"SİVAS HASTA BİR ŞEHİR"

Osman ÇELİK Yazdı...

“Sivas Hasta Bir Şehir!”

Sivas hasta bir şehir.

Dar bir açmazdan kurtulamayan hasta bir şehir ile karşı karşıyayız.

Yenilenme arzusu, gelişme arzusu, geleceğe yönelme arzusu yok denecek kadar az.

Bireysel nekahetin, bütün topluma sirayet ettiği garip bir sosyolojik açmaz var önümüzde.

Şehrin tamamına yakını, nerede yaşadığı ve ne için yaşadığının farkında bile değil.

Felsefesi olmayan içi boş bir cendere, bu şehri tepeden tırnağa gasp etmiş adeta.

Bu Şehrin bir felsefesi yok.

İçinde yaşayan insanların da bir felsefesi yok.

İşin en üzüntü veren yanı ise, şehirlerin felsefesini oluşturabilecek nitelikli insanlar da kıyıya köşeye itilerek adeta tükenmeye mahkum edilmiş.

Şehrin aydın varlığı yok denecek kadar az. Ortada dolaşan pek çok aydının da özgür düşünce silsilesini manifestoya taşıyacak iradeleri yok…

Maalesef gün kurtarılıyor. Sadece var olan üzerine, reklamların serpiştirdiği yeni varlar ekleniyor.

Her arayış, her uğraş yavan bir elde etmeden öteye geçemiyor.

Benlik ve içi boş benlik…

Öne çıkan nice gayret, nekahet buldozerlerince yerle yeksan ediliyor.

Zihinler, bir başkasını engelleme ile iştigal. Zihinler, başkasının düştüğü olumsuzluktan mutlu olma ile iştigal.

Sivas hakikaten hasta. Zihinsel bir hastalık ile karşı karşıya. İşin ürkütücü yanı, bu hastalığın gelecek nesilleri de zehirlemesi. Bu şehre acil müdahale şart.

Sivas garip bir şehir.

Şehirleşmeyi bereleyen onca “köycük gettoları ve sığ aidiyet” bu şehrin aydınlanmasına en büyük engellerden biri.

Şehri düşünsel anlamda imar edecek ve irfani derinliğini büyütecek olan şehirlilik bilinci yerine, “sığ aidiyetler, yörecilik, kabilecilik ve klancılık”  malesef ki malesef, SİVAS'ı geleceğe taşıyamayacak ve içten içe boşaltıp, geniş çaplı bir kalkınmayı hayata geçiremeyecektir.

Şehirleşemeyen bir şehrin felsefesi de elbette olmayacaktır. Şehirleşemeyen bir şehrin aydınlanması da elbette geciktikçe gecikecektir.

Hangi köylüsün, hangi aşirettensin, hangi kasabalısın, hangi sülaledensin, hangi yöredensin”  sığlığını yıllardır aşamayan SİVAS, hoyrat bir yavanlığı da asla üzerinden atamayacaktır…

**

Oysa bu kadim şehir böyle çürütülmeli mi? Sığlıkların, yavanlıkların, sıradanlıkların oyuncağı mı olmalı?

Erdemin, liyakatin, donanımın, ehliyetin esas alındığı aydınlık yarınları bu şehir göremeyecek mi?

Sivas´ta zihinsel değişim şart.

İlla da zihinden başlayacak bir değişim. Köklü bir zihniyet değişimi.

Şurdan mısın, burdan mısın yerine, liyakat ve donanım esas alınmadığı müddetçe, korkarım ki, aydınlana sürecini bu şehir asla ve asla göremeyecek ve perde gerisinde KARAGÖZ oynatıcıların oyuncağı olmaya devam edecek.

 



Anahtar Kelimeler: "SİVAS HASTA ŞEHİR"