SİVAS´ın varlığını anlamaya nüfuz edebilecek düşünsel bir fukaralık, zannederim ki herkesin malumudur. Şehrin genelinde var olan tuhaf bir nekahet, tuhaf bir çaresizlik ne ile izah edilir bilemiyorum.
Maalesef ki Sivas, kendi büyüklüğünden habersiz bir durumda?.
Varlığından habersiz bir şehrin, geleceğe dair önemli düşünceler geliştirmesi elbette ki beklenemez.
Yarınlara yönelik büyük hedeflerin ortaya konulması elzemken, bu hedefleri somutlaştırmadan, Sivas´ın gelişmesini beklemek, hayalden başka bir şey değil maalesef.
**
Her ortamda, büyütüp ürettiğimiz şehrimize sahip çıkma dürtüsü, her nedense sistemli bir hiyerarşiyi hayata geçirememektedir. Burada yaşayanların, katbe katı büyük şehirlerde yaşamasına rağmen, SİVAS´ın asıl varlığını destekleyip büyütecek bir lobinin kurulamaması, zihinsel fukaralığın bir göstergesi değil de nedir Allah aşkına?
İstanbul ve Ankara´da hatırı sayılır bir SİVASLI nüfusu varken, bu nüfusun şimdiye kadar etkin bir lobi oluşturma gücünü ortaya koyamaması, ne kadar da üzüntü verici.,.
Özellikle İSTANBUL´da ara ara etkinlikler düzenleyen nice insanın, sadece ve sadece kendi siyasi ikballerini pekiştirme derdi içinde olmaları, gelinen noktanın da en acı bir göstergesi.
Bizi yakıp kavuran en önemli hastalık nedir biliyor musunuz?.. Şu ruhumuza kadar işleyen işte şu derin benlik açmazı.
Biz olmayı beceremeyen ve sadece, küçük küçük klanlarla onlarca klanın olduğu bir köye çevirdik caanım SİVAS´ı?
Onlarca, yüzlerce, binlerce üçer beşer kişilik küçük gurupçuklarla, derin benlik sığlığı işte temel sorunumuz.
Başarılı bir iş veya düşünceyi, nasıl yerle bir ederiz gayreti hâkimken, yerle bir olanın da, yanında kendimizi hazır ve nazır bulma çabasını da elden bırakmıyoruz.
Hadi çıkın bunun içinden.
Irmağın ötesinden bu tarafa, bir türlü geçmeyen Cumhuriyet Üniversitesi sosyolog ve psikologları da, bu durum karşısında sanırım çaresiz kalırlar.
Sivas´ı, en güzel özetleme hali; ne kimse öteye gitsin, nede yok olsun mantığı.
Artık Sivas´ın, acil bir şekilde önceliklerini belirlemesi lazım. Nasıl ve ne yönde yeni adımlar atılması gerektiği konusununsa, fikri olgunluğu yakalaması lazım.
Birileri beceremesin yok olsun da biz, bu başarısızlıklar üzerine kendi kırallığımızı kuralım sığlığını bırakmak zorundayız.
Ortak akıl denilen üst duyarlılığı, Sivas´ın tamamına egemen kılmanın bir türlü yollarını öğrenemedik. Bütün dost sohbetlerde, ?filanca şehir bunu yapmış, diğeri şunu yapmış? türü örnekleri vermek yerine, başka şehirlerin Sivas´ı örnek almasını ne zaman sağlayacağız?..
***
Sevgili okurlar, şehir kimliğinin omurgalaşmasına katkısı olan herkesin, ?derin benlik? açmazından sıyrılarak, Sivas için üretme aşkı içerisinde hareket etmesi gerekmektedir.
Bu elbette, köklü bir zihniyet değişimi gerektirmektedir. Tortulaşmış ve bizi daima gerilerin en gerisine atan hantal zihniyet yerine, entelektüel bilgelik etrafında şekillendirilecek modern bir zihniyet, Sivas için olmazsa olmazdır.
