Aslında herşey, insan varlığının felsefesinde saklıdır.
Bir varoluş mantığı çerçevesinde, kendini gerçekleştirmiş aydın silsilesi, şehirlerin gelişimi için hayatiyet taşımaktadır.
Şehirleri, taş ve toprağın ötesinde mayalayan asıl unsur, aydınların düşsel aşkları ve ufuklarıdır.
Bir toplumda yeni bir medeniyeti, yeni bir düşsel aşkı, yeni bir öte ufuk arzusunu ancak ve ancak aydınlar kurabililirler. Yöneticiler ise oluşmuş bu ileri ufuk hamuruna, devlet rengini katarlar.
SİVAS, bu bağlamda en talihsiz şehirlerden biri desek yanılır mıyız?
Bu şehir, aydın üretememektedir. Bu şehir, aydın üretmek için bir çaba da göstermemektedir.
Bırakın aydın üretmeyi, kadim varlığındaki düşünsel ufku da yorumlayıp, yarınlara taşıyabilecek, irfani bakıştan da maalesef çok uzak.
***
Aşamadığımız kalın zihniyet tortusu, kendimize özgü bakış açıları ortaya koymamızı da berelemektedir.
Toplumun geneline hakim olan bu kadük düşünce, ne kadar da çok yeteneği törpülemektedir varın siz düşünün.
Kendini gerçekleştirememeyi perdelemenin en sığ yolu olan, mesnetsiz kurallarla çepe çevre sarılmalar sonucunda, özgün insanlar yetişmemektedir.
Az sayıda yetişen nice hünerli özgün insan ise, aileden başlayarak törpülenip, yığınlar içinde sıradan bir fert olmaya sokulmaktadır ki en iç acıtıcı olan da budur.
Niteliklilerin içinde var olan ve onu bilgi ve irfanla donattığı ?yılkı atı? vari enerji ve asalet, ne acıdır ki, sığ açmazlar zihniyet korosu tarafından sıradanlaştırılıp, sınırları belli açmazlara hapsetmektedir...
Özgün olmanın veya özgün bir duruş göstermenin bedelini ağır ödeyen pek çok yetenek, ya bu şehri terk etmekte, ya da sıradanlıklar içinde sıradan bir birey olup, kalabalıkların anlamsız kahkahalarına katılma tek düzeliğine uğramaktadır.
***
Bu ve benzeri sıralanacak onca değişmeyen zihniyet kalıbı, maalesef ki aydın üretmeyi engellemektedir.
Bu şehir, uzun yıllardır aydın feraseti, aydın ufku ve aydın diyalektiği noktasında en dar zamanı yaşamaktadır.
Hayatı, tek düze yaşamaya alışmış yığınları, düşsel ufuk ve irfani derinlikle buluşturacak aydınlar, SİVAS´ın kaderinde etkin olmadıkları sürece, bu şehri güneşin veya sokak lambalarının aydınlatması korkarım ki yetersiz kalacaktır.