TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR…
“Akarsu pislik tutmaz.” Derlerdi. Su bile usandı bu illet çılgınlıktan, bu tükenmişlikten, bu tüketilmişlikten. Her şeyden daha fazla, daha fazla harcayarak kirlettiğin şu pir-u pak akan çaylardan, billur akan derelerden nice kuzular, nice çobanlar birlikte serinletirdi yüreğini.
Her şeyin maddeye, metaya indirgendiği aç gözlülüğün Nirvana’ya ulaştığı azgın bir çağda savrulup gidiyoruz. Güz aylarında dökülen çınar yaprakları gibi. Üretim arttıkça bedenimizde, ruhumuzda tükettiklerimiz’de arttı. Dostlarımız azaldı, düşmanlarımız çoğaldı.
Samimi dostlukların yerine samimiyetsiz, sahte ilişkiler esir aldı güzellikleri. Artık yanak yanağa öpüşmüyoruz, yalandan telefondan yolladığımız öpme figürleriydi sevgiden anladığımız. “El öpmekle dudak kirlenmez.” Evlatlarımızla aynı sofraya bile randevu ile oturur olduk, bir bardak su istesem acaba evladım gücenir mi diyecek kadar.
Medeniyetti işte size yukarıda anlattıklarım. Oysa medeniyet mutluluktu(!) Medeniyet öyle mi? Gazze’yi kuşatan tanklar. Bu kadar makinenin ürettiği demir parçaları bize işkence mi yapıyor? Ne dersiniz? Ayağına aldığın yeni ayakkabın, kullandığın parlak otomobilin en çok kimi sevindiriyor? Güya medeniyet toplumun tamamını mutlu edecekti. Bu kadar çok güvenlik kamerasının altında gece sokağa çıkmaya korkar olduk.
Bir dostumdan duyduğum şu berbat hikayede saklı gerçek neydi? Alacağına karşılık arkadaşından böbreğini isteyecek, kapı kapı hastane arayacak kadar çiğ, kötü zamanlardan geçiyoruz. En sonunda birilerinin kendini uyarıp “Sakın ola bu işe bulaşma, aksi halde tüm servetini kaybedip hapse düşersin.” Diye sonlanan korkunç pazarlık. Henüz daha doğalgaz şehirlerimize gelmemişken, havada duman kokusu kaplardı bütün kasabayı. Ama o kasabada her bayram çocuklar kapı kapı dolaşır el öper, hayır duası alırdı.
ISTIKLAL MARSININ KABILUNUN 103. yılında vatan şairimiz, istiklal yazarımız Akif’i bir kez daha rahmet ve minnetle analım. “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.”
Kenan Benli