SİVAS hiç olmadığı kadar kültürel açmaz içinde yok olmaya doğru gidiyor. ŞEHRİN kültürünü yaşatan ve asırlık şehirlilik bilincini taşıyan yerli halkın İSTANBUL, İZMİR, AYDIN, ANKARA gibi şehirlere taşınması sonucunda köylerde başlayan şehre göç, SİVAS’I adeta köye dönüştürmeye devam ediyor.
KÖYLERDEN akın akın şehre gelenlerin ise aynı mahallelerde oturarak küçük “köycük gettoları” oluşturup şehirle ünsiyet kuramayarak şehirleşemedikleri belirtiliyor.
Köylerden gelenlerin şehir kültürüne adaptasyon sağlamak yerine kurdukları dernekler ve oturdukları mahallelerde hala köyden getirilen adet ve görenekleri yaşatarak köyü şehirde yaşatmaları sonucunda SİVAS’ın iyiden iyi köyleştiği vurgulanıyor.
Şehirde kurulan KÖY DERNEKLERİNİN ise köyden gelen halkın şehirlememesi için uğraştığı, hatta bunları siyasi oy deposu olarak gördüğü yorumları yapılıyor.
Şehirde çok az sayıda kalan yerli ailelerin de zamanla göç etmeye devam ederek, SİVAS’ın tamamen şehir kültüründen yoksun kalma durumu gözlemlenirken, bu gidişle birkaç yıla kalmaz şehrin tamamen kozmopolit bir hale geleceği öngörüsü yapılıyor.
SİVAS’ın geleceğini düşünen aydınlar ise, “herkesin elbette bir köyü ve kasabasının olmasının doğal olduğu hatta bu köyü ve kasabasına gidip gelerek oraya hizmet etmesinin de elzem olduğu lakin şehrin ve şehirlilik bilincinin berelenmemesi için köyün köyde kalması gerektiğini” savunuyorlar.
SİVAS’ın asırlık kadim birikim ve kültürünün yok olmaması için SİVAS’ta şehir kültürüne ağırlık verilmesi hayatiyet taşırken, özellikle köy derneklerinin bu uyumu bereledikleri vurgulanıyor.
Bir kaç kuşak geçmiş ve şehirde doğmuş pek çok insanın bile hala “köycük gettolarından” kopamayıp şehirleşme aşamasına geçememesi ise üzüntü ile karşılanıyor