Tarih: 14.07.2021 18:36

Sivas'ın Mutlu Azınlıkları!

Facebook Twitter Linked-in

SİVAS'ın MUTLU AZINLIKLARI!

Sivas son yılların en sancılı süreci ile karşı karşıya. Tepeden tırnağa şehrin gelişimini engelleyen ve şehrin devamlı küme düşmesine neden olan garip bir açmaz ayan beyan ortadadır.

Şehrimiz bu içinde bulunduğu sancılı zamanları bir türlü aşamamakta. Bu sancılı sürecin devamından faydalanan yeni bir "kast sınıfı" artık su götürmez bir gerçektir.

Halktan gözüken, halkın içindeymiş gibi hareket eden, halkın değer yargılarıyla barışık gibi gözüken yeni bir sınıf doğmuş ve de kemikleşmiştir.

Uğurlu kademli olsun bu yeni sınıf şehrimize. Dar çekirdek kadroları ile bu mutlu azınlığın, şehrin tamamına hâkim olma gayretlerini kimseler görmemektedir!..

Her yerde her alanda hazır ve nazır bir eda ile, halk ile iç içe gözükmeye özen gösteren lakin kendi dar ekipleri ile şehrin yarınının yarınının yarınının ekmeğini bölme ve paylaşma derdi ile yanıp tutuşmaktadırlar.

En güzel yaptıkları, halktan gözükmektir. Halkın gönlüne hitap eden cümleler kurarak, doymak bilmez aç iştahları için zaman ve de zemin oluşturmaktadırlar...

Yedikçe semiren, semirdikçe daha çok emek tüketen, tükettikçe barbarlaşan mutlu klanlarını daha da palazlandıran yeni bir sınıf.

Sevgili okurlar işte yeni bir mutlu azınlık ile karşı karşıyayız. Sadece kendisi için yaşayan, kendi ikballeri için yanıp tutuşan ve koca şehri bir merdiven gibi kullanmaktan kaçınmayan yeni bir mutlu azınlık oluşmuş, ve de giderek etkinliğini de artırmaktadır.

Bunlar her alanda ama her alanda öyle etkindirlerdir ki, onların haberi olmadan kuş uçmaz bu şehirde. Kimse ama hiç kimse onlara bulaşmadan bir yeniliğe bir ilke imza atamaz. Onların görüş ve insiyatifi olmadan, yaprak kımıldamaz bir hali ete kemiğe büründürürler...

Şehri tüketmek için kurgulanmış zihinleri, her daim bir değirmen gibi öğütür önüne çıkan her şeyi. Şehir halkı ekonomik alanda tutunmak için alın teri ve emek harcarken, onlar bir anda her yere atlarlar ve hak etmedikleri payı tırnakları ile alıp hanelerine dahil ederler...

Kendi ürettikleri değişik yel değirmenleri ile pür dikkat her yerdeler. Habire direnirler değişime, habire feodal köylülük ahitleşmesi oluşturarak dar ekiplerine kazanç sağlarlar...

Şehrin nekaheti hoşlarına gider her daim.. Çünkü durağanlık onların yel değirmenlerine, alın teri, emek ve sömürü taşır...

"Bir kişiye bir pul, kendilerine dokuz pul düşmesine" bile kanaat etmeyip, o bir pulu de tırnakları ile kavrayıp kendi namı hesaplarına on pula tamamlamanın acınası zavallığı ve açlığını yaşarlar...

İpteki cambazı gösterip, asıl cambazlığı kendileri yaparlar...

Derdimiz Sivas diye gösterişe caba edip kelimeleri, varlıklarına varlık katmanın savaşını verirler...

Her yerde, her an, her ortamda varlar!..

Peki ya şehrimiz insanı? Bu çarkları gören sezen insanlar neredeler? Vicdanı ve merhameti dere tepe bir bayrak gibi taşıyan dürüst insanlar neredeler?

Elbette bu mutlu azınlık feodalitesini gören ve de sezen çokça insan vardır. Lakin "bana değmeyen yılan bin değil, milyon yıl yaşasın" zavallı acınası çürük mantığı, bu mutlu azınlıkların ekmeğine yağ sürüp, yel değirmenlerine kazanç rüzgârı taşımaktadır.

Ama bu böyle mi gitmeli? Şehrin gelişip, hakça bölüşüm düşünce içerisine girmemesi için elinden geleni yapan bunlara karşı, kimse ses çıkarmayacak mı?

Sivas´ın tükenmesine ve de tüketilmesine seyirci kalmaya daha ne kadar devam edeceğiz?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —