Sahipsiz Sivas Ve Ertan Buyruk
-Şimdi bir Ertan Buyruk yazısı ile Rektör(ler) kısmına kısa bir ara vereceğim. Alim Yıldız ile alakalı bir iki yazımız olacak ama.
-Neticede İstanbul ve Ankara ilçe belediyeleri belirlendi. Ankara´da hiç adayımız yokken, 34 belediyeli İstanbul´da, sorsanız 2 milyonu aşkın Sivas´lının yaşadığı şehirde 3 adayımız var. İkisi Koyulhisar´dan, diğeri Gürün´den. Allah´tan medarı iftarımız büyük düşünürün -Dil-Edebiyat´ın kurucu iradesi- ailesini temsilen bir kardeşimiz de Ataşehir´in adayı.
***
-Ertan Buyruk..! Haaa işte üzüldüğüm sahipsizlik bu dostlar! İstanbul´da 18 Karadenizli adayın ardında bir tutkunluk, bir lobi var, aileler var, sermaye var, bürokrasi var...
Biz de elimizin altındaki bir üniversiteye rektör ataması yaptıramıyoruz! ?Elin Maraşlı´ Mahir Ünal´ı, maharetle bu işi bizim adımıza yapıyor. ?Yer yarılsa da içine girsek´ demesi gereken Meclis´teki Sivaslılar tweet aleminden tebrik ediyor.
***
-Diğer taraftan, Ertan Buyruk olmasın diye, olmadık yerleri aşındıranlara! Tamam olmadı, güçlüsünüz, elinizden öperim!
-Ya arkadaş bu gücü, Allah rızası için...
*Bedelli askerlerin, Temeltepe´ye gelmeleri için de kullansaydınız.
*Ülkemizin Savunma Sanayinin, Sivas organize sanayisinde genişlemesi için de kullansaydınız.
*Sivas´ın, hükümetin açıkladığı öncelikli teşviklerde, komşu illerin aldığı fırsatları almasını da sağlasaydınız.
-O kadar fazla ki kaçırdığımız fırsatlar. Ben sadece bir bakanın elinin altında olup da, bizden sakındığı bir iki şeyi diyebildim.
-Güce bakın! Habib Bey Sivas´ın Kuzeyine can verecek ve merkezde en kalabalık Merder köylerinin yolunu, devleti zarara uğratmayı göze alarak ve bu saatten sonra o yoldan geçen herkesi, zaman ve yakıt yönünden yıpratacak Karadeniz yolunu, Zara´ya götürebiliyor!
***
-Yazı dağılıyor, ben Ertan Buyruk´u yazayım. Sivas aşığı, isminin önünde Prof yazmasına rağmen; sokakta esnafla esnaf, işçi ile arkadaş, gençlerle genç... Bakmayın ismine, o aslında zengin bir ailenin de çocuğu. Ben taa çocukluğuma dair ilk hatırladığım anıdan itibaren bilirim aileyi, geniş yürekli bir babası vardı.
-Sayın Buyruk´u Rektör yaptırmaya gücü yetseydi; İsmet Beyin, Habib beyin, Semiha Hanımın, hatta Hilmi Bilgin´in ve Selim Dursun´un.
Eee tabi bu güç meselesi. Nasıl Mahir Ünal´dan güçlü olmalarını bekleyebiliriz ki! Neyse, konumuza dönelim. Yaptırabilselerdi. Ertan bey söz vermişti okulun henüz olmayan binası için; bir kamu binasına çökmeye gerek kalmadan, kendisi, babasının hayrına ve etrafındaki dostlarının bağış desteği ile yaptıracaktı.
-Devlet kazanacak, çarşıda esnaf da çivi, tuğla, demir satarak kazanacaktı.
-Ankara´´daki iyi ilişkileriyle -her ne kadar onun elinden tutup Rektör yapamadılar ise de- iyi bir öğrenim kadrosu kuracak, Üniversiteyi ülke ekonomisinde bir alanda ihtisas sahibi yapacaktı. Ve Alim Yıldız´ın tamamen şehirden kaçırdığı on binlerce ögrenciyi çarşıya çekip, okulu bir kaç mahalleye dağıtıp, il ekonomisine katkı sağlamak falan!
***
-Hülasa, nadide bir insan! Eksiği; bir cemaati, bağlı bulunduğu bir tarikatı, faliyet gösterdiği bir vakfı veya derneği, devam ettiği bir sohbet gurubu yok! İyi ki de yok!
-Sivas´ta kalmış biri, içimizde yaşamayı seçmiş biri. Yazlıkları, İstanbul´da evi, Ankara´da yerleri var ama o hep Sivas´ta yaşamaktan mutlu olmuş biri. Bu yazımız, geçen gün Sayın Buyruk´un gazetelere verdiği ?teşekkür ilanına´ cevaben kaleme alınmıştır.
-Az dedim, az yazdım, utanır okurken tahmin ediyorum.
-Seni seviyoruz Ertan Buyruk... Sivas için yüreği yanan herkesi!
***
-Ha bir de; sizin çiftlikten, çocukken çaldığımız; elma, erik, kiraz ve iğdeler için ?rahmetli babanız adına´ helallik isteriz, bütün Alibabalı çocuklar adına, sadece şahsıma değil...