Ömür dediğin…
“Yahu gardaş! Ömür dediğin ne ki? Kimisi yirmi, kimisi kırk, kimisi seksen, kimi de hani bir yaşıyor, yahu bir gün birrr… Neyse yaşayıp gidiyoruz yarın başımıza ne geleceğini bilmeden. Bro bu kısa zamanı kiminle nasıl geçirdiğin önemli değil mi? Her şeyin ama her şeyin olsa ne yazar, bak dağ gibi adam Hüseyin birden geçti gitti terki diyar eyledi.
Hele bak hele, şuna bak hele kimlere kafa yoruyoruz. La bırak yok ….mış yok …miş la bu kalitesizlerin arasında bizim işimiz ne? Bunlar adamı dert sahibi eder bizim ne işimiz var bunlarla, sadece strese giriyoruz billahil aliyyil azim! Yahu gardaş ne ki, sınırı belli olmayan bu belirsiz zamanı, bu tahmini olmayan günleri, bu kısacık ömrü mutlu geçirsek olmaz mı? Zaman mutsuzluğa kapı aralamamalı değer mi hiç? Vıyy sen de, neyse sanırım karnım acıktı kokoreç yiyek mi?
Ömür dediğin ne ki sanki gözünü açtın kapadın süre doldu geçip gittin hepsi o…”