Sivas Selçuklu’nun başkenti, Osmanlı’nın eyalet merkezi, Cumhuriyet’in kurulduğu kadim bir şehir. On bin yıllık geçmişi ile birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Doğudan batıya kuzeyden güneye yolların kavşak noktasındadır. Kızılırmak Kızıldağ’dan doğduktan sonra bir Anadolu’yu bir gergef gibi dokuyarak akar topraklarımızdan. Yüce dağları, geniş düzlükleri vardır Sivas’ın. Doğal güzellikleri şifa kaynağı suları vardır. Hepsinden önemlisi bir tarih ve kültür şehridir eşsiz tarihi eserleri vardır. Yiyecek içecek konusunda da eşine az rastlanır bir şehirdir.
Ancak müşahede ettiğimiz çok acı bir hakikati dile getirmeli. Sivas’a gelen ünlü kişiler genelde biz Sivas’ı böyle bilmiyorduk, Sivas gerçektende çok güzel bir şehirmiş.” Derler. İşte en acı olan hakikat budur. Sivas gelmeyenler tarafından bilinen bir şehir değildir ne yazık ki. Eşsiz güzellikleri ve değerleri ancak buraya kadar gelenler tarafında müşahede edilebilmektedir. Arzu edilen ise gelmeyenlere de duyurmak ve gelmesini sağlamaktır. Yani Sivas’a yurt içinden ve dışından turist gelmesi sağlanmalıdır.
Tarihi Eserler ve tarihi şahsiyetler
Selçuklu ve Osmanlı’dan kalmış nadide eserler süslemektedir her yanı. Tarihi meydanı eşine az rastlanır niteliktedir. Şifaiye medresesinin içerisinde bir sultan kabri bulunmaktadır. Selçuklu Sultanı 1.İzzettin Keykavus burada medfundur. Yukarı Tekke’de Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın çocukları Şehzade Beyazıt ve onun çocuklarının mezarları vardır.
Bursa’daki padişah mezarlarından haberdar olan halkımız Sivas’ta bir sultan mezarının olduğunu bilmemektedir. Tanıtımla ilgili de hiçbir çalışma da yoktur. Televizyonda yayınlanan bir dizide kullanılan Nevşehir’deki hiçbir tarihi ve sanat değeri olmayan Asmalı Konak’a turist akını yaşanırken Sivas’taki bunca nadide tarihi eser kimse tarafından bilinmemektedir.
Türkülerimiz
Sivas türkünün anavatanıdır. TRT repertuarındaki yaklaşık beş bin türkünün üçte ikisi Sivas türküsüdür. Âşık Veysel, Pir Sultan Abdal, Ruhsati bu toprakların çocuğudur. Türkülerini Kızılırmak kenarında Tecer Dağı ve Yıldız Dağı eteklerinde söylemişlerdir. Ünlü şiar ve yazar Ahmet Kutsi TECER Sivas Lisesi’nde öğretmenlik soyadını Tecer Dağı’ndan almıştır.
Peki, ama Sivas’ta Sivas türkülerinin icra edildiği kafeler dışında mekânlar var mıdır? Tarihi ve sanat değeri olan onca konağımızda Sivas Türküleri icra edilmekte midir? Hayır. Sivas’ta sürekli ve düzenli türkülerin söylendiği ve insanlarında izleyici olarak katıldığı etkinlikler yoktur. Kültür Bakanlığı’na bağlı halk müziği korosu bulunmaktadır ancak verdikleri konser yılda üç-beşi geçmemektedir.
Urfa’daki sıra geceleri turist akınına sebep olurken türkünün anavatanına tekbir turist dahi gelmemektedir türkülerimizi dinlemek için. Tahsis edilecek konaklarda Sivas Türküleri söylenip gelen turistlerin eğlenmesi ve Sivas’ı tanıması sağlanamaz mı?
Yiyeceklerimiz
Yeme içme konusunda nadide şehirlerdendir Sivas. Bilhassa Sivas Köftesi, Sivas Döneri ve Sivas Etli Ekmeği enfes bir lezzete sahiptir. Sivas’ın yaylarında bin bir çeşit rayiha içeren otlarla beslenen hayvanlardan elde edilen et doyumsuzdur.
Ülkemizdeki lezzet duraklarından birisidir Sivas. Urfa, Antep ve Adana lezzetleriyle öne çıkmıştır ancak Sivas’taki bu eşsiz lezzetler dar bir çerçevede az sayıda insan tarafından bilinmektedir.
Bu lezzetler bir türlü “marka” olma başarısını gösterememektedir.
Kebap Adana’yla, dondurma Kahramanmaraş’la, etli ekmek Konya’yla, cağ kebabı Erzurum’la özdeşlemişken köfte deyince Sivas akla gelmemektedir. Sivas köftesiyle mukayese dahi edilemeyecek yiyecekler marka değeri taşırken Sivas Köftesi dar alanda kalmaktadır. Hakeza döner ve etli ekmekte aynı durumdadır.
Âşık Veysel ve Ozanlarımız
“Kara Toprak” ve “Uzun İnce Bir Yoldayım” türküleriyle İnsanlığın varoluşunun özetini en veciz şekilde ifade eden Aşık Veysel’e ait kayda değer bir çalışma var mıdır Sivas’ta.Sivas’a gelenler Aşık Veysel’in türkülerini dinleyebileceği bir mekan ; eşyalarını ve hayat hikayesini görebileceği bir müze var mıdır? Ben bilmiyorum. Yakın zamanda Ali Baba caddesindeki bir kavşağa Aşık Veysel’in bağlaması ve fötr şapkası yapılmıştır. Çok da güzel olmuştur ancak Aşık Veysel’i tanıtmak için yeterli değildir.Tanıtmak derken Aşık Veysel’İ tanıtmakla iligili bir sorun yoktur aslında.Aşık Veysel Sivas’ta yaşatılmalıdır.
Bence Aşık Veysel’i şapka ve bağlamayla anlatmak yerine elinde bağlaması olan bir aşık Veysel heykeli daha anlamlı olurdu. Onunda yeri Alibaba Caddesi değil şehir meydanı olmalıydı.Ayrıca herhangi bir parka iki adet kapı koysanız ve insanlar kapının birinden girip diğerinden çıksa ona da “İki Kapılı Han” denilse , içinden geçerken de Aşık Veysel Türküleri dinlenilse güzel olmaz mı? Ya da Aşık Veysel adına bir çocuk korosu kurulsa ve yılın belli zamanlarında belli mekanlarda Aşık Veysel türküleri seslendirilse güzel olmaz mı?
Hakeza yine insanlığın evrensel nefesini bütün dünyaya haykıran Pir Sultan Abdal’la ilgili bir mekân var mıdır Sivas’ta. Restore edilen konaklardan birisi Pir Sultan Abdal adına tahsisi edilmez mi? İnsanlar Pir Sultan Abdal’ın türkülerini dinleseler haftanın belli günlerinde semah gösterileri yapılsa, yine ozanımıza ait bilgiler o mekânda tanıtılsa güzel olmaz mı?
Yine Ulu Tecer Dağı’na bakarak eşyanın hakikatini şiirle anlatan Deliktaşlı Âşık Ruhsatiyi anlatan Sivas’ta herhangi bir nesne ,etkinlik var mıdır?
Tek başına Neşet Ertaş Kırşehir’i dünyaya duyurmuştur. Vefatından sonra da bu vazifesini icra etmeye devam etmektedir. Her biri efsane olan birbirinden kıymetli onca ozan Sivas’ın bağrında sessizce uyumakta ve giderek daha da unutulmaktadır. Bunca kültürel değerimizi dünyaya duyuramıyorsak ve insanların bu değerlerimizi görecekleri mekânlar ve etkinlikler yapamıyorsak bu değerlerimizden kimsenin haberi olmayacaktır.
Sivas Milli Mücadelenin Merkezidir
Bunların hepsinden daha önemli olan husus ise Sivas Milli Mücadelenin merkezidir. Atatürk Milli Mücadeleyi 108 boyunca Sivas’tan yönetmiştir. Kongrenin yapıldığı mekân dimdik ayaktadır. Toplantı yapılan salon, İradeyi Milliye Gazetesi’nin basıldığı matbaa makinesi ve hatta Atatürk’ün mücadele boyunca kullandığı yatak hala ayaktadır. Ancak yine üzülerek ifade etmeliyiz ki milli mücadeleyle ilgili de görsellere boğulmuş işlevsiz bir kongre binasından başka hiçbir şey yoktur Sivas’ta.
Atatürk Samsun’da çok kısa süre kalmıştır.9.Ordu Müfettişi olarak gelmiş ve çok kısa bir süre sonrada Havza’ya geçmiştir. Yani Atatürk’ün Samsun’da büyük bir etkinliği yoktur. Böyle olmasına rağmen Samsun’da bandırma Vapuru’nu temsilen denize konulan ve üzerinde de Atatürk ve birkaç arkadaşını temsil eden heykeller büyük ilgi uyandırmaktadır.
Önerimiz her yıl dört eylülde her ilden gelen temsili delegelerle Sivas Kongresi’nin sembolik olarak toplanması ve milli mücadelenin canlandırılmasıdır. Başka bir önerimizde tiyatro oyuncuları tarafından haftanın belli günlerinde kongrenin Sivas Kongresinin canlandırılmasıdır. Bu gösterinin çok büyük rağbet göreceğini düşünmekteyim. Bazı ülkeler askerlerin nöbet değişimlerini bile görsel şölene dönüştürmekte ve bu gösterilere turist akını yaşanmaktadır. Biz ise milli mücadelenin yaşayan timsali olan mekan ve değerlerimizi tanıtamıyoruz.
Aziz Vlas
İslamiyet’ten önce putperestliğe karşı Hristyanlığın yayılması için çaba sarf etmiş bir azizdir Vilas. Avrupa’da Aziz Vilas adına binlerce kilise bulanmaktadır. Namı diğer ise “Sivaslı Vilas”tır. Hıristiyanlığın tarihi merkezleri olan Kapadokya, Sümela Manastırı turist akınına uğrarken Sivas’a Aziz Vilas için tek bir turist bile gelmemektedir. Çünkü Aziz Vilas adına Sivas’ta nokta kadar bir etkinlik bulunmamaktadır.
Kaplıca Turizmi
Sivas’ın kayda değerde bir termal potansiyeli vardır. Sıcak çermik bölgesine termal oteller yapılmıştır. Ancak Afyon, Kozaklı, Kızılcahamam kadar rağbet görmemektedir termal değerlerimiz. Yıldız Irmağı etrafına yapılacak mesire alanları ve farklı etkinliklerle termal kapasitemize renklilik katılmalı ve daha çok rağbet görür hale getirilmelidir.
Doğu Ekspresi
Son yıllarda Doğu Ekspresi Kars ilimize yoğun bir şekilde turist getiriyor.Kars’a gidip neler yapıyorlar turistler.Çıldır Gölü’nde kızak kayıyorlar.Ani harabelerini geziyorlar ve kaz eti yiyorlar.Başka? Başka bir şey yok. İnsanlar İstanbul’dan kara trenle 48 saat gelip sadece bunları mı yapıyorlar? Evet. Ben başka bir şey bilmiyorum.
Önemli olan değerlerimizin olması değil olan değerlerimizi duyurmaktır. Kars ilimizle mukayese edilmeyecek kadar sosyal, kültürel değerimiz olmasına rağmen neden Kars ilimizin yaptığını yapamıyoruz? Aynı tren Sivas’tan da geçtiği halde neden Sivas’ta da bir gün gezip Sivas’ta da zaman geçirmiyor Kars’a giden turistler. Şu kadarını da ekleyelim. Doğu Ekspres treninin biletleri aylar önceden tükenmektedir. Kars’a gitmek isterseniz aylarca beklemeniz gerekmektedir kara treni.
Hızlı Tren Sivas’a Turist Getirir mi?
Er yada geç hızlı tren Sivas’a gelecek.Ankara’dan trene binen bir kişi 2 saatte Sivas’ta olacak.Sabah saat altıda Ankara’dan çıkan bir kişi saat sekizde Sivas’ta olacak. Dolayısıyla sabah kahvaltısını Sivas’ta katmer, çörek ve lezzetli yöresel yapabilecek yiteceklerle yapabilecek. Ondan sonra öğleye kadar tarihi meydanı, Ulu Cami, Meydan Cami,Taşhan,Subaşı Hanı,Abdi Ağa Konağı,Susamışlar Konağı gibi tarihi eserleri gezip öğlede de leziz Sivas köftesi ya da döneri yiyebilecektir.Öğleden sonra ise şehirdeki müzeleri gezdikten sonra Yukarı Tekkeye çıkarak şehri yukarıdan görebilecek ve Abdulvahabı Gazi ile Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın çocukları Beyazıt’ın mezarını ziyaret edebilecektir.Ondan sonrada Sivas Kalesi’ni,müzeleri ziyaret edip gezisini tamamlayacaktır.Akşam yemeğini de Sivas’ta yedikten sonra tekrar Ankara’nın yolunu tutacaktır.
Eğer o gün Ankara’ya dönmeyip Sivas’ta gecelemek isterse akşam Sivas konaklarında icra edilen müzik etkinliğine katılacak ve Sivas türküleri dinleme imkânı bulacaktır. Hayal mi? Bizce hiçte hayal değil. Ankara’dan çıkıp Beypazarı’na, Göynük’e, Eskişehir’e hatta Kars’a giden kişi neden Sivas’a gelmesin.
Hızlı tren gelirse Sivas’tan ahali Ankara’ya gider, oradan alışveriş yapar, ekonomimiz büyük zarar görür diye düşünülmektedir. Bunun tersini neden düşünemiyoruz? Beş milyon nüfuslu Ankara’dan yüzlerce hatta binlerce insan Sivas’a gelir ve Sivas’ın ekonomisine tahmin edemeyeceğimiz kadar katkı sağlar diye neden düşünemiyoruz?
Günümüzde insanlar gezmek için bahane arıyor. Ankara’dan, İstanbul’dan Erzurum’a gidip cağ kebabı, Konya’ya gidip etli ekmek yeyip geri dönebiliyor insanlar.
Sonuç olarak önce değerlerimizin farkına varırsak, sonra değerlerimizi tanıtmayı başarabilirsek daha sonra da koordinasyon yaparsak Sivas’a çok sayıda yeri ve yabancı turist gelecektir.