Bugünler de Tarihi Taşhan Binasının yanında yer alan Vakıf İşhanı´nda hummalı bir yıkım çalışması Sivaslıların dikkatini çekiyor. Bina yüzüne kaldırım seviyesinde kurulan korkuluklardan Atatürk Caddesinden iniş ve çıkışlar zorlansa da yetkililer tedbiri aldıklarını dile getiriyorlar.
Köşeye vardığınız da bez bir afişin Tarihi taş binasının yüzüne serildiği görülürken, o resim yıkılan binanın yerine yapılacak yeni binamızın görücüye çıkmış hali olması şaşkınlık oluşturuyor.
Tarihi Taşhan binasını saran bez afişin metal doğramalı cam giydirmeli binası tarihi binayla komşu olacağa benziyor. Bundan önceki binanın 1970 lerin sonunda ya da 80´lerde yapıldığını varsayarsak 19.yüzyılın sonlarına doğru yapılan Taşhan binasıyla 40 yılı aşkın zamandır komşuluk yaptığı biliniyor.
Atatürk Caddesi boyunca uzanan betonarme çirkin binaların Taşhana doğru son uzantısı olan bu binanın yıkılması olumlu bulunuyor.
Tasarlanırken Taşhanı adeta heybetli yapısıyla ezen bu binanın kendi içinde hikayesi çok içinde yıllarca dersane amaçlı kullanılan katlar; ofis katları bulunan bu binanın yıllarca komşuluk yaptığı Tarihi Taşhan binasıyla ne dilinin ne de derdinin aynı olmadığı görülüyor.
Yeni yapılması düşünülen binanın Taşhan ile komşuluğunu hangi payelerle sürdüreceği merak konusu. Taşın lezzetini çağ çağ yaşamış ustaların elinden değil yüreğinden çıkan bu tarihi taş binaların Sivas´ a özgü örneklerinden biri olan ve yapıldığı çağın karakterini yansıtan bu binaya komşu olmanın zahmeti olduğu kadar gururu da olmalı;
Peki şimdi soralım;
--Tarihi kent meydanın sarıp sarmalayarak adete beton binalarla Selçuklunun çehresini ruhaniyetini gölgede bırakan onca binadan ve tarihi alana ben burdayım burada olma hakkım var diyerek tam da köşeden mesajını kirli ve giydirmeli cephesiyle yıllardır keyifle sürdüren halkın deyimiyle ayna gibi yansıyan yüzeyiyle meydanın tarihini ışığını bozan Aynalı Çarşı´dan hiç mi ders çıkarılmadı?
--Sayın Cumhurbaşkanımız artık Şehirlerimizin ruhaniyetini yansıtan binalar derken buna kulak veren yetkililer bu meseleyi nasıl anladı; bu endişe Sivas´ta bir gayeye dönüşecek mi?
--Ya da dönüşecekse ne zaman? Taşhan´ın yerine yapılacak yeni yapıda böyle metal giydirmeli bir cepheden oluşacak ise diğer binaya restorasyon yapılıp dış cephesi de kaplanamaz mıydı, o zaman bu kadar zahmete de gerek kalmazdı, yıkılan komşuluğu iyi yapamadıysa yenisi bu diliyle Taşhanı ne kadar anlayacak?
--Tarihi binaların yanına nasıl yapılar yapmalıyız?
-- Vakıflar Bölge Müdürümüz bu konuda Şehrin yetkilileriyle görüştü mü; istişare yaptı mı?
--Taşhan´ın taş şiirini yansıtacak bir tasarım yapılamaz mıydı?
--Şehrin en merkezindeki bu alana yapılan tasarımın daha öznel olması gerekmez mi?
