SİVAS´TA KAHVEHANELER.
Sivas ta kahvelerin tarihi çok eski yıllara dayanır. Çocukluğumun yıllarında Altıntabak Mahallesinden çarşı içlerine kadar gider kahveleri kapıdan giremez camdan içeriye bakardım bu da merakımdandır.
Eğlence ve vakit geçirecek bir yer olmadığından Sivas´ta çay ocakları ve kahvehaneler zaman içerisinde genel halkın mekanı haline gelmiş dahası alışkanlık halini almış .Bir fincan kahve bir bardak çay müşterinin ruhuna okşar olmuş. Çeşitli oyunlar iskambil oyunu,domine oyunu ,tavla oyunu dama oyunu derken uzayıp gitmiş .
Bir nevi eğlence mekanı olmuş kahveler. Bu Kahvelerin müşterileri de farklıydı çeşitli meslek sahibi ustaların kahvesi ,vasıfsız işçilerin kahvesi Dülgerlerin,sıvacıların ,duvarcıların her meslek gurubunun gittiği bir kahve vardı.
Çünkü halk aradığını bu kahvelerde bulurdu. Anlaşır işini yaptırırdı. .
Sivas ın belirli tanınmış kahveleri vardı.
Çimen kahvesi, Zarifin kahvesi, Karahallonun kahvesi, Uzun yayla kahvesi, Kepceli de Sarının kahvesi, Çerkezın kahvesi ,Meydan kahvesi, Havuzlu kahve, Bezazlar kahvesi, Dikilitaş kahvesi adı altında her insanın bulabileceği ve tanınmış kahvelerdi.
Kahvenin ortasında büyük bir soba yanar ilk içeri giren önce sobaya yaklaşır elini ısıtır ovalar sonra göz ucuyla etrafa bir göz atar ya bir boş masa arar veya bir arkadaş arar. Masaya oturur sigarasını yakar mevsim kış göz ucuyla etrafa göz gezdirerek çayını veya kahvesini yudumlar. Sigaranın dumanı , oyuncuların gürültüsü ,masaya vuranların çıkardığı ses kahveye ayrı bir ahenk ve güzellik verir. Her insan aradığını bu kahvelerde bulur. Kahve kültürü böylece devam eder gider. O yılların sigarası yeni harman, kulüp ,gelincik, samsun, köylü, bafra, ve Malatya tütünü sigaraları vardı. Genelde sarmalı tütün içilirdi. Tabaka , ağızlık vardı.
Bır fincan kahvenin kırk yıl hatırı var denirdi. Kahve için söylenmiş bir çok sözlerin olduğunu biliyoruz. " Gönül ne kahve ister ne kahvehane " .."Gönül ahbap ister kahve bahane " ."..Sorsalar ki ehli keyfin keyfını ne tazeler taze elden taze kahve tazeler." derler Kahvehaneler gönül dostlarının sohbetlerinin mekanı idi. Aslında kahveyi hatırlı kılan o gönül sohbetleri imiş. ..
Eskiden bizim ecdadımız sözlerinde sohbetlerinde birbirleriyle olan münasebetlerinde muhabbetli olurlar şiirle konuşup namelerle anlaşmaya özen gösterirlerdi.
Bir kahve tıryakisi yaşlı biri ile garson arasında geçen şiirli nameli konuşma ...
Bir gün beş paraya içilen kahveye zam gelir on para olur. Kıraathaneye her sabah gelip bir fincan kahvesini içip yanına da beş para koyup giden ve devamlı müşterisi olan bir yaşlı zat vardı. garson sabah kıraathanesini açar hazırlığını yapar müşterisini bekler. Tabi ki kahve de zamlı satılacaktır. Müşterisine kahvesini ikram eder. Kahvesini içen yaşlı yine beş para bırakıp kalkarken garson oradan seslenir. Ve zam geldiğini şöyle anlatır. ."..Bey amca kahve yemenden gelr yolları ırak" beş para yerine on para bırak "... Yaşlı zat bastonuna dayanarak doğrulur ve bu zammı şöyle protesto eder....."Garson efendi Kahve yemenden gelir yolları sapa beş para yetmiyorsa kahveni kapa"...der..
Onlar ne güzel anlaşırlarmış kimseyi kırmadan dökmeden üzmeden sözcüklerine dikkat ederlermiş. Eski büyüklerimiz kahve kültürü sohbet kültürü dür o güzel insanları ve o muhabbetli sohbetleri yad edip arıyoruz. Sivas ın mutlu huzurlu yılları idi?