Tarih: 07.07.2016 17:50

Tecer Dağı´na Doğru Ağır Zaman

Facebook Twitter Linked-in

 Sivas

6 TEMMUZ 2016 Çarşamba

Uçarı düşlerin otağıdır dağlar. Zaman ve mekan aşan kaygıların en onulmaz sırrıdır dağlar. Yücelerin yücesine erme sırrı kabilinden Tecer Dağı´na doğru ilerliyor arabamız. İvedi uzayan yollar, kıraç dağların kenarcığında tek tük güneşlenen çamlar? Sıra serviler, etrafı derin bir huzura boğan İğde ağaçları? Sere serpe uzanan dereler? Boğum bpğum cümleler, kekremsi bir huzur söylenceleri..

Yaşama kayıt düşen ağır bir zaman manifestosu? Kelime kelime, ilmik ilmik örülen düşler seyrangahı? Dağların naifi, dağların güzellerinden biri Tecer´e doğru uzanan bir düzüne insanın ayak sesleri?

 Ulaş

6 Temmuz 2016 Çarşamba

Eski topraklar, eski bir medeniyet durağı Ulaş. Değirmenlerinde zamanı öğüten insanlar diyarı. Un değirmenleri? Gün görmüş rençperlerin bir zaman gelip kışlık unlarını değirmenin uğultusuna teslim ettikleri Ulaş..

Kadim hoşgörü rayihası. Türk, Kürt, Çerkes, Ermeni Alevi Sünni insanların gümrah ırmaklar boyunda hoşgörü ile bir ekmeği üçe beşe böldükleri insanların diyarı. Kara trenin, uğultulu sesi ile ayrılan ilçe. Bereketin Temmuz rayihası.

ULAŞ´a varır varmaz dağ yolculuğunu soluklatacak dostumuz karşılıyor bizi. İki araba, hayatı ve zamanı aynı düşlerde bütünleyen insanlar?

Bağlama, gitar, Yan Flüt, keman, ney? Sanata dokunmuş insanlar? Sıra dışı dostluklar?

Paranın pulun anlayamayacağı vefa ve güveni esas alan, çığ çağın anlayamayacağı arkadaşlıklar? Başı boş kalabalıkların bir birini kullanma esaslı iğrenç ilişkilerinin sızamayacağı sağlam kaya gibi sağlam dostluklar. Bir birinin yüküne omuz verme erdemine kendini adamış üç beş kişi?

 Tecer Dağı

6 Temmuz 2016 Çarşamba

Tecer Dağı? Yüce bir silueti içinde barındıran bir endam ile hoş geldin diyor ekibimize? Sert kayalıklar, çam ağaçları, kenara köşeye yayılmış türlü türlü dağ çiçekleri? Serin sular, serin rüzgârlar?

Çok ötelerde Kulmaç Dağları gözüküyor? Telli turnaların otağ kurduğu, çerden çöpten yuvaları ile ay aydınlık yarınlara yavrularını büyüttükleri Kulmaç Dağları?Bir ip gibi uzanıp giden Kulmaç Dağları. Toros Dağları´nın devamı nazarında gelin çiçekleri ile bezeli dağlar?

Tecer´in yarenleri adeta. Çok öteler de Zara ve Kösedağ? Tecer Dağı ile aynı özden bir dağ? Daha bu yanda Yıldız Dağı?Ay Sultanın dağı? Yüce tepesine inen ay sultanın bir temmuz vakti ahlat ağacı ile usulcana söyleştiği dağ? Doruğunda parıldayan dolunayın, apansız destansı bir aşkı mühürlediği dağ. Yıldız Dağı?

Sert bir rüzgar esiyor Tecer´in doruğunda? Aman vermeyen bir rüzgar? Ilık siluetlerle birlikte, ılık ılık düşünceleri de içinde barındıran sert rüzgarlar?

Ekibimiz semaveri ateşler ateşlemez, onca yorgunluğu hiçe saydıracak mis kokulu ekmeklerin arzı endam etmesi ile zaman duraklıyor Tecer´in bağrında? Tecer konuklarına hoş geldin diyor adeta? Hoşça kabul ediyor taş bağrı içerisine?

 Tecer Dağı´na Aslı Uğramış mıdır?

Ekibimiz Semaver Çayı ve yemek ile uğraşırken benim aklım kadim hikayelere duraklıyor ansızın. Kadim hikayeler, kadim aşklar. Sözü vaktinde açan bilgeler salıvermiştiler bu cümleleri.

Vakti zamanında öte diyarlardan Aslı´yı arayan KEREM´in Tecer´e gelip Tecer Değirmenlerinde bir müddet kaldığını rivayet ederlerdi. Tecer Değirmenleri, Tecer Gölü, Tecer Dağı bu aşka şahitlik etmişi midir acaba?

Aklım bu hikayenin ravilerinin söylediği cümlelere odaklanıyor adeta orada. Dağ esintisi, semaver çayı ve Aslı ile Krem?

 Destansı Bir Aşk Tecer Dağı´nda?

Zaman ilerliyor Tecer Dağı´nda? Tecer´in soğuk suyu eşliğinde muhabbetin demi çay ile birleşince kadim hikayeleri anlatıyorum dostlarıma.

Tecer Dağı yüce bir dağ. Ağız dil vermeyen bir suskunluk içre dursa da ne aşklara şahitlik etmişti acaba? Ne aşıklar koynunda eğleşip yollara revan olmuşlardı acaba?

Kerem neden uğramıştı acep? Bir söylenti mi çıkmıştı da Tecer Dağı´na uğramıştı?Ya da ASLI HAN´ın Tecer Dağı köylerinde kaldığını mı duymuştu kervanlardan?Aklımda bu sorular ardı ardına sıralanırken, sanki Tecer Dağı dile gelse de konuşsa diye içimden geçiriyorum.

Yöre bilgelerinden dinlemiştim Lise yıllarımda. ASLI´nın babası KEŞİŞ, Kerem´den Aslı´yı kaçırdığında bir müddet Tecer Dağı köylerinde saklandığını söylemişlerdi. Hatta KEŞİŞ´in kılık değiştirip Tecer Değirmenlerinde ustalık bile yaptığını dile getirmişlerdi.

Rivayet odur ki KEREM bu haberi alır almaz koşup geliverir yüce TECER DAĞI´na? Sorup soruşturur lakin bir cevap bulamaz. Hatta uzun bir müddet Tecer Değirmenlerinde çıraklık eder. Kader hükmünü işler ve vaktin birinde değirmene gelen bir seyyah Aslı´nın ERCİYES´e doğru babası ile gittiğini söyleyiverir.

Yüce Tecer´ın bağrında kim bilir belki de o yanık nidayı KEREM kaç defa dillendirmiştir;

?Hey Ağalar Hangi Derde Yanayım
Yitirdim Aslımı Gören Olmadı
Pervaneler Gibi Yandım Tutuştum
Yandım Ateşine Soran Olmadı

Atıldım Atıldım Atılamadım
Kırıldı Kantarım Tartılamadım
Ezrail Elinden Kurtulamadım
Perişan Halimden Bilen Olmadı

Kerem Eder Ben Bu Elden Giderim
Dostun Cemalini Seyran Ederim
Haktan Emir Geldi Buna Ne Derim
Aslıhan Gibi De Yanan Olmadı?

 TECER DAĞI´nde Gece

6 Temmuz 2016 Çarşamba

Gece iniyor yavaş yavaş. Gök alanın bereketi dört bir yanda. Tecer Dağı´nın etrafında pek çok dağ var. İsmi bilinmeyen dağlar. İsimsiz dağlar? İsimsiz aşklar gibi, isimsiz hayaller gibi, isimsiz düşler gibi?

Kuş sesleri her tarafı kaplıyor. Köpek havlamaları geliyor civar köylerden. Keklikler, angutlar, turnalar toylar belki de gecenin hükmüne boyun eğmişlercesine sızıveriyorlar öteye beriye? Tecer ve Gece? Tecer ve sükunet? Tecer ve Semaver çayı? Tecer ve bağlamanın tellerinde dolaşan türküler geçidi?Tecer ve bir ömre adanmış Yan Flüt seranatı?

 Tecer Dağı´nın ZARAFET Tacı

6 Temmuz 2016 Çarşamba

Akşamın alacasına hemen girer girmez ay gökyüzünde arzı endam ediyor. Zarif bir ay? Tecer Dağı´nın zarafet tacı? Hayallerin ayca bakışı gibi?Yarım bir hilal, birkaç yıldız ile gökyüzünde beliriyor. Koca gölgeli dağın tacı oluveriyor adeta. Zarafet Tacı. Zarif bir ay?

Aynanın ödünç aldığı güzelliğin, zarif bir endamlar gök yüzünde belirmesi gibi. Arı duru bir masumiyetin, esrik tebessümleri de bütünleyerek adeta Tecer Dağı´nın üzerine usulcana inmesi gibi?

Tecer Dağı´nın yücesinde, gökte arzı endam eden Zarafetin, sanki Yıldız Dağı´ndaki ahlat ağacına ilanı aşk edercesine süzüm süzüm süzülmesinin, muştusunu fısıldıyor Tecer Dağı´na?

Tecer´de gece? Ateş etrafında, bağlamanın sesine kulak veren canlı cansız bedenler?Kora halinde türküler geçidi..Tecer Dağı´nın azametine yakışır türküler?

Yedi Kandilli Süreyya´nın, Zühre Yıldızı´nın, Ülger´in şahit olduğu güzel bir yaz gecesi? Gitarı dahi, inim inim inleterek adeta sarhoş eden naif bir zaman içinde zaman geçidi?Türkilerin en alasına demirleyen bir anlam. Mecnun´un kara kuru bir çöl kızı olan Leylayı görmesi?Mecnunun Leylası, Leylanın Mecnunu?

 ?Mecnunum Leylamı gördüm
Bir kerece baktı geçti
Ne sordum nede söyledi
Kaşlarını yıktı geçti

Soramadım bir çift sözü
Ay mıydı gün müydü yüzü
Sandım ki zühre yıldızı
Şavkı beni yaktı geçti?

 Sıra sıra dizili türküler geçidi. Tecer´in alaca bağrına adanmış türküler. Geceye ve zamana adanmış türküler? Gökte ayın dahi şahit olduğu, yüreğin bam telini zangır zangır titreten türküler?

Gecenin ay ziyası eşliğinde hayaller de inip süzülüveriyorlar meydana. Ay Sultan Gök yüzünde arzı endam ederde, ona adanmış şarkılar YAN FLÜT ile ayyuka çıkmaz mı elbette çıkar usulcana.

Gece söylencesi. Hilalin göl yüzeyine ve yüreğe düşen yakamoz şiiri, bilinmez nice hatırayı anlata dursun, Tecer´in bağrında soluklanan bir gecenin değerini hangi kıymet tartabilir?Efil efil esen yaz rüzgarının ortaya saldığı bahar ve yaz kokularını hangi yürek dinginliğinde özümseyebilir?

Arı duru bir sükûnet. Ateşin kızım kızım kızaran alevleri eşliğinde, telefondan dinlenilen naif bir türkü, bölüyor gecenin sessizliğini:

?Aydan ayıramıyorum ay yüzünü görünce
Ey benim kara bahtım ay benim kara bahtım
Yüzüne doyamıyorum?

Gece sesleri kesiliyor dört bir yandan. Gökyüzünde parçalı bulutların ardında yarım bir hilal göz kırpıyor her bir yana? Hafif bir ziya, gölün yüzeyindeki yakamozlara yeni gelgitler ekliyor adeta? Tecer´in bağrında hayatın sırrını arayan üç beş şehir kaçkını, kalabalıkların boşu boşuna ayak izlerine sırt çevirerek, yüceliğin bilgesi olan dağlara revan oluyor.

Bir ağır zaman daha kayıtlara geçip,gerisin geriye işletiyor zamanın tik taklarını..

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —