Sahipsiz olan Sivas sahip aramaya devam ediyor. Tarihi eserlerin yanı başında orayı tanıtıcı bilgilerin olmadığı şehirde, turizm hizmetleri sıfırın altında. Özellikle şehrin Sultan Tacı olan Şifaiye Medresesi içinde bulunan türbenin depo gibi kullanılması Sivaslılar’ın sert tepkisini çekiyor.
Sultan İzzettin Keykavus’un, bundan 800 yıl önce, çok sevdiği Sivas`a bir Darüşşifa yani hastane yaptırıyor ve bu hastanenin içinde bir yeri de kendi ve ailesi için türbe yeri bıraktırıyor. Keykavus vefat ettiğinde buraya defnediliyor.
Batılıların zihin engelliler "içine şeytan girmiş" diye diri diri yaktıkları zamanlarda, Sivas Darüşşifa`sında su sesi ve müzik ile bu hastalar tedavi edildiği ifade ediliyor.
Epey bir zaman medrese olarak kullanılan ve bugünkü adıyla Tıp Fakültesi olan Darüşşifa’nın içinde bulunan türbenin içler acısı hali görenleri şaşkına çeviriyor.
O kabirlerde yatanların kim olduğunu belirten bir bilgi olmadığı gibi türbenin içinin de toz toprak ve kuş pisliklerinden geçilmemesi eleştiri alıyor.
Hatta türbenin içinde eskiden kullanılan “su pöyrekleri’nin sıra sıra dizilmesi görenleri şaşkınlık içinde bırakıyor. Tarihi eserlerin bu denli hoyratlık içinde olmasına tepki gösteren pek çok insan, derhal yetkililerin burası ile ilgili harekete geçmelerini beklediklerini ifade ediyorlar.