Sivas´ın geleceğini konuşmalıyız.
Benlik ve ihtirastan sıyrılmış bir yarın hedefi için yeni düşünceler geliştirmeliyiz.
Öncelik Sivas olmalı.
Her eylem ve düşüncede kendi çıkar ve geleceğimizden ziyade şehrimizin geleceğini düşünmeliyiz.
?Ben? yerine, şehrimiz demenin zamanı çoktan gelmiştir.
Sivas iyi yerlerde değil. Ekonomik gelişmeler başta olmak üzere, hemen hemen her gelişmeden yeterince pay alamamakta.
Maalesef her gün her şey gündemimizde ama şehrimizin geleceği gündemimizde değil.
Her küçük şey bu şehirde baş gündem.
Her baş ve boş gündem, aslında içten içe tüketiyor Sivas´ı.
Bitmez tükenmez kayıkçı kavgaları, yarını gündeme almamızı engelliyor.
Enerjiler, bunlarla heder edilirken, Sivas´ın gelecek bir yüz yılını hesap edemiyoruz?
Birçok şehirde yarınlar planlanıyor, yarınların analizleri için beyinler çalıştırılıyor, Sivas´ta ise egolar tımarlanıyor?
Bireysel başarı gayretleri de bazen öne çıkmıyor değil. Çıkar çıkmaz da yerle yeksan ediliyor. Başarılı olanların analarından emdikleri süt, burunlarından getiriliyor.
Çok çalışarak risk alanlar, bir müddet sonra kayıkçı kavgasının müntesiplerince aforoz edilip, itekleniyorlar yalnızlığa.
Derli toplu öte bir hayal ve ufka, o kadar hasret ki Sivas. Asırlar varki diriltilmeyi bekleyen bu şehir, hala diriltilmiyor.
Günü konuşmaktan, günü kovalamaktan, bir yüz yıl ötesi planlanamıyor?
Yazık oluyor enerjilere?Yazık oluyor berhava edilen bir geçmişe?
Çünkü Sivas´ta, bir düşünce birlikteliği yok?
Bu şehir maalesef, entelektüel bir beyin fırtınası gerçekleştirecek ekipten yoksun?
Varsa yoksa, kısa mesafeli makam mevki takla atışları?
Varsa yoksa, fırsatı ganimet bilip, dört elle saldırmalar?
Çelmeler takmak için, onca mesai, onca zahmet?
Keşke, birbirimizin açığını aramada harcadığımız enerjiyi, şehrimiz için harcasak.
Artık öncelik Sivas olmalı.
Şehirlilik bilinci ile ortak hedef ve hayaller kurulmalı.
Tepeden tırnağa bu şehrin yenilenmesi için entelektüel düşünce pencereleri açılmalı.
Her birey, kendi şehrinin artılarının öne çıkarılıp daha da büyütülmesi bilinci ile eğitilmeli.
Diğer şehirler nasıl önce şehrimiz diyorlarsa, aynı düşünceyi biz de içselleştirmeliyiz.
Elbette bu kolay değil.
Hele Sivas´ta bu çok zor. Egoların, ihtirasların, benliklerin dorukta olduğu rakımı yüksek bir şehirde, ?biz? olabilmek elbette çok ama çok zor.
Ama imkansız değil. Hatta başkaca bir çare de yok.
Ya bu şehir göç vererek tükenecek, yada yeni jenerasyon bu tükenişe dur diyecek.
Yıllardır şehrin kaderinde etkin olanların da, artık Sivas´tan ellerini eteklerini çekmeleri lazım.
Çünkü benliği ve ihtirası kaderleştirmelerinden dolayı bu şehir kan kaybetti. Eski kuşak ?benlik? ile Sivas´ı tükettiler. ?Biz? bilincinin yerleşmemesi için ellerinden geleni yaptılar.
Ama bu böyle gitmemeli. Eski kuşağın söyleyeceği bir şey kalmadı.
Yukarı Tekke hazırlığı görmeleri için, kenara çekilmelerinin zamanı çoktan geldi.
Yeni bir aşk ve düşünce ile bu şehrin diriltilmesi bizleri beklemektedir.
Entelektüel bir derinlik, hayali ve ideali önde tutan bir aşk ile pekala bu şehir yeniden küllerinden doğabilir?