Hani hikâyedir anlatılır. ?Kızını karşı köye gelin veren yaşlı bir teyze, çöreğini böreğini hazırlayarak onu görmeye gider. Koklaşırlar, sarılırlar velhasıl hasret giderirler. Yaşlı teyze gece dışarı çıkıp, parıl parıl arzı endam eden ayı görünce derki, ?kızım vallahi sizin ay da bizim ay gibi çok güzelmiş.?
Gerçekten de bizim ayımız da yıldızımızda başkadır sevgili okurlar. Gökte bark bark edip âlemi ervahtan gizler fısıldayan Ay Dede, bu topraklarda yetişen her insanın çocuk hülyalarında nice anıları içinde barındırır. Hele ay etrafında pervane gibi dönen yıldızlarımız da bambaşkadır. Yedi Kandilli Süreyya´nın, her birinin, ne gece düşlerini anımsattığını varın siz hesaplayın.
Sivas işte böyle bir şeydir. Sokak lambalarının kaplayıp karartamadığı gök ile hemhal bir şehirdir. Kızsakta, bazen bıksakta yinede içimizden eksik olmayan bir şehir burası?
Sivas derin bir sevdadır yüreğimizde?
Öte gurbetlere kara benizli delikanlıları revan etse de, dağa vuran ayın şavkı, nakış nakış gece yıldızları ve Mayıs çiçekleri, her an burun deliklerini sızlatır mahiyettedir.
Gerek yurt dışında gerekse büyükşehirlerde yaşayan pek çok Sivaslı´nın, yüreğinin en asude yerinde Sivas sevdasının burunları sızlatan bir hasretinin yaşıyor olduğunu görmek, insanı mutlu ediyor.
Bakamayın bizlerin buralarda bazı bıkkınlıklar içine girdiğimize. Şehir dışındaki hemşerilerimizin, Sivas´a olan sevdalarını görünce, insan bazen pişmanlıklarına üzülmüyor değil.
Dünyanın pek çok şehrine dağılan Sivaslılar´ın aş ve iş için giriştikleri mücadele takdire şayan doğrusu. Pek çoğunun, burada yaşamalarını devam ettirecek ekonomik imkânların yoksunluğu nedeniyle gurbete revan oldukları aşikar...
Keşke aş ve işi burada bulsalardı da, gurbeti yurt edinmeselerdi. Koca şehir hepimize yeter. Sivas herkese, aş ve iş verecek değerler silsilesine sahip.
Ama gelin görünki, şehrimizin gelişmesi için yeterince çaba gösterilmedi. Birçok Sivaslı, ?derin benlik? zavallılığını aşamadı.
Çekememezliğin, çelme takmanın, hasetliğin çamurunda boğulmaktan bir birimizin yüklerine omuz veremedik.
Kendi başarısızlığımız nedeniyle, sıla hasreti adeta kader kılındı. Öte diyarlarda, bu şehrin pırıl pırıl gençleri, üç otuz paraya yaşamalarını yere serdiler.
Sivas´ın gelişimini tamamlayamadığımız müddetçe, genç beyinlerin ve enerjilerin göç kervanlarına dahil olmaları kaçınılmaz.
Burada doymalı insanımız. Enerjilerini ve birikimlerini bu topraklarda harcayıp, güzel ve modern bir şehir inşasını gerçekleştirmeliyiz.
Artık Sivas´ın çocuklarının, öte diyarlarda sıla hasreti ile yanıp yıkılmalarına müsaade edilmemeli. Aşını da, işini de burada bulup, geleceğe burada yönelmeli.
Dedim ya Sivas başkadır sevgili okurlar.
Ayı başkadır, yıldızı başkadır, sere serpe uzanan dağları tepeleri başkadır.
Çiğdemi, çiçeği, nevruzu bam başka bir rayiha sunar insanların yüreklerine?