Sivas sosyolojik bir çürüme ile karşı karşıya. İnsanların, bireysel ve sosyal yaşamda gösterdikleri değişim algılanmaya çalışılıyor. Dik, durma, tavır sahibi olma, haksızlığa baş kaldırma, doğrunun yanında durma gibi erdemler yok sayılırken, yüze gülüp arkadan iş çevirme yaşam algısı, gittikçe kendisine toplumda daha çok yer bulmaya devam ediyor.
Samimi ve vefalı ilişkilerden yoksun bir toplumsal yapı oluşurken, çıkarlar üzerine kurulu yapay gündelik arkadaşlıkların ise, bu çürümenin ne boyutta olduğunu gösteriyor.
İnsanların bir birini işi bitinceye kadar kullanılır görmesi zavallılığı, son zamanlarda daha da artarken, böyle zavallı bir yaşam algısının çürümeyi de dibe vurdurduğu belirtiliyor.
Sivas´ta da etkinliğini gösteren yapmacık ilişkiler zincirinin, toplumun her kademesine yayıldığı bilinirken, çıkarlar üzerine kurulu bir yaşam algısının gelecek kuşaklara da sirayet edeceği görüşleri dile getiriliyor.
Para, pul, makam ve mevki, gündelik çıkarlar üzerine kurulu bir hayatın kanıksandığı görülürken, insanların "net olmaktan" da kaçındıkları biliniyor.
Ceplerde taşınan, her ortam ve kişiye göre önceden hazırlanmış maskeler bulunduğu ve bu maskeler ile ?çok yüzlü? bir yaşamın, herkes tarafından benimsenmeye doğru gitmesi ise hayretle izleniyor.
Toplumda az da olsa dik duran, özü sözü bir, yanlışlar karşısında ne t tavır gösteren, tavır sahibi insanların da bulunduğu ve bunlar sayesinde güven ve adaletin yaşamaya çalıştığı ve yaşamaya devam edeceği yorumları yapılıyor.