ŞUURSUZ TARİH…
Samsundaki heykel hadisesinin gösterdiklerinden bir kez daha;
Ülkem adına ürktüm.
Milletim adına kaygı, gelecek nesiller adına endişe ettim.
Bir kez daha gördük ki; kahir ekseriyeti, analitik düşünmeyi bilmeyenlerin yaşadığı bu canım Ülkede, çok ciddi kırılmalar, savrulmalar ve hatta vuruşmalar an meselesi.
Dünya ortalamasına göre, belki en çok ve en sık provokasyonun yaşandığı halde, müspet manada ne bir gelişme, ne de bir ilerleme var.
Çoğunlukla, yapan ile Halkı galeyana getiren hep aynı odaklar olduğu halde; her defasında aynı oyuna gelip, aynı tuzağa düşülüyor.
Mesela; Uğur Mumcu’nun öldürülmesinden hemen sonra, "Kahrolsun şeriat" diye sokaklara dökülenler, yine benzer kumpaslarda, hep aynı tepkiyi veriyorlar.
Yıllar sonra da olsa aklandığımızda, kendilerinden bir özür bile beklemiyoruz ama bari akıllansalar.
PKK nın göstere göstere ateşe verdiği Atatürk heykelleri için ağızlarını açmadılar ama Samsunda, failler yakalanıncaya kadar ki bir kaç saatlik bilinmezliği bile fırsat bilip, kinlerini kustular.
Hep söylüyoruz;
Böyle tarih şuuru olmaz.
Böyle tarih eğitimi olmaz.
Böyle tarih anlayışı olmaz.
Anaokulundan başlayarak büst'e secde ettirilerek büyütülenlerin tarih şuurları, maalesef refleksten ibaret kalıyor.
Millet olmanın en temel unsurudur "Tarih Birliği" ama manzaraya bir bakın.
"Dil Birliği" Milletin harcıdır ama halimize bir bakın.
Allah korudu Allah…
Zil zurna sarhoş yakalanan Samsundaki müptezeller, ya akıllarına gelse de, şalvar giyip, takke geçirselerdi başlarına...
Başımıza neler gelirdi kim bilir...
Her türlü kaostan, kargaşadan ve kavgadan Allah korusun bu aziz Milleti.
Ama önce, refleksleriyle konuşan ve gözleriyle düşünenlere akıl fikir versin ....