SİVAS´a İkinci Üniversite

SİVAS´a İkinci Üniversite

Cumhuriyet Üniversitesinin bilimsellikten uzak görüntüsünün yerine Sivas Bilim ve Teknik Üniversitesi Sivas´tan geleceğe ışık tutacak bilim insanlarının yuvası haline gelebilir ve yıllarca özlem duyduğumuz gerçek manada liyakatle yönetilen bir kurumsal ya

Sivas´a 2. Devlet Üniversitesi´nin (Sivas Bilim ve Teknik Üniversitesi) kuruluş kararının TBMM den geçerek yürürlüğe girmesi kamuoyunu heyecanlandırdı. Büyük bir özveri sonucu başta Bakan İsmet Yılmaz´ın gayretleri olmak üzere Vali Davut Gül ve sivil toplum kuruluşlarının da ikinci devlet Üniversitesinin açılması noktasındaki çabaları sonuç buldu ve şehrimiz için önemli bir projeye imza atılmış oldu.

Emeği geçen herkesi tebrik etmek gerekir. İkinci üniversite kararı onandıktan sonra öncelikle üniversitenin yeri ve kurucu rektörün kim olacağı konusu ise bugünlerde iyiden iyiye merak edilmeye başlandı.

Aslında çok öncesinde gündemi meşgul eden İkinci Üniversite meselesi her ne kadar öncesinde haberlere konu olsa da üniversitenin nereye kurulacağı konusu belki Sivas ahalisi arasında şu günlerde en fazla dedikodusu yapılan konuların belki en başında geliyor.

Bu tür konularda Sivas´a özgü bir haleti ruhiyeyi oluşturduğumuz ve çepeçevre etrafımızı saran bir dedikodu ortamına daldığımız gerçeği gözönünde bulundurulduğunda bu meseleyi baş sorun yapmamız hiçte şaşırtıcı değil? Keşke nereye kurulacağını bilsek te arsa alsak diyenlerin istiareye yatıp konum bilgisini rüyalarından çıkarma gayreti, yok bizim oralardan geçecekmiş diyerek ellerini avuçlayanların sayısından fazla mıdır bilinmez arazinin yerinin sırra kalem olduğunu söyleyenler ise şimdiden epey bir merak konusu çıkarmış olmalı.

Gelelim asıl meseleye ya da arazi kadar olmasa da şaşırtıcı yok artık dedirtecek diğer bir söylentiye. Malum bu yeni üniversitemize kurucu bir Rektör atanacak. Bugünlerde de haber merkezimize ulaşan bilgilere göre Cumhuriyet Üniversiteden bazı isimlerin kurucu rektörlük için girişimlere başladığı bazılarının ise girişimde bulunmayacağı ama isminin ortada dolaşmasından keyif aldığı dillendirilmekte.

Konuşulan bu isimler yok artık dedirtecek şekilde, garip karşılansa da ismi geçenlerin istifini bozmadıkları hatta hayalci sonuçlara yelken dayayarak olur ya ?bir talih kuşu konar? dilek ve temennisiyle motivasyonlarını gün ve gün artırdıkları belirtilmekte. Yeni rektörünün kim olacağı meselesi ciddi bir mesele elbet, ama konuşulan isimleri ciddiye alıp olur mu olur diyenler de yok değil?

Her ne kadar Üniversitenin ismi bilim ve Teknik üniversite olsa da sosyal bilimcilerin bile avuçlarını açarak bizde bu işi fevkalade yaparız diye dolaştığı bu isimlerin başında da jet hızıyla öğrencisine tez yaptıran ve Rektör yardımcılığı döneminde kızını Cumhuriyet üniversitesine öğretim üyesi olarak Tıp Fakültesi temel tıp bölümüne yerleştiren Ali Taşkın´ın başı çektiği söylenmekte. Taşkın´ın jet hızıyla ikinci üniversiteyi kurup geliştireceği iddiası bir yana şimdiden girişimlere başlayan Taşkın´ın ÖSYM başkanlığı döneminde teknik usul ve esaslara hakim olduğu bu yüzden kendisinin sadece ilahiyat kökenli bir felsefeci olmadığını aynı zamanda bilim ve teknik üniversitesini yapılandıracak bilimsel felsefeye sahip olduğunu iddia etmesi kimilerince şaka olarak değerlendirilse de Taşkın´ın Rektör adaylığı konusunda çok ciddi olduğu ve bunu yakınlarına söylediği konuşulmakta.

Ramazanın feyzinden istifadeyle Sahura kadar dua eden Taşkın´ın rektör yardımcılığına kadar yükselmişken birde emeklilikten önce Rektörlüğü de görsek kötü olmaz edasıyla bu aralar mağazalarda mavi ağırlıklı olmak üzere yeni takım elbise aradığı, aynalara bakarken de omzunu biraz daha fazla dikleştirerek daha sportif ve genç gözükmem gerekiyor diyerek koltuğa gözünü diktiği söylenmekte.

 Cumhuriyet Üniversitesindeki Rektör yardımcılığı görevini Rektör Alim Yıldız´ın göz bebeği genel sekreter Hakan Yekbaş´ın profesör olma durumunda elinden gideceği korkusuyla mı yoksa protokollerde rektörlüğün forsunun hevesiyle mi bilinmez Taşkın´ın iyiden iyiye bu işe sarıldığı hatta Cumhuriyet üniversitesinden mühendis kökenli olup Rektörlük görevine talip olan adayların emekliliği gelen adaylar olmasının kendi şansını artıracağı inancıyla iyiden iyiye keyiflendiği ama hem ilahiyatçı hem felsefeci kimliğiyle inceden inceye hesap yapan Taşkın´ın dışardan olacak adaylar konusuna biraz canının sıkıldığı söylenmekte. Taşkın gibi kurucu rektörlükte ismi geçen Cumhuriyet Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sezai Elagöz´ün emekli olacağının söylenmesi Taşkın´ı ayrıca motive etmiş gibi gözükmekte. Bir diğer aday Makine Mühendisliği Profesörü Burhan Selçuk´un da aynı şekilde emekliliğine az kaldığı ancak çevre mühendisi oğlunu Üniversiteye sokamayan Selçuk´un buna çok bozulduğu bu yüzden yeni üniversiteyi önemsediği belirtilmekte.

Oğlunu yeni kurulacak üniversiteye aldırmayı Rektörlükten daha çok önemseyen Selçuk´un oğluna, Taşkın eğer yakın zamanda Cumhuriyet Üniversitesinde bir kadro ayarlayacak olursa bir rektör adayını daha ekarte edebileceği böylelikle Taşkın´ın, şansının artacağı ve fazla rakiple yarışmadan mutlu sona ulaşacağı hesaplansa da, bu isimlerin yeni üniversite için isimlerinin geçmesine şaşıranlar, bu isimlerin konuşulmasına yok artık diyerek bu isimlere kefil olan siyasetçi ve bürokratların büyük bir vebal altında kalınacağının da altını çizmekteler. Öyle ya, yazarı, düşünürü, siyasetçisi, eğitimcisi, ekonomisti ikinci üniversite aşkı ile yıllarca yanıp tutuştuktan sonra böylesine basit iştahlarla liyakatten uzak bir profille rektörlük arzusunun elden ele dolaşmasını can sıkıcı bulacaklardır. Bizim de şaka olsa gerek diyeceğiz ama talih kuşu bekler gibi isimlerinin rektörlükle anılmasından hoşnut olanların bile aslında ürkütücü bu isimler yeni üniversitenin geleceğini şimdiden karartmakta.

Maalesef yıllarca akraba eş dost alımlarıyla gündemden düşmeyen Cumhuriyet Üniversitesinin kötü ruhunun Allah Muhafaza yeni üniversiteye sirayet edeceği düşüncesi bile ürkütücü. O yüzden Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi; Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi; Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi gibi iddialı yeni fakültelerin Cumhuriyet Üniversitesinde görev yapan ve emekliliği gelmiş akademisyenlerin yerine genç dinamik vizyon sahibi bir kurucu rektörün eliyle şekillenmesi olmazsa olmaz bir gaye olmalı.

Çünkü Cumhuriyet Üniversitesinin bilimsellikten uzak görüntüsünün yerine Sivas Bilim ve Teknik Üniversitesi Sivas´tan geleceğe ışık tutacak bilim insanlarının yuvası haline gelebilir ve yıllarca özlem duyduğumuz gerçek manada liyakatle yönetilen bir kurumsal yapıya sahip olur.

Öncü projelerle adını ulusal ve uluslararası arenada duyurması gereken üniversitenin arazisinin nerde olacağı ya da içeriğinde hangi fakültelerin olacağından daha mühim konu yeni rektörünün gerçekten ama gerçekten bilimsel yönü, vizyonudur. Umarız büyük gayretlerle açılması sağlanan ikinci üniversite, yanlış insanların elinde çürüyüp gitmez, umarız yeni kurulan üniversitelere atfen söylenen ?tabela üniversitesi? olma eleştirisini haklı çıkarır bir görüntü sergilenmez. Sivas için çok önemli olan bu şansı, Sivas umarız iyi kullanır. Bir kurum kuramsallığını nasıl başladıysa öyle devam ettiriyor. O yüzden İNŞALLAH çok doğru bir başlangıçla Kurucu Rektör bu gaye inançla görev alır.



Anahtar Kelimeler: SİVAS İkinci Üniversite