Loğ taşı sözlük anlamı:
Toprak damların yağışlı havalarda su geçirmesini önlemek için kullanılan silindirik ağır taş. İnsan sabanı da diyebiliriz.
Yaygın kullanımda; oturduğu yerden kalkmayan, zor hareket eden tembel insanlara ?lök gibi oturdun? tarzında ?loğ taşı? da denir.
Buradan hareketle Refik Halid KARAY?ın ?Bu Bizim Hayatımız? adlı eserinden bir paragraf;
?Yüksek makama geçenlerin fikri verimsizliklerinde birazda arabayla, otomobilin tesirini aramalıyız. Bunlar yayan dolaşmayı bırakınca hem lüzumluyu göremez oluyorlar, hem de dimağ işlekliklerini kaybediyorlar?
Üstadın ağzına, eline sağlık?
Loğ taşından lafın nereye geleceğini bildiniz!
Sivas işin ekstrem olmayan bu durumu, en son oynadığımız Sivasspor- İB.. Belediye maçında gördüklerim üzerine yazmayı uygun buldum.
Yönetimin indirime giderek protokol tribünü fiyatlarını 10 TL yapınca, biz de bu sayede şeref tribünü komşusu olmak şerefine! Nail olduk.
Biz demi şereflendik ne?
Maça dönecek olursak;
4 yıl önce yine 31. Hafta bizi şampiyonluktan eden ligin tetikçisi serseri mayın gibi gezinen, yağcı basın ve tv?lerin sempatik göstermek için kırk takla attığı, 30-40 kişilik bozayı mı, kuş mu? Taraftarıyla yetinen, belediyenin parasıyla ve ona yaranmak isteyenlerin (!) sponsorluğunda giden bu garabet takımı yenmenin hazzını yaşadık.
İnşallah sonları elimizden olacak?
Futbol yazısı buraya kadardı, şimdi sıra bizim ?loğ? taşlarında?
Sezonun en iyi futbolunu oynayan ekibimize destek veren taraftarın coşkulu biçimde defalarca tekrar ettiği, ?Meksika dalgalanması? hareketlerine, ?tecavüzden kurtulamazsan, bari zevkini al? mantığıyla hareket eden İBB taraftarı 10-15 kişi dahi katılırken, bizim şeref tribün kılını kıpırdatmadan meyil, meyil izlemesi gerçekten komikti.
Adeta bir şölen havasında geçen mesai saatleri dışında hem de hafta sonu bir günde ?devlet dairesi? ciddiyetinde oturmaları çok mu gerekliydi?
Veya yönetmelikler böylemi emrediyor?
Modern zamanların ?dinlerinden? biri haline gelen protokol kurallarını bilmeyen dolayısıyla bu tabloya şaşıran genç bir taraftarın ?abi bunlar niye kalkmıyor? sorusuna ancak şu cevabı verebildim.
?Sen burada sivil olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşayarak keyfince hareket ediyorsun. Onlar ise protokolün dayanılmaz ağırlığıyla yerlerinde kalkamıyor.?
Anlamsız bakışlardan sonra devam ettim;
?Onlar senin gini hoplamaz, zıplamaz, yellenmez! Ağır olmak, oturdukları koltuğun, kendi rızasıyla yüklendikleri, biçimlendirdikleri görüntüsüdür.?
Son olarak da dersimize gelelim;
Yıllarca ?şeref tribünü? diye anılan mekanın sonradan ?protokol? diye değiştirilmesi ismiyle müsemma olmadığından mıdır bilinmez amma velakin, buranın müdavimleri de; çoğunluğu devlet ciddiyeti zorunluluğu olmayan içimizdeki sivillerdir.
Seçimle işbaşına gelenlerin ?devlet? denen hükmedici aygıtın bu gücüne heveslenerek, sivilliğini terk edip ?bürokratik oligarşinin? yanında kendini konumlandırdığı bu şehirde;
?Devlet umuru? öğretisinden yola çıkarak ağır olmayı icraat faslında uygulayan bu kişileri seçen halkında fazla sızlanmaya hakkı yoktur.
LAYIK OLDUĞUMUZLA YÖNETİLECEĞİZ. Vesselam?