Halbuki yıllardan beri bu su sorunu var, afaki nutukların ve söylemlerin dilinde “50 yıl bu su bize yeter!” denilirken hangi matematik hesabının dilinden konuşuldu bunu da bilmiyoruz ama bir gerçek var: SU YOK!...
Hani çocukluğumuzun tekerlemesi vardı, “Aç kilit, açmam kilit!...” Sonrasında hain bir inek vardı, suyun ne olduğu sorusunu cevabında hani o hain inek suyu içiyordu da dağa kaçıyordu!... Sonra o dağ sorulduğunda ise yanıp bitip kül oluyordu!... İşte öyle bir şeyle karşı karşıyayız şimdi…
Su ne oldu?
İnek içti, pardon “kuraklık vardı, küresel ısınmanın gazabıydı!” falan filan…
***
Aylardır aynı hastalığın girdabındayız dostlar, sular yok… Baraj yapıldı, tatlı su içecektik, acı su kesildi, ağzımız şimdi bırakın tatlı suyu susuzluktan kurudu…
Su yetmiyor, ama boş araziler devasa yapılara bir sondaj borusu gibi yerin dibine değil, bulutlara doğru yükseliyor, cemre düşecek toprak bulamıyor ve bizler suçlu her zaman olduğu gibi doğayı buluyoruz, bizler hiç ama hiç suçlu değiliz…
Belediyecilik denilince akla gelen açılan imarlar, yapılan binalar ve ruhsatlar olduğu müddetçe su gibi sorunlardan hiç ama hiç kurtulamayacağız…
4 Eylül Barajı öncesinde de suçlu hep doğaydı, sularımız yoktu, kuraklık vardı, su ne oldu, inek içti hikayesiyle büyüdük! Baraj oldu, Tatlısu içecektik, ağzımız kurudu, yine suçlu kuraklık ve küresel ısınma…
Başkan Hilmi Bilgin son defa uyardı, kimi? Halkımızı… Suyun tasarruflu kullanımı, doğru…
Ama biz gazete olarak hep uyarmıştık, su yok diye…
Hatta kayıp-kaçak oranını bile uyarmıştık, demiştik ki “YÜZDE 50!” Belediye açıklama yapıyor, “yüzde 35”… Bu rakam bile azmış gibi…
Tamam, yüzde 35 olsun, kabul…
Az mı bu rakam?
Halkı uyaran Başkanımız, bu konuda da gerekli çalışmayı yapmalı değil mi?
***
Başkan Hilmi Bilgin dediğimiz gibi bilgilendiriyor Sivaslıları, “Son yıllardaki kuraklık nedeniyle su sorunuyla karşı karşıya kaldık. Adeta zamanla yarışıyoruz. Geçen yıl yapım ihalesi yapılan Hafik Pusat-Özen Barajından 4 Eylül Barajına su nakil projesinin acil olan kısmı yani Seyfebeli’nden Baraja kadar olan 14 km’lik tamamlanması için büyük bir gayret içerisindeyiz. Zorlu şartlarda çalışıyoruz. Zeminin vermiş olduğu zorluklar var ihale sürecinde yaşanan hukuki bir süreç var. Bu nedenle de müteahhit firmanın hizmete başlaması zaman aldı. Şu anda ise neredeyse 24 saat esasına göre çalışıyoruz. Kazı işlemleri devam ediyor. Kaynak işleri devam ediyor. Serim işleri de hızlı bir şekilde gerçekleştiriliyor. Terfi istasyonu yapımı, depo hizmetleri ve enerji nakil hatlarında da ayrı ayrı ekiplerimiz ter döküyor. Aralık ayının sonu gibi birçok işimiz bitmiş olacak. Su konusunda barajda suyumuz bitme noktasına geldi. Bu nedenle de suyumuzun basıncı ister istemez düşüyor. Şu anda Tavra Deresi’nden aldığımız suya baraj aldığımız suyu ilave ediyoruz. İnşallah hedefimiz bir an önce Pusat Özen Barajımızdan aldığımız suyu 4 Eylül Barajımızla buluşturmak. İnşallah herhangi bir su kesintisi yapmadan bu projeyi de bitirmek. Hemşerilerimizden su konusunda biraz daha hassas ve dikkatli olmalarını istiyorum. Su kaynaklarımız sınırsız değil lütfen tasarruflu kullanalım.”
Sonuçta sıkıntıyı Sivaslı çekecek, bizler çekeceğiz…
Belediye her yeri imara açar, çok güzel binalar yaptırır, yollar yapar, bulvarlar açar, çiçekler gönderir, pastalarla ağızlar tatlandırılır ama en büyük hizmetlerden birisi olan su konusunda sıkıntı yaşanıyorsa bütün bunların hepsi beyhudedir…