Şehrimiz; siyasi-bürokrat elitlerinden oluşan umumi heyet, İstanbul?un 3. Köprü, 2. Boğaz gibi projelerine nispet, Sivas?ın çılgın projeleri diyebileceğimiz FADLIM DENİZİ! Üzerine köprü yapmak için bir araya geldi.
Yıllardır Üniversite-şehir kopukluğuna sebep gösterilen Kızılırmak ve Fadlım Köprülerinden birincisi hayata geçirilmiş olup, ikinci DEV! Projenin ön görüşmelerine başlanmış.
Öyle ya; çılgın projelerin önce dillenmesi, sonra ellenmesi, pardon; projelendirilip yapılması gerekmektedir.
Belediye, Karayolları ve Valilik makamlarının önde gelenleri Üniversite?de bir toplantı tertip ederek bu projenin ilk adımlarını atmış bulunuyor.
Bu bölgede; sermaye ? teknoloji ? nitelikli iş gücünün yoğun olduğu! 1292 yılında yapılan, 19 kemerden oluşan 326 metrelik tarihi köprüden 8 asır sonra; cüzi sermaye ? sıfır teknoloji ? nitelikliz iş gücüyle yeni köprü inşa etmek atamız SELÇUKLU?lara layık olduğumuzun ispatı olacaktır!
13. yüzyıldaki, dönemin türdeşi Belediye, Karayolları, Valilik yetkilileri mezardan kalkıp görseler, şimdiki yokluk ve bürokratik problemlerle boğuşan vatanseverleri?
Öyle ya; o zaman kadastro mu vardı?
İstimlak ve bedelleri mi vardı?
Daha nice sayamadığımız problemleri mi vardı?
Devrinde; sıcacık koltuklarında, lüks makam araçlarında, onca mühendis araç-gerece sahip bu teşkilatlar; şimdiki dev projeleri akıllarına getiremezlerdi.
Zaten vizyonları olsaydı, Fadlım Köprüsünü de yaparlardı da şimdiki zevatı bu kadar yormazlardı.
600.000 cm lik! Paşabahça yolu gibi yıllardır uğraşılan projeler varken bir de Fadlım derdiyle uğraşmazlardı.
Yeter artık, uyanalım Fadlım?da balığa gidelim!
***
Günaydın, saygı değer okurlar?
Hemşehrimiz A. Turan Alkan?ın köşe yazısında ifade ettiği (Latince, Difficiles nugae) büyük bir zahmet ve zorlukla tertib olunan saçmalık kavramı şehrimizin her anında, her yerinde özellikle yönetenler katında kendini hissettirmektir.
Aynı yazının devamında ?Bir konudaki derin bilgilerin ehil olmayanlardan gizlenerek, sadece ehil olanlara öğretilmesi? tekniği olan EZOTERİZM?i anlatırken, güneydoğu bölgemizdeki problemlerin ve basına yansıyan zabıt rezaletlerinin analizi yapılmaktadır.
Hülasa; bu tanımlar daha çok sosyal-siyasal-ekonomik yani; nesnel ? subjektif (gözle görülmeyen) konuları içermektedir.
Oysa ki, bizde yönetenler; gözle gürünür, elle tutulur, metresi ölçülür projelere derin anlam ve mana katmaktalar.
Bize acı veren de; halkın algısını bu kadar sığ görmeleri ve bizim edilgen durumumuzdur.
***
Bu arada, haddim olmayarak ve nacizane Üniversite yönetimine bir tavsiyem olacak.
Yeni olmalarına rağmen, eskilerden alıştığımız, klasik yönetim tarzı dışında çabaları, çalışmaları somut planları sergileyen Rektör ve ekibiyle Üniversite?de gerçekleşen değişimin ırmağın bu tarafında yani ilimiz merkezinde henüz gerçekleşmediğidir.
Bu sebeple; problemlerinin çözümünde mecburen ilişkiye geçtiği birimler olacaktır. Lakin, çoğunlukta olan idare-i maslahat ekibinin kendilerine benzetmek tehlikesini de her zaman dikkate almak gerekir. ?Üzüm üzüme bakarak kararır? atasözünde süreden bahsedilmediği için umarız, en yakında diğerlerinin de değişimden nasibini (Belediye, Vilayet, TSO vb gibi) alması da duamızdır.