ŞUBAT AYI

ŞUBAT AYI

ÖMER ÇAKMAK YAZDI...

ŞUBAT AYI

Ömrümüzden bir ay daha geçip gitti.Şubat ayı aklımda şehitler ayı diye kalmış. Şehitlerin yolu dikenli,sonu şehadete çıkar  ayağını seven canını seven gelmesin.Dava, ölümden korkanlarla değil ölümü korkutanlar sayesinde ayakta kalır.Bir dava eri ki amacı gayesi vatanının ayakta kalması, bayrağın dalgalanması  için mücadele etmek bayrak dalgalansın diye toprak olup Allah için şehit olmaktır.

Şehitleri yazmak isterdim. Buna ne kalemim ne de gücüm yeter.Onlar bize bir numune.Onlara çok şey borçluyuz.Ben şehitlere gıpta ile bakıyorum buşehitlik bir nevi fani hayatın ödülü gibi.Merak ediyorum  nasıl güzel bir hayat  yaşadılar ki Allah onlara şehadetle ölümsüzlüğü nasip eyledi.Kimden nasıl bir dua aldılar ki başlarına bu taç giydirildi ve fani dünyadan giderken ebediyetin kapısını açtılar.

Allah bize de şehit olacak güzel bir hayatve sonunda şehadet nasip eylesin.

Mücadele edenlerin hayatı ile bizim hayatımızı kıyasladığımız zaman çok farklı olduğu görülecektir.Onların genel olarak yaşamlarına baktığımızda, varlıkla değilhep yoklukla sıkıntılarla geçmiş. Ellerinin tersi ile dünyayı ret etmişler. Bir çoğu gece gündüz azimle gayretleAllah için çalışırken şehit olmuşlar.Ve biz çok iyi biliyoruz ve inanıyoruz ki şehitler cennettedirler.

Hiç düşündünüz mü onlarda aynı cenneti istiyor bizde aynı cenneti istiyoruz.Nasıl olacak bu iş.Vatanı müdafaa eden kar kış demeden mücadele eden askerlerimiz ile evinde keyfince yaşayan gününü gün eden de aynı cenneti istiyor.Bir dava da er olmuş gece gündüz koşturan,kendi aç amatalebeye, yoksula yardımcı olanla; evim büyük veya arabam lüks olsun diye çalışan da aynı cenneti istiyor.

            Şubat ayında bir de 28 şubat var. Ülkenin bin yıl geri orta çağa çekilmek istendiği tarih. O günlerde yaşayanlar durumu çok iyi biliyor. Yeni nesile anlatmak içinde bir çok dernek vakıf çalışmalar yapıyor. Garip olan ise o dönemde bizzat zulme ortak olanların mağdurları oynaması. Oradan kendine bir pay çıkarma çalışmaları. Daha dün hükümete gitmesi gerek bırakmaları gerekir diyenlerin demokrasi dersini vermeleri. Ardından Erbakan hocayı hayatta iken bir kaşık su da boğmaya çalışan bu zatların ona övgüler dizmeleri ise anlaşılır gibi değil.Şöyle bir söz vardı;Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar. Bu sözün üstüne daha söze gerek yok herhalde.

            Bir problemimizde bugün hayatta olmayan ve ardından gidenleri sevenleri olan siyasetçi devlet adamı veya sanatçı varsa hemen onlardan olmak.İnsanlar hayatta iken onların kıymeti bilinmesi gerekmez miydi. Bugün özellikle sosyal medya da hayattaolmayanların vefat yıl dönümlerinde sözleri paylaşılmaya başlandı. Sağlığında hiç tanımayanların paylaşımlarına bakınca beraber mücadele etmiş zannediyorsunuz. Rahmetli Muhsin YAZICIOĞLU, Necmettin ERBAKAN ve buna bir çok yazar şair sıralayabiliriz. Bu kopyacı sahte kişiliklere baktığınız zaman gayri ihtiyari şunu diyorsunuz; Hadi oradan !

 



Anahtar Kelimeler: ŞUBAT