“ŞEYH EFENDİ DİYOR…”
Hazreti Mevlana “ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün”der. Bu söz, fertler için olduğu kadar, kanaatimce devlet sistemi ve bu sistemini yöneten, her kademeden idareci için de geçerlidir…
Devlet, yasalar ve ilgili mevzuatlara göre idare edilir ve istisnasız herkesi bağlar. En azından demokratik bir hukuk devletinde herkesi bağlamalıdır. Ancak bunun gerçekleşebilmesi yasaların ve mevzuatın kalitesi kadar uygulayıcıların, taraflarıntutumlarına ve dürüstlüğüne debağlı.
Dürüstlük kavramı, Müslüman toplumlarda her şeyin önünde olması gerekirken, nasıl algılıyor veya nasıl yaşıyorsak, bu kavramdanher geçen gün sanki biraz daha uzaklaşıyoruz…
Faiz, domuz eti, içki gibi haram vb. günahlar için gösterdiğimiz hassasiyeti (!) , mesela büyük bir caminin yapımı için toplanan paraların kaynağını sorgulamak da gösterebiliyor muyuz? Veya devletten üç beş yönetim kurulu maaşı vermekte veya kamuda çalışıyor görünüp de, hiç işe gitmeden maaş ödemekte veya parti masraflarının karşılandığı bağışların kaynağını bilmekte veya devlete işe almalarda veya kamu yönetiminde mevkileri dağıtırken ayağı baş, başı ayak yapmakta veya Dünya beşten büyük derken Türkiye’nin beşten büyük olduğunu unutmamakta, gösterebiliyor muyuz?
Kanaatimce, devlet idaresinde ve halkın benliğinde, “aklın, ahlakın ve vicdanın harmanı olan dürüstlük erdemi” derhal birinci öncelikhaline getirilmelidir.
Malumunuz, Sayıştay millete ait kaynakların,devlet organları tarafından,yasalara ve mevzuata uygun olarak harcanıp harcanmadığını denetlemekle görevli olan,anayasal bir kurum.
Sayıştay’ındenetim raporların da, milletten toplanan veya milletin borçlandırılmasından elde edilen kaynakların, nasıl harcandığını veya nasıl israf edildiğini görebiliriz
(!)...Demokratik, hukuk devletlerinde vatandaşın parasının nasıl harcandığını bilme hakkı vardır vebu hak en doğal haktır…
Bilirsiniz, İl Özel idarelerinin çatısı altında Köylere Hizmet Götürme Birlikleri var. Bu birliklerin hesabı, yönetimi ve bütçesi ayrıdır. Birliklere aktarılan ödenekler, köylerin ihtiyaçları için harcanır. Ancak Sivas İl Özel İdaresinin 2018 yılı Sayıştay denetim raporundan anlaşılıyor ki, durum pek böyle olmamış.Birliğe aktarılan ödenekler, köylerden ziyade neredeyse her yere harcanmış...
Denetçi, konu ile ilgili olarak raporda aynen şu yorumuyapıyor. “Köylere Hizmet Götürme Birliklerine aktarılan kaynaklarla yapılan işler için, yapılan harcamaların4734kamu ihale kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale sözleşmeleri kanunu ve6085 sayılı Sayıştay kanunun kapsamından çıkarıldığı düşünülmektedir…”
Yani özetle, Köylere Hizmet Götürme Birlikleri, Kamu ihale yasası ve Sayıştay denetimine tabi değildir. Bu şekilde davranılarak denetimden ve hesap vermekten kaçınılmıştır, deniyor. Ben demiyorum, Sayıştay diyor…
Bir başka örnek de,Sivas Belediyesi 2019 yılı denetim raporundan.“2017 yılında Havaalanı kavşağına yaptırılan kapalı otopark ve işyerlerinden oluşanbinanın, yapıldığı günden beri atıl vaziyette beklediği ve binada çatlamalar ve deformasyonların başladığı görülmüştür.” Ayrıca “2017 yılı birim fiyatları ile yaklaşık 4.300.000.-TL (2020 birim fiyatları ile 7.138.000.-TL) harcama yapılarak inşa ettirilen bu tesisin, bu şekilde atıl halde bırakılması, kamu kaynağının etkin verimli ve gerçek bir ihtiyaca göre planlanıp harcanmadığını göstermektedir.” Ben demiyorum, Sayıştay diyor…
Gazeteci Saygı Öztürk’ün Menzil kitabında, Menzil Şeyhi Saki Erol ile yaptığı röportaj yer alıyor. Röportajın bir kısmında şeyh efendi şöyle diyor;“Yok diyen yalan söylüyor. Herkesin (tarikatların) vakfı, derneği, ticarethanesi var. Niye var? Çünkü o isim altında çalışılıyor. Her şeyden önce dürüst devlet olması lazım”. Ayrıca hala yürürlükte olan tekke, zaviye ve dergâhların yasaklanması ile ilgili kanuna atfen;“Tarikat dersen hapse girersin. Tasavvuf dersen yırtarsın… Dürüstlük yoksa (bu) devletten kaynaklı” Diyor.
Ben demiyorum, Şeyh efendi diyor…
Tacettin KEPENEK