STK´lar Ne Zaman Sivilleşecek?

STK´lar Ne Zaman Sivilleşecek?

Seçim zamanı davet davet gezerek, çatal kaşık sesine boğulan sözde Sivil Toplum Kuruluşları (STK), şimdi de konak konak gezerek güya istişarelerde bulunduklarını iddia ediyorlar. Muhalif bir felsefeyi içinde barındırmaları gereken, Sivil Toplum Kuruluşlar

 

Muhalif bir duruşu, entelektüel bir yorumlamayı içlerinde barındırması gereken STK´lar, Sivas´ta yarı resmi kurumlar olarak etrafta boy gösteriyorlar. Özellikle gece gündüz gözleri telefonda olup, resmi isimlerin davetini bekleyip, oralara koşar adım gitmek için yanıp tutuşan pek çok STK, duyarlı entelektüellerce sert bir şekilde eleştiriliyorlar.

Seçim zamanı milletvekili adaylarının davetlerine koşar adım gidip, orada ?tamam efendimli? bir duruş sergileyen STK´ların kış ayı ile birlikte konakların sıcaklığı ile ikbal hayaline tutuştukları gözlemleniyor.

Genelde ?ununu elemiş eleğini asmış? olan STK başkanlarının Sivas için mi yoksa kendileri için mi bu tür toplantılara iştirak ettikleri merak ediliyor. Toplantılarda saygılı bir eda ile, güce itaat eden STK temsilcilerinin, SİVAS  için ne yaptıkları ise sorgulanıyor.

Yaşı ve görev süresi epey ilerleyen pek çok STK Başkanının yüz eskimesini de göz önüne alarak, en kısa zamanda sosyal hayattan evlerine çekilmeleri bekleniyor.

Sivas Postası Gazetesi olarak STK Başkanlarına "NURETTİN TOPÇU´nun İSYAN AHLAKINI" okumalarını tavsiye ediyoruz.

Görünürde şehrin sorunlarını dile getiren bir eda söz konusu iken, pek çoğunun şahsi istek ve düşüncelerinin ise rezerve olarak beklediği biliniyor.

Pek çoğunun cebinde "küçük kağıtlara yazılmış isimlere referans oldukları, bazılarının gelinlerinin Üniversiteye Öğretim Görevlisi girmeyi beklediği, kiminin oğluna bol ücretli iş baktığı,kiminin gelecekte vekil, bakan hatta Başbakan olmayı düşlediği" gibi hayaller olduğu yakınen bilinirken, söz de SİVAS´ın konuşulma görüntüsü verildiği lakin özde ise şahsi istek ve hayallerin sıra sıra bekledikleri biliniyor.

SİVAS´ın tek ÖzGÜR GAZETESİ olan SİVAS POSTASI olarak, STK Başkanlarına şu kıssadan hisseyi dikkatlice okumalarını tavsiye ediyoruz.

KISSADAN HİSSE

Herkesin Sırtında Odunlar Var!
Delinin biri camiye girer, belli ki namaz kılacak.

Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır..
Bir oraya, bir buraya her köşeye dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider..
Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar..
Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını.

Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan..
Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar..
Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile..
İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar..
İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır delinin yanına ve der ki:
?Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın?
Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu??
Bunu duyan deli melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sorar
?Âdetiniz böyle değil mi??
?Ne âdeti?!? der Hoca..
Cemaat da toplanmış, merak ve şaşkınlıkla olayı izlemektedir o sıra..
Der ki deli bu kez:
?Hocam ben namaz kılmak için girdim camiye, şöyle kendime uygun bir yer ararken içeridekilere baktım, gördüm ki herkesin sırtında bir şeyler var. Zannettim ki adet böyledir, ben de şu odunları yüklendim geldim işte, neden kızıyorsun? Kızacaksan herkese kız, tek bana değil!
Hoca şaşırır: ?Benim sırtımda da mı var?? der..
?Evet? der deli, ?Hepinizin sırtı yüklü!?..
Cemaatte ise hafiften ?deli işte!? manasına,bıyık altından gülüşmeler başlamıştır..
Deli bu kez öne atılır ve tek tek cemaati işaret ederek, saf bir çocukça, heyecanla bağırır:
?Bak bunun sırtında mavi gözlü bir çocuk, bunda kocaman bir elma ağacı vardı..
Bunda kırık bir kapı, bunda bir tencere yemek, bunda kızarmış tavuk, şunun sırtında büyük bir makama gelme, bununkinde de sırtında da oğluna büyük bir ev alma vardı!..?

Sonra iki elini yanlarına salar başını sallar ve umutsuzca;
? Boş yok, boş yok hiç!..diye tekrarlar.
O böyle söyleyince, herkes dehşet içinde şaşkınlıkla birbirinin yüzüne bakar!

Aynen doğrudur dedikleri çünkü;
Kimi doğacak çocuğunu düşünüyordur namazda
kimi bahçesindeki meyve ağaçlarını, biri onaracağı kapıyı, diğeri lokantasında pişireceği yemeği..
Biri açtır aklında yiyeceği tavuk, birinin sırtında sevdiği kadın vardır.
?Peki söyle bakalım bende ne vardı?? der, bu kez endişeyle Hoca..
O da der ki:
?Zaten en çok da sana şaştım hoca! Sırtında kocaman bir inek vardı!
Meğerse efendim, hocanın ineği hastaymış, ?öldü mü ölecek mi?? diye düşünürmüş namazda...
?Harâbât ehlini hor görme sakın, defineye mâlik viraneler var.?
Bildirince bildiren, yüreği olan görüyor elbet..

 

 



Anahtar Kelimeler: Zaman Sivilleşecek
tolga
7.02.2016 14:36:39
SAKALLI BİR SAĞLIK SENDİKASI BAŞKANIYIM DİYE GEZEN ZAT VARDI ADAM ŞU ARA HİÇ ORTADA YOK, HASTANELER KAPATILMIŞ SENDİKADA TIK YOK, TAM SİVASA GÖRE, YAZIKLAR OLSUN SİZİN SENDİKANIZA, BİR SEKRETER NE OLDUĞU BELİRSİZ BİR ADAM HASTANELERİ YOK EDİYOR VE HERKES İZLİYOR, BU ŞEHİR GÖÇ VERMEYE MAHKUM, BİR AVUÇ , TAKLACI VE HORTUMCU MEMNUNYA YETER ,,,