Aradan geçen yıllar bir şeyleri değiştirdi. Mesela artık Tokat’ı artık sel götürmüyor. 1955'te Kemal Aşk, Orman Bakanlığı Erozyonla Mücadele ve Mera Islahı Tatbikatı Grup Müdürü olarak Tokat'ta görevlendirilmiş. Kemal Aşk, Fransa da erozyonla savaş ve mera ıslahı konularında 1953-1955 arasında eğitim almış. İtalya'da ve Kuzey Afrika'da uygulanan erozyonla mücadele yöntemini Tokat'ta uygulayabileceğini düşünüyordu. Yağmuru düştüğü yerde tutmak gerekir diyerek Tokat'ın çevresindeki dağlar başta olmak üzere birçok yeri ağaçlandırdı. Tokat'ı çevreleyen dağlardan Gıj Gıj Dağı kayalıktı ve kimse ağaçlandırılacağına inanmıyormuş. Kayaları dinamitle patlatıp, toprak taşıyarak dağı ağaçlandırmış.
Derelerde ıslah çalışmaları, ıslah barajları ve teraslandırmalar yaptı ve büyük gayret ve çalışmalarının sonucunda Tokat'ta sel baskınları sona erdi. Kemal Aşk da "Tokat'ı selden kurtaran adam" olarak tarihe geçti. Yaptıkları 'Tokat'ı sel almıyor' isimli bir belgesele konu oldu.
Ya Sivas?
Sert esen yelleri devam eder, ormansızlığı devam eder, üstelik susuzluğu da gün giderek artar.
***
Sivas’ın su sorunu bellidir, başağrıtır bir boyuta ulaştı. Son olarak ‘3 aylık suyumuz kaldı!’ feryadı sudaki sorunu dile getirdi. Bizler de bu sayfamızdan Sivas’ın niçin su sorunu yaşadığını dile getirdik.
Hatırlarsak; Sivas’ın dörtte biri 4 Eylül Barajı’ndan, dörtte üçü ise Tavra Su Havzası’ndan karşılanıyordu. Pusat-Özen Sulama Barajı’nın taşkın suyu da 4 Eylül Barajına bağlanarak suyun boşa akımı önlenecekti. Ama ne yazık ki teknik hata ile Tavra kapatılmış, 4 Eylül Barajı bir anda boşaltılmış ve Tavra suyuna tekrar dönülmüş ama ne yazık ki artık dikiş tutmaz olmuş, susuzluk çanları çalmaya başlamış, Pusat sulama barajının suyuna mecburen talip olmuştuk. Geciken çalışmalar yaz ayıyla birlikte tekrar susuzluğu hatırlatırken, Hanzar’dan maliyetli bir şekilde Pusat suyu pompayla 4 Eylül’e aktarılacak. Ama sulama amaçlı Pusat ise çiftçiyi bu bakımdan mağdur edecek. Bütün bunlar ise görünüyor ki, gelecek için sıkıntının katmerli bir şekilde artacağını gösteriyor.
BEYDİLLİ DİLLENDİ!
Hafik’in 20 km kuzey doğusunda Dona ve Koç dereleri üzerinde 62,6 hm3/yıl kapasiteli Beydilli Projesi’nden dem vurmuştum. Proje ihalesi yapılan ve şu anda projesi çizilen Beydilli Barajı’nın projede kalmayarak hayata geçirilmesinin Sivas için çok büyük bir önem taşıdığına dikkat çekmiştim.
Konu hakkında önemli derecede tepkiler aldım ve bu tepkilerin en anlamlısı da bürokratik seviyede Sivas için yaşanan önemli gelişmeler.
Nedir bu gelişmeler derseniz?
Malum, su denilince akla gelen tek kuruluşumuz Devlet Su İşleri’dir. İlimizde de 19.Bölge Müdürlüğü hizmet vermektedir.
Sivas gerek coğrafi ve gerekse siyasi manada ülkemizin en büyük illerinden birisi. Dedik ya bu sıralarda su adına önemli gelişmeler yaşandı. Daha ataması yapılalı bir yıl bile olmayan Bölge Müdürü Muharrem Çağlancı DSİ Barajlar ve Hidroelektrik Tesisleri Daire Başkanı oldu. Yine henüz bir yılını bile İlimizde Bölge Müdür Yardımcısı olarak doldurmayan Zafer Aslan bölge müdürü oldu.
Sivas’a son zamanda atanan bölge müdürlerinin hep ilk müdürlüğü olması dikkat çekiyor. Ali Rıza Deniz, İsmail Kaya, Muharrem Çaglancı ve son olarak Zafer Aslan. Zafer Aslan’ı diğerlerinden ayıran memuriyete ilimizde başlaması ve tüm memuriyetini (Kontrol Mühendisi, Şube Müdürlüğü Bölge Müdür Yardımcısı) ilimizde geçirmesidir ki, bir Erzurumlu olmasına rağmen Sivas ve Sivaslıyı iyi tanıması da bu manada çok önemlidir. Bu durum hem kendi hem de ilimiz için bence büyük bir avantaj.
İşte burada bizim için en önemli durum ve kendisinden beklentimiz ilimizin içme suyu problemine neşter vurmasıdır.
Sivas’ın önceliği budur.
Ve esas önemlisi, DSİ Sivas Bölge Müdürü görevinde iken DSİ Genel Müdürlüğü Barajlar ve HES Daire Başkanlığı görevine atanan Muharrem Çağlancı’nın da Sivas’ı çok iyi bilmesi ve Sivas’ın su sorununa vakıf olmasıdır.
Özellikle Beydilli Barajı konusunu çok çok iyi bilmesi, genel müdürlükte bu manada Sivas’ın en büyük kazanımlarından birisi.
Beydilli Barajı’nın projesinin hemen ardından sayın Muharrem Çağlancı’dan beklentimiz şudur ki, geçici değil gelecek için de kesin çözüm olarak gözüken Beydilli Barajı projesinin hayata geçirilmesidir.
Sivaslı Muharrem Çağlancı’yı sevmiştir, biliriz ki Muharrem Çağlancı’da Sivas’ı sevdi. Vefa’nın bir semt adı değil de gönül borcu olduğunu Beydilli Barajı’nın kısa zamanda temelinin atılması ile göreceğiz.
Sivas’ın su sorunlarını bilen ve iki Sivaslı olarak gördüğümüz DSİ Genel Müdürlüğü Barajlar ve HES Daire Başkanı Muharrem Çağlancı ve yeni DSİ 19.Bölge Müdürü Zafer Aslan Sivas’ın geleceğini kurtaracak, Yel ile gitmeyen Sivas’ı da susuzluğa bırakmayacaklardır.
Tokat’ı selden kurtaran hayırla yad edilmektedir, Sivas’ı susuzluktan kurtaranlar da mutlaka yad edilecektir.
Dedik ya, Beydilli dile geldi, artık dilden dile konuşulur oldu.
Sıra sizde…
Selahattin ÇERİK/Bizim Sivas Gazetesi