SİVAS´ın geleceğinin planlanmasında, nasıl bir düşünce diyalektiğinin ortaya konulacağı belki de konuşulması gereken en önemli konu.
Bir şehrin, geleceğe yönelmesini gerçekleştirecek olan aydın varlığının, düşsel ideallerin mihmandarı olması gerekirken, hali hazırda böyle bir mihmandarın oluşamadığı ortadadır.
SİVAS´ın maalesef bir aydın kitlesi mevcut değildir. Entelektüel bir dip dalganın olmamasından dolayı, bu şehrin felsefesi oluşturulamamıştır.
Şehirlerin felsefesini oluşturacak olanlar; düşünürler, yazarlar, entelektüeller ve filozoflardır.
Bunun haricinde bir şehrin geleceğini belirleyecek olan başka bir etken mevcut değildir.
Peki SİVAS´ta bir aydın kitlesi var mıdır?
Ya da şehirde var olan aydınlar, şehrin kaderine ne denli nufuz etmektedirler.
Üzülerek belirtmek isterim ki bu şehrin bir aydın kitlesi mevcut değildir.
Eğer bu şehrin aydını, yazarı, düşünürü, şahsi ikbali haricinde şehirlerini düşünselerdi SİVAS çok başka yerlerde olurdu.
Şehrin aydını sadece ama sadece aydın olduğunu kanıtlamak için ?tatlı ılık sularda? var olmanın acınası hayat algısında boğulmaktadır.
Eleştirel düşünce, geleceğe odaklanma, kendi şahsi ikbal ve çıkarını değil de şehrini ve insanını düşünme erdemi maalesef ki kaf dağı kadar uzak yerlerdedir.
Bir şehrin aydını, yazarı, düşünürü ?eğriye eğri, doğruya doğru? demediği müddetçe, Yukarı Tekke´de yatanlardan ne farkı olur yürüyen kalabalıkların.
İşte bu nekahet ve dar alanda paslaşmalardan dolayı, gelişimini gerçekleştiremeyen bir SİVAS ile karşı karşıyayız.
Sloganlarla yol alan, tekmil kabul ve iadeyi ziyaretlerle ?ego kutsayan?, şahsi hesap ve kitaplarla acınası ?klan? kültünü yücelten, tuhaf bir sarmal asırlardır kurutuyor bu kadim toprakları?
Bu zihinsel tortulaşmalar nedeniyle, yarınları düşünemiyor, yarınların düşsel aşkının felsefesini kurgulayamıyoruz.
Zihinsel doğmanın tortulaştırıldığı ve tortulaştığı yerlerde, bilim, sanat ve teknoloji gelişebilir mi? Kültür ve özgün düşünce, evrensel bir hayali görebilir mi?
?Bir fıçının içinde? ihsan istemeyen, zerrece ışığı çoğaltarak dünyaya evrensel düşler aşılayan bir anlam, bu şehir için elzem ki hem de ne elzem!
