Bu şehrin en önemli açmazlarının başında, sanırım aydınlarının sessizliği veya tatlı ılık sularda yaşama arzuları geliyor. Sivas aydını maalesef, dünyayı okumada sorunlar yaşamaktadır. Dünyayı okuma şöyle dursun, Türkiye?de var olan entelektüel ufuktan da yoksunlar.
Sivas?ın bir aydın sorunu var. Kendini bir türlü sorunlar veya düşünce boyutunda ifade edemeyen, şahsi ikbal ve hevesten ruhunu alamayan yarı aydın tipi, Sivas?ın aşması gereken eşiklerden biri. Sivas aydını, şehrinin sorunlarını ve gelecek kaygılarını bir türlü irdelemiyor. Neden? Çünkü kendi ihtirasından bir türlü arınamıyor da ondan.
Suya sabuna dokunmama gibi, bir temel ilkeye kendini hapseden, var olan sorunlar ve bu sorunların nasıl aşılması gerektiği hususunda görüş bildirmekten kaçınan bir garip aydın sarmalı ile karşı karşıyayız.
Elinde olan kazanımları, can siperane koruma dürtüsünden olsa gerek,bu kazanımlarına veya ikbal hayallerine bir zarar geleceği korkusuyla uykuları kaçan bir aydın kalabalığı, şehrin her tarafında hissedilir oranda mevcut.
Buna korkaklık da desek yeridir. Lakin korkak olmadığını göstermek için sanal kale olan Facebook?ta, onca dürüstlük metin ve fotoları paylaşıp, beğen ve paylaş kutucuğu ile bu sanal kalesini mamur eden bir zavallı aydın tipinin, Sivas?ta etkin olduğu aşikar.
Bu yol aynı zamanda, riski olmayan ve risk içermediği gibi, tatlı sularda yaşama varlığını kavi kılar bir mahiyettedir. Sosyal medyada paylaştıkları ile, fikri doyuma ulaşıp, yığınla da ?beğen? tıklaması ile mesut bir eda içerisindeler.
Bakmayın, sosyal medyada her şeyi veryansın eleştirmesine. Vakit zamanı gelince, sosyal medyadan süzülüp, bir cümle kalabalık içinde, onca ?sayınlı? kelimeyi de gök kubbe içerisinde caba ederler. Onlar için önemli olan, şehrin geleceği veya kültürel daralmışlığın açılması değildir. Tatlı ılık sularda kutsadığı benliğini, daha yüceltip, akşam acıkınca da helva gibi yeme dürtüsüdür.
Haksızlığa karşı duralım, yalanı yanlışı ifşa edelim dendiğinde, ya müstearın korkak kılıfına, ya da Facebook?un yığınla ortada dolaşan sanal dürüstlük metinlerine sığınırlar.
Nasıl olsa bir yaptırımı yoktur facede paylaşılanların. Ola ki bir yaptırımı olsa dahi, ?başkası gönderdi bende paylaştım diye? yeni bir korkaklığı örtme seansına girerler.
Sivas?ta mevcut bulunan bu aydın tipi, bazen hızını alamayıp, uzak düşman üzerine de kılıç sallamaktan geri durmazlar. Kılıçlarının bir ucu İsrail?e, diğeri zalim Esed üzerine?
Haydın yanı başımızda bir haksızlık var ve de bunu engellemeye çalışalım dendiğinde, hemen dizlerinin bağı çözülüp, ?ama mirim ?kalben reddediyorum bir cümle aymazlığı? diye beyan edip, sığınırlar sanal kalelerine. Beğen, paylaş, beğen paylaş?
İçinde kendilerini mesut hissettikleri sosyal medyada ise, yakıp yıkarlar ortalığı. Aymazlıktan, bayalıktan bahsederler? Amma bir de bakmışsın ki, genel ortamlarda, banallik ve bayalığı baş tacı edenlerle sarmaş dolaştırlar? Sen büyüksün, o büyük, onlar büyük, hepimiz büyüğüz?
Gel şu yanlışa müdahale edelim, şunu şöyle yapalım deyince, kalınca bir hesap kitaptan sonra, kendi çıkar ve ikbal kutsiyetine zarar geleceği hissi ile sırra kadem basarlar? Ama illa da akşam olup da, şöyle bir kahve höpürdeterek, başlarlar öğüt vermeye cümle âleme.
Gelecek ve çıkar aşkıdır aslında kafalarının ötesindeki? Şehrin temel sorunlarının irdelenmeye çalışıldığı, mühim konu ve toplantılarda, irdeleme ve yanlışa karşı çıkma yerine, usulünce alttan alma ve itaat üzre şekillendirirler olmayan duruşlarını?
**
Toplumun genel yararına, ortak bir adım veya itiraz gündeme geldiğinde, önce kendine zarar gelip gelmemesini hesap ederler. Eğer şahsi ikbal ve makam hırsına bir halel gelecekse, sırra kadem basıp, sığınırlar sanal kalelerine?
İnsanlığın geleceği için ortak kaygı duymaymış, Sivas?ın sorunların ı irdeleyip açık sözlülükle yanlışları ortaya koyup, çözüm için geceyle gündüzü bütünlemeymiş, bunlara asla yanaşmazlar.
İsimlerinin cilalanmasıdır amaçları. Herhangi bir toplantıda sitayişle bahsedilme arzularıdır. Kalabalık içinde derin ?oflar? çekip, yalandan insanlık kaygısı içindeyiz tripleridir kandırmaca içindeki kandırmacaları?
Preh, preh, preh?