Tarih: 21.02.2020 06:53

"PARALEL VİCDANLAR"

Facebook Twitter Linked-in

Devlet ve millet olarak sanki paralel bir dünyanın içine girdik de çıkamıyoruz.

Milletin bir kısmı bu günkü siyasal, ekonomik ve sosyal atmosferin getirdiği düzene karşı kendilerini ve vicdanlarını korumaya ve dayanmaya çalışırken, büyük bir kısmı da doğru ile yanlışı, helal ile haramı karıştırmış bir şekilde,benliklerinde ?paralel bir vicdan?geliştirerek durumu idare etmeye çalışıyorlar.

FETÖ konusunda da, herkes biliyor ve inanıyor ki, siyasiler bu işin içindeydi. Ancak siyasilerin özellikle iktidarın bunu inkâr etmesi veya hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi davranmaları, geliştirdikleri paralel vicdanın bir sonucu olsa gerek. Aslında hakem ?VAR´a?bir gitse, her şeyi görecek ama gitmiyor veya bir türlü gidemiyor.

Devlet içinde ki FETÖ PDY meselesi dört başı mağrur bir şekilde çözülmez ise bu ülkenin sonunun pek hayra gitmeyeceği açıkça ortada. FETÖ eğer gerçekten çözülmek isteniyorsa, her şey en başından alınarak bu güne kadar getirilmeli. Sadece 17-25 Aralık 2013 tarihinin başlangıç kabul edilmesi yetmez.

FETÖ PDY´nın gelişiminde ki  dört ana dönem vardır.

  1. 1966-1980(12 Eylül Darbesi) arası,İzmir Kestane pazarından itibaren kuruluş, temellenme ve kadrolaşmaya dönemi.
  2. 1980- 1997 (28 Şubat 1997) arası, yetiştirilen kadrolar ile devletin kılcal damarlarına sızma dönemi
  3. 1997- 2013 (17-25 Aralık 2013) arası, hem toplumda hem devlette ve her alanda iktidarı ele geçirme dönemi
  4. 2013- 2016 ( 15 Temmuz 2016)  ?Altın vuruş-kıyam-huruç? harekâtı için kadrolaşmanın tamamlanması ve harekete geçilmesi dönemi.

Başından itibaren FETÖ örgütü ile alakalı olup kaçan, göçen, gizlenen, faal olarak çalışan, emekli olan, ben döndüm diyen ve hatta ölen,kim varsa, istisnasız herkes, tek tek araştırılmalıdır?Mesela Hüseyin Gülerce, Latif Erdoğan veya Nurettin Veren denilen şahıslar daha işin başındayken örgütün köküne can suyu veren adamlar. Veya yazar takımından Fehmi Koru.  Hepsi öyle rahatlar ki, çok masum insanlarmış gibi davranıyorlar. Hâlbuki ki, bu adamların FETÖ geçmişleri komple sabıkalı. Ne yani, yıllarca yaptıkları ettikleri şimdi yanlarına kar mı kalacak?

Hileli sınavlar ile askeriyeye, polis okullarına, hâkim ve savcılığa girenler, üniversite kazananlar, devlet kadrolarına yerleşenler veya yerleştirenler, terfi ettirilenler, kim varsa,  kimin nesi olduklarına bakılmaksızın ve zaman aşımı gözetilmeksizin,tamamı belirlenmeli,devletten uzaklaştırılmalı ve bir daha da yanaştırılmamalıdır.

FETÖ PDYile mücadele sürerken, FETÖ harici  ?cemaat- siyaset kaynaklıparalel sivil toplum örgütleri?oluşturma ve destekleme politikasından vazgeçilmelidir.

Yasal zeminde kurulmuş olanmeslek kuruluşları,Tabipler odası, Barolar, Mühendis ve Mimar odaları,cemaat ve siyaset tarafından yıllarca ele geçirilmeye çalışılmış fakat ele geçirilememişti. Durum böyle olunca bu kuruluşlarınadeta paralelleri yaratıldı. Bunlar devlet kurumları ve belediyeler tarafından muhatap kabul edildi ve palazlandırıldı. Yasalarla kurulmuş olan çoğu Meslek Odasının yetkileri törpülendi,  işlevsiz hale getirildi.

İşadamı kuruluşlarının, mühendislik mimarlık odalarının, tabip odalarının, eczacı odalarının, baroların,Vakıf, Dernek, Grup adı altında paraleli olur mu? Olmaz, olamaz, olmamalıdır. Ülkede ki önemli önemsiz bütün paralel yapılanmalara artık bir son verilmelidir. Seçilmiş olsun atanmış olsun her kademede ki devlet idarecileri bizden onlardan ayrımını bir kenara bırakıp hukukun üstünlüğünü kabul etmek ve adaletli olmak zorundadır.

Etrafınıza bir bakın, paralel yapıların içinde bulunmuş, mütevellisi, yöneticisi olmuş birçok insan hala güle oynaya ortada dolaşıyor. Ve hatta birçoğu geçmişlerinin karanlık gölgelerine küfrederek kendilerini kurtarmanın çabası içine girmişler. Bunların vicdanları da paralel leşmiş.

Aslında üzerlerine tutulacak bir mum ışığının bile karanlık gölgelerini ortaya çıkaracağını çok iyi biliyorlar?Yeter ki o mum ışığı çok geç kalmadan bir kere tutulsun?

Tacettin KEPENEK




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —