Tarih: 06.08.2024 14:11

STAJYERLİĞİM BÖYLE KALKTI!

Facebook Twitter Linked-in

KÖY ÖĞRETMENLİĞİ STAJYERLİĞİM BÖYLE KALKTI

(Haşlanmış Yumurtalar)

“TAK TAK TAK”

Benim zamanımda öyle KPDS diye, mülâkat diye bir şey yoktu. Okulundan başarıyla mezun olmuşsan ilgili bakanlık dosyanı inceler, uygun görürse uygun bir yere tâyin ederdi. (Yetmişli yıllar.)

Tâyin edildiğin yerde bir yıl stajyer olarak çalışırsın, müfettişler gelir seni teftiş eder. Öyle mülâkat, liyâkât falan yok. Hazırladığın dosya (kurallara, yasalara falan uygunsa, dosyan hazırsa, başarılıysan ve müfettişler tarafından da uygun görülürse) aslen atanırsın.

Benim köy öğretmenlik stajerliğim de böyle kalkmıştı.

Hiçbir şey yasaların, yönetmeliklerin önüne geçemezdi.

İşte benim köy ilkokul öğretmenliği stajyerliğim de böyle kalkmıştı.

***

Sivas / Ulaş, Karacalar Köyü, 1977

Bir gün Baharözüne gidip oradaki öğretmenlerden stajyerliğin kalkmasına ilişkin prosedürü öğreniyorum.

Baharözü büyük bir köy. Okulda beş sınıf ve beş öğretmen var. Öğretmenlerden ikisi bekâr kız, pek de güzeller. Şu iyice bir fıstık gibi olup da yüreğimi attıranın mandolini varmış ve güzel çalabiliyormuş. Offf, bizim okul niye bir öğretmenli?

Oysa okulumda iki sınıf var. Şuraya yanıma tayin etseler güzel güzel mandolin çalışırdık.

Baharözü okul müdürü ile konuşuyorum, bir stajyerlik dosyası hazırlanacakmış. Dosyanın içinde neler olması gerektiğini not alıyorum. Bir yılın sonunda İl Millî Eğitim Müdürlüğünden müfettişler gelip öğrencilerimi değerlendirip hazırladığım dosyayı inceleyip stajyerliğimin kalkıp kalkmayacağına karar vereceklermiş. Elimdeki listeye göre özene bezene dosyamı hazırlamaya başlıyorum.

Dosyam güzel ve iddialı olmalı.

Dosyada köy inceleme raporunun yanı sıra 1968 İlkokullar Müfredatı da olmalıymış ki içinde her dersin uzun uzun programları var. Ayrıca dosyada bir sürü yasa ve yönetmeliğin elle yazılmış biçimde yer alması gerekiyor.

Elle yazılacak en az yüz dosya kâğıdı. Bir tek köy incelemesi emek gerektirecek, diğerleri bakıp bakıp yazılacak şeyler. Fotokopi daha yeni çıkmış o zamanlar, fotokopi yapıp koysak ya…

Yıl boyunca özene bezene bir köy incelemesi yapıyorum. Hazırladığım dosyayı hâlen saklarım. Köy incelemesinin özellikle folklor bölümünü önemseyip güzel bir çalışma yapmışım. Düğünlerde halay eşliğinde söyledikleri üç beş türküyü notalayıp eklemişim.

Meslekteki birinci yılımın sonunda dosyam hazır, teftiş bekliyorum.

Bir gün ciple geliyor üç müfettiş, cipten iniyorlar.

“Selâmünaleyküm hoca.”

Ellerinde birer bond çanta, çok kerli ferliler. Stajyerlik teftişi için geldiklerini biliyorum, çok heyecanlıyım.“Ya dosyamı beğenmezlerse…”

“Aleykümselâm hoş geldiniz.”

“Biraz açız, yumurta var mı?"

Bakıyorum, dört beş yumurta var.

“Var evet.”

“Şöyle on beş yirmi tane kaynatıver bize. Biraz lavaş çıkar, çay da demle.”

“!!!”

Ne o kadar yumurta var ne lavaş.

Koşarsın Seferaalara.

Seferaa yok, karısı Ayşaanam evde.

“Ayşaana ne kadar yumurta varsa ver çabuk!”

Kümese gidip on beş-yirmi yumurtayla geliyor.

“Ayşaana çokça lavaş da lâzım.”

“Nööreceen bu gader şeyi, ordu mu besleyecaan ooretmen?”

“Sonra anlatırım, sonra anlatırım” deyip telaşlı telaşlı koşturuyorum geri, bir aksilik olmasa bâri.

Yumurtalar haşlanıyor tam on beş adet.

Çay demleniyor, yumurtaların on tânesi lavaş ve çay eşliğinde hızla tüketiliyor. Uzun uzun havadan sudan sohbet; okula, eğitime, stajyerliğe değinen yok.

İçlerinden biri kalan yumurtalarla lavaşları işaret ediyor.

“Hoca şunları da paketleyiver.”

Sigaralar tellendiriliyor.

Paydos saati geldi, “Hocam, çocukları tutayım mı sınıfta, teftiş edecek misiniz?” diyorum.

“Lüzum yok, lüzum yok, yolla evlerine gitsinler.”

Sonra çantasından bir mühür çıkartıyor. Denemek için oradaki bir boş kâğıda iki kere basıyor. ‘Tak’ ‘tak’

Sonra stajyerlik dosyamı istiyor. Arkadaşlarıyla sohbeti kesmeden ve dosyaya bakmadan –yahu kapağına baksaydın bâri– el yordamıyla çevirip her sayfaya mühürünü basmaya başlıyor.

“Sonra ‘tak’ dedim ki ‘tak’ herife, ‘tak’ bak evlâdım, ‘tak’ benim kafamı ‘tak’ bozma!‘tak’ Millî Eğitim ‘tak’ müdürü ‘tak’ benim çok yakınım olur, ‘tak’ çıranı ‘tak’ yaktırırım ‘tak’ bak habarın ‘tak’ olsun ‘tak’ dedim. Herifin ‘tak’ suratını ‘tak’ bi görecaadın ‘tak’‘tak’‘tak’…”

Belli ki eller çok alışkın. Hızlı bir şekilde görmeden çevir bas, çevir bas, çok başarılı çoook.

Aylarca emek emek hazırladığım stajyerlik dosyam bu şekilde incelenip kabul görüyor. Müfettişler kalkıyor, bir poşete koyduğum yiyemedikleri yumurtaları lavaşları alıyor, elimi sıkıp, “hayırlı olsun” deyip, ciplerine binip gidiyorlar.

Stajyerliğim kalktı şükür.

***

Yalanım varsa Allah beni haşlanmış yumurta yapsın. Hâlâ sakladığım stajyerlik dosyamdaki müfettiş mühürleri ile Seferaa’nın eşi Ayşe Ayten, Ayşaanam tanığımdır, aynen böyle oldu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —