’nın başlangıcında Körfez ülkeleriyle birlikte Türkiye,  ABD ve Batılı bir çok ülke Esad’a karşı ortak savaş yürütüyordu. 3 Temmuz 2013’te Sisi’nin İslamcı Muhammed  Mursi’yi devirmesiyle ittifak bozuldu çünkü Suudi Arabistan ve BAE Sisi’yi desteklerken Katar, Sisi’nin düşmanı Erdoğan’ın yanında durdu ve Müslüman Kardeşler’e yardıma devam etti.

Haziran 2017’de Suudi Arabistan, BAE ve Mısır, Katar’la ilişkilerini kesince Erdoğan Türk askerini bu ülkeye gönderdi.

Bu ülkeler kendi aralarında kavga ederken Başkan Trump Ağustos  2020’de BAE, Bahreyn ve Fas’ı İsrail ile barıştırdı.

O gün Erdoğan çok kızmış ve “BAE  ile ilişkilerin askıya alınması ve Abu Dabi’deki büyükelçinin geri çağırılmasından” söz etti ama olmadı. Olmadığı gibi Mayıs 2021’de bu ülkeye yeni bir büyükelçi atadı, BAE Ulusal Güvenlik Sekreteri Tahnun Bin Zayid’i 18 Ağustos 2021’de Ankara’da misafir etti ve 31 Ağustos’ta BAE Başkanı Muhammed Bin Zayid’le telefonda “ikili ilişiklerin geliştirilmesini” konuştu.

Oysa Muhammed Bin Zayid Libya, Somali, Fırat’ın doğusu, Doğu Akdeniz ve daha bir çok yerde Türkiye karşıtı politika yürütüyor.

Gelelim son gelişmeye.

Pazartesi günü BAE Dışişleri Bakanı Abdullah Bin Zayid aniden Şam’a giderek Başkan Esad’la görüştü ve Başkan Muhammed Bin Zayid’in mesajını iletti. Arap medyasına göre Bin Zayid yıllardır devirmeye çalıştığı Esad’ı ülkesine davet etti.

Aralık 2018’de Şam’daki elçiliğini yeniden açan BAE’ın Başkanı Bin Zayid ise 20 Ekim’de telefonla konuştuğu Esad’la ikili ilişkilerin yanısıra Kasım 2011’de Arap Birliği Örgütü üyeliği askıya alınan Suriye’nin yeniden üyeliğe alınması ve Mart’ta yapılacak liderler zirvesine Esad’ın davet edilmesi konularını ele almıştı. Cezayir Dışişleri Bakanı’nın önceki gün “Suriye’nin yeniden Arap Birliği’ne dönmesinin zamanı gelmiştir” demesi, Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’ın NewYork’ta 24 Eylül’de Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şükri ile görüşmesi ve Cumhurbaşkanı Esad’ın 3 Ekim’de Ürdün Kralı Abdullah ile telefonla konuşması bölgede olası gelişmeler için yeteri kadar ipucu veriyor.

Bu ipuçlarına bakılırsa Ankara’nın işi zor gibi görünüyor.

ABD, bazı Batılı ülkeler ve hatta Rusya’nın da Erdoğan’nın bölgesel ve uluslararası söylem, tutum ve davranışlarından rahatsız olduğu düşünülürse Ankara’nın  işi daha da kötüye gidebilir çünkü hiç kimse Erdoğan’ın Esad’la barışabilmesine ihtimal vermiyor.

Oysa aynı Erdoğan “en büyük düşman” Sisi ile barışmaya çabalamış daha çok ya da daha az düşman İsrail müttefiği Muhammed Bin Zayid ile telefonla görüşmüş, her fırsatta ağır eleştirdiği İsrail’in yeni seçilen Cumhurbaşkanı İzak Hertzog’u arayıp kutlamış ve yine İsrail dostu ve İslamcı El-Beşir’i deviren General El-Burhan’ı 12 Ağustos’ta Ankara’da misafir etmişti.

Şimdi herkes farklı olasılıklara karşın Erdoğan’ın yeni hamlelerini merak ediyor.

Hiç kimse Erdoğan’ın Suriye ve Libya’dan çekileceğini beklemiyor.

Geriye bir tek olasılık kalıyor o da İsrail ile yeniden dost olmak.

Zaten iki ülke arasında fazla da sorun kalmadı.

Mavi Marmara dosyası kapanmış, İsrail’in OECD’ye tam ve NATO’ya gözlemci üye olması veto edilmemiş, Karabağ’da İsrail ile birlikte Azerbaycan’a destek verilmiş ve ortak ticaret hacmi sürekli artıyor.

Peki böyle bir durumda kanlı Arap Baharı’nın tek kârlı ülkesi İsrail, Ankara’nın “gel barışalım” demesine acaba nasıl bir karşılık verir?

İsrail’le barışan bir AKP’ye ideolojik müttefik İslamcılar ne der?

HÜSNÜ MAHALLİ/KORKUSUZ



Anahtar Kelimeler: BİLİR!