Tarih: 15.02.2018 19:07

Şehir ve Futbol

Facebook Twitter Linked-in

Mutluluk, birlikte yaşamayı; başarı, birlikte çalışmayı bilenlerin hakkıdır. Kırsal yaşantıda insan, yalnızlığını doğayla giderip ağaçlarla, hayvanlarla zaman geçirebilir ve mutlu olabilir. Ancak şehir yaşantısında insanın sosyal olması gerekir. Şehirde insan, hiç anlaşamayacağı insanlarla bile 15 cm´lik bir duvarın ayıracağı mekânı paylaşmak durumunda olabilir. Birlikte yaşama zorunluluğu, birlikte çalışmayı ve paylaşmayı da gerekli kılar. Dolayısıyla şehirleşme dediğimiz şey, rastgele insan kalabalıklarının bir arada bulunması değil belli nedenlerle bir arada bulunan toplulukların kurumlarıyla meydana getirdikleri karmaşık bir yapıyı arz eden bütündür. Bu karmaşık yapının içinde pek çok eleman vardır kiuyum içerisinde çalışarak kentin bir kimlik sahibi olmasını sağlar. Elemanlar uyumlu çalışmazsa çarpık kentleşme dediğimiz düzensizlikler ortaya çıkar.

Kentler, başlangıçta kalelerin etrafında yer alarak toplumların güç atfettikleri efsanevi, tanrısal kişiliklerin yakınında yer alırlardı.Ahmet Hamdi Tanpınar bunu, ?Saray aydınlığın ve feyzin kaynağı muhteşem bir merkeze, hükümdara, onun cazibesine ve iradesine bağlıdır. Her şey onun etrafında döner. Ona doğru koşar. Ona yakınlığı nispetinde feyizli ve mesuttur.? (Tanpınar, 2006: 23) diyerek anlatır. Bu, o dönemde sarayın cazibe merkezi olduğunu gösterir. Ancak modern şehirlerde cazibe merkezleri daha çok fabrikalar, okullar, iş merkezleri, spor alanları, eğlence ve dinlence yerleri olmuştur.Bununla birlikte modern şehirlerin makine daireleri denilebilecek belediye, valilik, üniversite, spor kulüpleri, DSİ, TMO, MEB vb. gibi kurumları vardır. Bu kurumlar da şehrin daha düzenli çalışması için kendi görevlerini icra ederler. Özel ve kamusal olarak her bir kurum bir araya gelip kent dediğimiz karmaşık yapıyı oluştururlar.

Bu yapıyı bir romana, arabaya, binaya ya da bir futbol takımına benzeştirmek mümkündür. Bunlar da modern çağın önemli yapılarıdır. Örneğin iyi roman, materyal ve teknik unsurları mükemmel kullanan bir yazarın eseridir. Araba yapımında, konfeksiyoncudan tasarımcıya, petrolden ahşaba pek çok kişi ve maddeye ihtiyaç duyulur. İyi bir futbol takımının zamanı, hava şartlarını, kendi bünyesini, taraftarını, bütçesini iyi idare etmesi gerekir. Sonuç olarak modern çağda, kolektif bilinci iyi olan, birlikte uyum içinde çalışmayı bilen, takım ruhunu yaşayabilen başarılıdır ve takımdaşlık mutluluk verir.

Sivas, geçmişten gelen birikimle Anadolu´daki kent kültürünü en iyi yaşayan ve yaşatan şehirlerdendir. Ülkemizde 1990´lardan beri artan örnek belediyecilik anlayışını iyi yansıtan şehirde gün geçtikçe insan odaklı çalışmalar geleceğe kalacak anıt değerler olarak ortaya çıkıyor. Gelen her belediye ekibi daha iyisini kendisi, şehirlisi ve misafirler için toplumun hizmetine sunuyor. Şehirdeki diğer kurumların da, en azından başka şehirlerimize göre, hatırı sayılır çalışmaları söz konusu. Bütün bunlar, şehrin daha yaşanılabilir olması için yapılması gereken dış etkenler. Bunların yanında bir de insan faktörünü konuşmak gerekir ki şehrin iyi bir kimlik sahibi olması için en önemli unsurdur.

Şehirlerin ilgi uyandırabilmesi için öncelikle kimlik sahibi olabilmesi ve bu kimliği tanıtıp iyi temsil edebilmesi gerekir. Karakter sahibi şehirler, kendisiyle özdeşleşen markalar, değerler, sanatçılar üretir. Yahya Kemal ya da Nedim İstanbul´la, Stefan Zweig ya da Kafka Viyana ile Baudelaire Paris´le Dostoyevski Petersburg´la özdeşleşmiş değerlerdir. Sivas´ın ise Âşık Veysel´i, Ruhsati´si, Hasan Hüseyin Korkmazgil´i var. Ama keşke diğerleri gibi olsaydı..Şehrin değer üretmesi için öncelikle kentleşme olgusunu tamamlaması gerekir. Bunun için de barışık bir yaşantıdan sonra sanat, spor, mimari gibi cazip alanlarda büyük işler başarması gerekir. 

Bunu Sivas ve futbol üzerinden değerlendirelim. Yeni Sivas 4 Eylül Stadyumu faaliyete geçtiğinde en büyük korkulardan biri, diğer takımlarımızda olduğu gibi taraftarın maçlara ilgi gösterip göstermeyeceği üzerineydi. Sivas, tarihi ve turistik yerleriyle, konaklama ve alışveriş mekânlarıyla güzel bir şehir, uçak, kara yolu ve demir yolu ağıyla ülkenin hemen her yerine kısa mesafede, gelecek misafirlere sunacağı imkânlarla gözde olabilecek bir gezme yeri. Ancak şehrin bu potansiyeli yeterince kullandığını söylemek çok zor. Diğer şehirlerde olduğu gibi burada da hemen her takıma karşı kan davasını andıran bakış söz konusu. Ayrıca takım, şehrin bir değeri olarak görülmekten ziyade başarı odaklı bir ilgiye sahip. Yani iki olumsuz sonuç takıma olan ilgiyi hemen düşürüyor. Bunlar ülkemizdeki diğer kentlerle birlikte Sivas´ımızın da ortak sorunu ama bu böyle gitmemeli. Sivas´ın bu konuda da öncülük etmesi beklenir.

Vaktiyle devletimiz önüme bir dünya haritası koyup görgü ve bilgimi arttırmam için beni yurt dışına göndermek istediğinde çok mutlu oldum. ?You´llneverwalkalone? dizesini takımının kapısına yazıp taraftarın sevgisi ve bağlılığıyla yaşayan Liverpool şehrini seçtim. Zorluklara karşı başını dik tut, yılma, asla yalnız yürümeyeceksin ifadelerini söyleyen binlerce kişilik koronun önünde oynayan takımın başarısının saygınlığı beni o şehre çağırdı. Takım olabilme olgusunun şehre kattıklarını; bireyin kitleye, kitlenin bireye olumlu etkisini o şehirde en açık bir şekilde gördüm. Ve dedim ki, bizim sevgimiz mi eksik, merhametimiz mi? Neden dünyanın pek çok yerinden insanlar, bu güneşsiz memlekete geliyor da mutlu ayrılıyor. Bizim neyimiz eksik. Biz Trabzon, Kayseri, Malatya, Diyarbakır şehrinin insanlarıyla birlikte ?az zamanda çok ve büyük işler? başarmadık mı? Konya´nın mutsuzluğu bizi nasıl mutlu eder?

Trabzon´un güzel evladı Sabahattin Eyuboğlu, ?İki insanın, en az iki insanın, birbirini sevdiği yerde başlar uygarlık? diyerek Cumhuriyetimizin yeni insanına tıpkı Anadolu erenleri gibi sevmeyi öğütledi. Başkalarını rencide etmeden hatta diğerlerine saygı duyarak da takımına destek olmak mümkün. Şehrin tüm değerleri gibi Sivasspor´un da ilgiye, sevgiye ihtiyacı var. Onu, uluslararası marka yapmak istiyorsak her şeyden önce güçlü kılmalıyız. Bu da bu takımı rakipleriyle birlikte severek olacaktır.Sivasspor´un şehrimizin ve ülkemizin bir değeri olması için taraftarlık kültürünün geliştirilmesi, sahanın ve şehrin cazip kılınması gerekir ki yurttaşlarımız da futbolseverler de maçları izlemeye şehre gelsinler. Sonra da Sıcak Çermiğe, Kurşunlu Hamamı´na,Hamamcıoğlu Hamamı´na, MeydanHamamı´na, Mehmet Ali BeyHamamı´na gidip rahatlasınlar. İsterlerse sabah erkenden kelle kırdırsınlar, öğle yemeğinde Sivas köfte ya da etli ekmeğin tadına varsınlar. Çifte Minareler, Buruciye, Gök Medrese, Ulu Camii gibi kültür anıtları, içinde her biri başka başka öyküleri barındıran konaklarla Sivas´ın geçmişine seyahat etsinler. Sonuçta Sivas kazansın, misafirler bu kenti güzel ansın. Tekrar edelim: Mutluluk, birlikte yaşamayı; başarı, birlikte çalışmayı bilenlerin hakkıdır.

Kaynak

Tanpınar, A.H. (2006), XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, YKY, İst.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —