Yaşanan korona salgını ile birlikte, ölüm sanki her zamankinden daha yakın ve adeta etrafımızda dolanıp duruyor. Neredeyse her gün bir akrabamızın, bir arkadaşımızın, bir tanıdığımızın ölüm haberini almak normal hale geldi. Yeni normal dedikleri bu olsa gerek…
Durum böyle olunca, ne olur ne olmaz,geçen zamanın bir muhasebesini yapayım dedim. Ancak daha hesaba oturmadan gördüm ki, bilemeyeceğim, akıl sır erdiremediğim ve çözemeyeceğim hesaplarla dolmuş hayat…
İşin içinden çıkamayınca, iyi ki ahiret inancı, cennet ve cehennem var, dedim kendi kendime...Bu hesaplaşmalar ancak orada yapılabilir. Çünkü bu dünyanın bozuk düzeninde, kalan hesaplar burada görülemez. Bu adaletsiz dünya nizamı buna izin vermez…
Aslında, ömür dediğin irademiz dışında sahneye çıkarıldığımız,rolümüzü oynadıktan sonra ise yine irademiz dışında sahneden indirildiğimiz ilahi bir tiyatro.
Birileri peygamber birileri ümmet, birileri âlim birileri cahil, birileri özgür birileri köle, birileri güçlü birileri zayıf, birileri iyi birileri kötü…Bunların hepsi de, ömür dediğin tiyatronun daimi kahramanları.
Bu dünyada, her şey zıtlığı ile kaim ve hayat zıtlıklar içinde yaşanıyor… Acımasızca kullanılmış ve yıpratılmış bu dünya sahnesinde,binlerce yıldır ve hiç bitmeyecekmiş gibi oynanan bir yaşam oyunu, oynanıyor. Ömür dediğin iseher canlının kendine verilen rolü oynayacak kadar sahnede kalmasından ibaret.
Sahnenin her bir yanı nefis mahkûmu insanlarla dolu ve bu insanların arasında oynanan, oyun içinde ki oyunun içindeyiz hepimiz.Ömür dediğin ise hiç bitmeyecek olan bu oyunda, insandan insana, nesilden nesile aktarılan bir nefis mücadelesi…
Birbirimize ömrün uzun olsun, devam ede dursun deriza ma sonunda ömürde bitiyor ve bitecek.
Aslında ne ölmek istiyorum, nede ölümü bekliyorum. Ancak ölümü düşünmekten de kendimi alamıyorum. O zaman”iyi ki cennet- cehennem var”, diyorum içimden. Çünkü öldüğümüzde, bir hiçlik yerine en azından gideceğimiz bir yerin olmasını bilmek bile çok rahatlatıcı. Ve ayrıca görülecek o kadar çok hesap var ki…
Onun için bedenime şimdiden diyorum, “ölüm geldiği gün mutlaka ayrılacağız, hazırlıklı ol ve üzülme.”“Bedenim olan ben, toprağa-ruhum olan ben ise meçhule gideceğiz. Meçhul dedimse yanlış anlama, sadece hangisine gideceğimiz meçhul… İyi ki, cennet-cehennem var gülüm, birisine gideriz işte…
Sevgili dünya, sevgili oyun sahnem,sana da şimdiden elveda. Bedenimi ve sevdiklerimi sana bırakıyorum…Onlarda kendi sevdiklerini sana bırakacak, sonrakilerde, sonrakilerde… Sonrakilerde…
Ömür dediğin ne ki, gülüm? Bir varmış, bir yokmuş bu koca sahnede…