Sınıf Kültürü Çocukları Nasıl Etkiler?
Okullarda her sınıfın kendine ait bir kültürü vardır. Kimi sınıfların kültürü kötüdür. Böyle sınıflardaki çocuklar genelde mutsuz, endişeli ve heyecanlıdırlar. Böyle sınıflarda yardımlaşma, birlikte hareket etme, geri kalana destek olma, düşenin elinden tutup kaldırma yoktur. Bu sınıflarda yarışma ve rekabet vardır. Her çocuk diğerinin önüne geçmek için çaba sarf eder. Kendi başarıları onlar için yeterli değildir, diğerlerinin başarısız olmalarını isterler.
İyi sınıf kültürü olan şubelerde çocuklar mutludur. Okula severek giderler, arkadaşlarını özlerler. Sınıf genellikle neşelidir. Sınıfta paylaşma ve yardımlaşma vardır. Sınıf yekpare bir organizma gibidir. Mutluluk da hüzün de paylaşılır. Çocuklar bu sınıfta huzurludur. Birileri tarafından zorbalığa uğrama, alay edilme, aşağılanma, dışlanma endişesi yaşamazlar. Bir eksiği olduğunda arkadaşlarınca giderileceğini, yardıma ihtiyacı olduğunda herkesin yardıma koşacağını, üzüldüğünde teselli edileceğini, sevincine ortak olunacağını bilirler.
Sınıf kültürünü en doğal haliyle teneffüs saatlerinde gözlemleyebilirsiniz. Bazı sınıflarda çocukların gayet neşeli ve uyumlu şekilde oyunlar oynadıklarını, hiçbir çocuğun dışlanmadığını görürken bazı sınıflarda çocuklarını sürekli birbirlerine zarar vermek için itip kaktıklarını, sık sık kavgalar yaşandığını, güçlü olanın zayıfı ezdiğini, küçük gruplar halinde şiddet içeren oyunlar oynandığını, zayıfların sürekli dışlandığını, alay edildiğini, bazı çocukların yalnız kaldığını, genel olarak karmaşa içinde mutsuz çocuklar olduğunu görürsünüz.
Sınıf kültürü, çocukların karakter gelişimini olumsuz etkiler. Yıllarca günlerinin çoğunu geçirdikleri sınıf ortamları onların tutumlarını, davranışlarını, hayata bakış açılarını da şekillendirir. Kötü sınıf kültüründe büyüyen çocuklar zamanla yarışmacı, kavgacı, bencil, mutsuz, endişeli, özgüvensiz insanlara dönüşürken iyi sınıf kültüründe yetişen çocuklar barışçıl, yardımsever, fedakar, mutlu, özgüvenli bireyler olurlar.
Olayı basit bir örnekle somutlaştırmak gerekirse; sınıf değiştiren bir çocuk, sınıfında eskisi gibi söz almak istemediğini, söz alınca heyecanlandığını çünkü yeni sınıfında yanlış bir şey söyleyen çocuklarla alay edildiğini ifade etmişti. Kendisiyle alay edilmesinden, küçük düşürülmekten endişeleniyordu. Zamanla suskun bir çocuğa dönüştü. Ayrıca fiziksel olarak zayıf bir çocuk olduğu için takım oyunlarında yeni sınıf arkadaşları tarafından dışlanıyor, hata yaptığında azarlanıyor itilip kakılıyordu. Bu durum zamanla kendine olan güveninin iyice sarsılmasına, içe dönük pısırık bir insana dönüşmesine neden oldu.
Sınıf kültürü oluşturmada bana göre en önemli etken ilk öğretmendir. Çocuğun sınıfın nasıl bir yer olduğuna ve orada nasıl davranılması gerektiğine ilişkin davranış kalıpları ilk öğretmeni tarafından oluşturulur. Bu yüzden okulöncesi ve birinci sınıf öğretmenlerine büyük iş düşer. Öğretmene aileler de destek olduğunda iyi bir sınıf kültürü kolayca yerleşebilir. Temelde iyi bir sınıf kültürü alan öğrenci ileriki sınıflara da bu kültürü taşır.
İyi bir sınıf kültüründe:
Her çocuk sınıfta kendini değerli hisseder
Çocukların duygularına önem verilir. Hüznü, mutluluğu, öfkesi hemen fark edilir, paylaşılır.
Bütün çocuklar birbiriyle iletişim halindedir. Gruplaşma, çatışma yoktur.
Her çocuk bir bütünün (sınıfın) parçası olduğunu derinden hisseder.
Çocuklar, diğer sınıf arkadaşlarının başarılarından mutlu olur. Çocuklar arasındaki rekabet, arkadaşlarının kötülüğünü ve başarısızlığını isteyecek boyuta asla çıkmaz.
Sınıfta yardımlaşma ve paylaşma vardır. İhtiyacı olana herkes yardım etmeye çalışır.
Sınıfça toplu etkinlikler yapılır. Birlikte hareket edilir.
Her çocuğun arkadaşları vardır. Hiçbir çocuk yalnız değildir.
Her çocuk o sınıfta olmaktan mutluluk duyar ve sınıfına severek gider.
Çocuklar, sınıf arkadaşlarının kendisine zarar vereceği, zorbalık yapacağı, alay edeceği vb. hususlardan hiç endişe etmezler.
Çocuklar, aralarında çıkan sorunları barışçıl yollarla çözerler. Küskünlükler kısa sürede biter.
Yapılan hatalara karşı hoşgörülü davranılır. Kimse kınanmaz, aşağılanmaz, hataların düzeltilmesine yardımcı olunur.
Görev ve sorumluklar paylaşılır.
Doğan Ceylan