"SEN KİMSİN LAN..."

Bu medeniyetlerden birisinin izleri de, Sivas´ta bulunuyor. 3500 yıl önce kurulduğu bilinen, Hititlerin kutsal kenti Sarissa ve fırtına tanrısının kutsal mekânı Suppitassu Gölü?

Ankara´nın kapısında bekletilen ve yürüyüş yapmalarına izin verilmeyen baro başkanlarının eylemleri,sadece avukatlar için değil,toplumun her kesimi için oldukça düşündürücüdür. Hukuk adına, adalet adına, mesleği savunmak olan insanların düştükleri veya düşürüldükleri hale bakın. Önleri kesilen avukatların içinden, muhtemelen baro başkanı olan birisi,polise haykırıyordu  ?-bu yaptığınız hukuksuzluktur, kanunsuzluktur, suçtur?.Muhtemelen Sivil polis olan biriside ona cevap veriyordu. ?Sen kimsin lan??

Görevi, hak savunuculuğu olan bir meslek örgütü bile, kendi hakkını savunamayacaksa senin, benim gibi normal vatandaş ne yapsın.Avukatlara yapılan bu müdahale basit bir olay gibi görünse de, toplumda yarattığı algı açısından oldukça korkutucu ve ürkütücüdür.

Ne diyelim Allah akıl, fikir ve izan versin? Gidişat, hiç iyiye gitmiyor. Hani eskilerden kalma bir deyim var ya??Çingen çalıyor, abdal oynuyor.?

Oysa yaşadığımız hayat aslında o kadar kısa ki, milyarlarca insan bu dünyaya geliyor ve gidiyor. Zaman akıp geçiyor,  Dünya ise devri-daim mekânıgibi olduğu yerde duruyor.

Bu dünyadan nice insanlar, peygamberler, imparatorlar, krallar, medeniyetler gelmiş geçmiş. Bu medeniyetlerden birisinin izleri de, Sivas´ta bulunuyor. 3500 yıl önce kurulduğu bilinen, Hititlerin kutsal kenti Sarissa ve fırtına tanrısının kutsal mekânı Suppitassu Gölü?

Daha 26 yıl önce keşfedilen Sarissa antik kenti, Sivas´tan Altınyayla ilçesine giderken, Başören köyüne varmadan hemen solda, Sivas´a 60 km. mesafede bulunuyor.

Sarissa antik kentinden (ören yerinden)  yaklaşık 2 km uzaklıkta ve Kulmaç Dağı´nın eteğinde ise gizemli ?Suppitassu? gölü var.

1994 yılında Sarissa antik kentinin arkeolojik kazıları, Alman bir grup tarafından yapılıyor.Editörümüz Osman Çelik,o tarihlerde yörenin yağız delikanlılarından birive aynı zamanda kazılarda çalışıyor. Suppitassu gölünün yerini, kazı başkanı Prof. Andras Müler´e gösteren kişi. Osman Çelik, bu gölü gösterene kadar, arkeoloji dünyası gölün varlığından bile habersizdi.

Yapılan araştırmalar sonucunda,  bu gölün Hititlerin savaşa gitmeden önce toplanıp kutsal ayinlerini yaptıkları, Hitit kralının her ilkbaharda gelip yıkandığı ve Fırtına tanrısına adaklar kurban ettiği yer yani Supitassu olduğu ortaya çıkıyor.

Suppitassu gölü,olağanüstü hikâyesi olan gizemli bir göl. Bunu ancak gölün yanında iken hissedebiliyorsunuz.

Şu sıralar, Suppitassu´nun kenarında, sırtımı dağın zirvesine dayayarak ve hiç durmayan rüzgârın altında, gece boyunca kamp ateşi yakmayı, gölün üzerine düşen ay ışığının yansımalarını ve gök yüzünde kayan yıldızları izlemeyi hayal ediyorum.

Belki de Hitit kralının 3500 yıl önce yaptığı gibi, gece dolunayda Supitassu´nun içine girip, buz gibi suyun içinde yıkanmayı. Kim bilir, belki de Fırtına tanrısıyla tanışmayı ve sabaha karşı şafak sökerken güneşin doğuşu izlemeyi?

Aslında milyonlarca yıldır güneşin aynı güneş, rüzgârın aynı rüzgâr, yağmurun aynı yağmur olduğu bu devri-daim dünyasında, yaşadığım ve yaşayacağım her anın değerini içselleştirerek, fırtına tanrısına olmasa bile kendi tanrıma şükretmeyi istiyorum.

Şimdi, adı bile hatırlanamayan, Hitit kralının yaptığı gibi?

Onun için,senin, benim, onun kim olduğunun ve ? sen kimsin lan?? diye sormanın hiçbir önemi yok. Geldik yaşadık, yaşayacağız ve gideceğiz hepsi bu?

 

Tacettin KEPENEK



Anahtar Kelimeler: KİMSİN